Kripto para borsaları devlet garantisine alınabilir mi?
Kripto para furyası özellikle son senelerde çok sayıda kişinin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Peki son zamanlarda dolandırıcılık olaylarıyla gündeme bomba gibi düşen kripto para piyasaları için devlet garantisi getirilebilir mi?
Big Para Hürriyet köşe yazarı Avukat Mustafa Güneş, bugünkü köşesinde kripto paraları kaleme aldı.
İşte Mustafa Güneş'in 'Kripto para borsalarına devlet garantisi olabilir mi?' başlıklı yazısı...
Kripto para furyası özellikle son senelerde çok sayıda kişinin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Kimini kısa sürede servete kavuşturan bu ekosistem kimini ise mağdur etti. Kripto para borsaları nedeniyle mağdur olan kişiler için, kendisine "borsa" diyen kuruluşun denetimsiz bir şekilde faaliyetine karışmayan kamunun "hizmet kusuru" olduğu ileri sürülerek kişiler tarafından dava açılabilir.
Yakın zamanda üst üste yaşanan olaylar ülkemizdeki "Kripto Para Borsaları"nın sorgulanmasına neden oldu. Öncelikle belirtilmesi gerekir ki, bu "borsa" adı altında hizmette bulunan şirketler hukuken borsa değiller ve bir borsadan beklenen hukuki güvence ve denetim mekanizmaları bulunmuyor.
Borsa kavramından genel olarak yatırımcıların değerli kağıt ve tahviller ile sair varlıkların alım satımının gerçekleştirildiği ve devlet denetimi altında olan yerler belirtilir. Örneğin, hisse senedi gibi kıymetli evrakın alınıp satıldığı yerlere menkul kıymet borsası denir ve bizdeki BİST bu borsalardan. Borsalar türleri itibariyle de ticari emtia borsaları, menkul kıymet borsaları ve vadeli işlem borsaları gibi alt türleri bulunur.
Kndine "borsa" diyen kripto varlık ticareti yapan bizdeki mevcut kuruluşlar aslında aracı olduğunu belirtiyor, ama bunu aşıp saklama hizmeti de sunuyor. Bu iki hizmeti bir arada gerçekten veriyor ve rollerini aracılıkla sınırlandırıyo olsalar bile bu iki şapkadan hangisini hangi aşamada başlarına taktığı anlaşılmadığından yakın zamanda yaşadığımız türden olumsuz olayların meydana gelmesi daha olası oluyor ve ilk bakışta bu anlaşılmıyor.
Bbahsi geçen borsalarda işlem yaparken pek de yasal bir güvence bulunmuyor.
Belli bir alanda devlet güvencesi bulunduğunu söylemek için öncelikle o alanın yasal olarak hem birincil ve hem de ikincil mevzuat temelinde sıkı bir şekilde düzenlenmiş olması gerekmekte. Örneğin tapu işlemlerinde "devlete güven ilkesi" bulunur ve tapu kayıtlarında yer alan bir hata sebebiyle zarar görenler bu güvenleri boşa çıktığı için devlete başvurabilirler. Yine mesela BİST örneğinden gidilecek olursa; 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa tabi şekilde çalıştığı için bu kanunda öngörülen standart ve kuralları uygulamakla yükümlü tutulur ve bu Kanunun öngördüğü şekilde SPK denetimi bulunuyor. Zira devletin sağladığı bu güvenli alanlarda işlemde bulunanlar devlete güvenirler ve bu güvenin boşa çıktığı durumlarda kamunun bir "hizmet kusuru" işlediği onaylanır. Bu kusur sorumluluğuna bağlı olarak da zarara uğrayanalar zararlarını devletten isteyebilir. Günün sonunda devlet bu zararı karşıladığında hizmet kusurunu işleyen memurlarına rücu eder. Klasik döngü böyle çalışır.
Konumuza dönecek olursak, "kripto para borsaları"nda yapılan işlemler bakımından yasal mevzuat açısından böyle bir devlet garantisi bulunmuyor. Bizdeki bu "borsa"lar olması gerektiği gibi yasal bir düzenleme kapsamına alınmış değiş, aracılık yapanlar aracılığı aştıkları gibi gibi saklama hizmeti de veriyor ve onları belli bir denetim mekanizmasına tabi tutmaya yarayacak bir lisans veya ruhsata da tabi tutulmuyorlar. Bu sebeple, bu sözde borsalar nedeniyle mağdur olan yatırımcıların idari yollarla başvuruda bulunup yasal bir hak olarak tazminat isteme hakları teknik olarak yok.
Ama ortada "borsa" adı altında bir faaliyetin yapıldığı ve kamunun genel denetim görevini yamadığı düşüncesiyle bir hizmet kusuru bulunduğu nedeniyle kamuya karşı da dava açılabilir. Bu son olayda da kendisine "borsa" diye tanıtann veya en azından kendisine "borsa" denmesine itirazda bulunmayan bir kuruluşun bu şekilde denetimsiz bir şekilde faaliyetine karışmayan kamunun "hizmet kusuru" olduğu ileri sürülerek vatandaşlar tarafından dava açılabilir.
Mağduriyetlerin giderilmesi açısından yukarıdaki ksapdamda devletin sorumluluğuna gidilmesi akla gelebilir. Fakat bundan önce, sorunu kaynağında çözmek için yapılması gereken düzenlemeler bulunuyor. Kripto paralar ve daha geniş şekilde kripto varlıklar konusuna ilişkin, bunların aracılığı ve kayıtlarının saklanması, türev varlıkların nasıl değerlendirileceği ve bu varlıkların türev araçların ihracında nasıl kullanılacağı gibi konular da kapsamlı ve yasal bir düzenleme yapılmalı. Yakın zamanda TCMB bir yönetmelik çıkardı ve bu Yönetmelik 30 Nisan 2021'den itibaren yürürlüğe alınacak. Fakat bu Yönetmelik kripto varlıkları "gayri maddi varlık" şeklinde tanımlayıp mevzuattaki boşluğu bu noktada bir nebze doldurmakla beraber, bunların doğrudan veya dolaylı şekilde ödeme aracı olarak kullanılmasına yasak getirdi. Bir hukuki düzenleme yaparken elbette belli yasaklamalar getirilebilir; kanunun koruduğu çıkarla uyuştuğu ölçüde yasaklamalar uygulanmalı da. Fakat, kripto varlıklar gibi çağın bir gerçeği olmuş ve gelecekte de her geçen gün ekonomik yaşamımızdaki yerinin genişleyeceği belli bir kategorideki düzenlemede yasaklarla yetinilmemeli. Kanun koyucunun yasal düzlemde temel meselelere bir düzenleme getirmesi ve kanun ile yetkilendirilmiş kamu kuruluşları tarafından ikincil düzenlemelerle uygulamanın nasıl yapılacağı belirlenmeli, kripto varlıklarla işlem yapmanın nasıl yasal güvence ve denetime kavuşturulacağı sorunu bir an önce ele değerlendirilmeli ve çözüme kavuşturulmalı.
Bu açıdan ilk önce yapılması gereken, kripto varlık borsası faaliyette bulunan firmaların çalışmaları lisansa bağlanmalı. Basit döviz bürolarının bile Hazine tarafından lisanslandığı göz önüne alınırsa, çok daha riske açık bu alanda lisans verilmemesi ve bir denetim mekanizması kurulmaması riskleri artırır. Pratik açıdan kamunun düzenlemeye başlayacağı ilk yer lisans olmalı.
Kripto para dolandırıcıların yeni oyunu deşifre oldu!
Kripto paralar için kanun ve ikincil mevzuat çalışması yapılmalı!
Kripto paralar daha çok insanı mağdur edecek!