22 / 12 / 2024

Levent Gürsel Alev: Kent yaşamından uzaklaştım!

Levent Gürsel Alev: Kent yaşamından uzaklaştım!

Ekolojik Üreticiler Derneği Başkanı Levent Gürsel Alev, 'Tarımı, hayvancılığı ve hatta enerjiyi, piyasa koşullarından bağımsız bir şekilde üretmek için akademik kariyerimi bırakıp kent yaşamından uzaklaştım' dedi.



Son yıllarda sayısı hızla artan 'Organik Halk Pazarları'nda avukatlık ve mühendislik gibi mesleklerini bırakıp, pazar tezgahlarında çalışan esnaflar, beslenmelerine önem veren müşterilerine organik meyve, sebze, bal, balık, çay, yumurta gibi temel besinleri ulaştırarak hizmet veriyor.
               
Ekolojik Üreticiler Derneği Başkanı Levent Gürsel Alev, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1999 yılından bu yana organik tarımla uğraştığını belirterek, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra uzun süre yayıncılık ve reklamcılıkla uğraştığını anlattı.
               
Bu sektörlerden kazandıklarıyla Eceabat"ta arazi aldığını ifade eden Alev, 'Tarımı, hayvancılığı ve hatta enerjiyi, piyasa koşullarından bağımsız bir şekilde üretmek için akademik kariyerimi bırakıp kent yaşamından uzaklaştım. Toprağı hissetmek için de çiftlik hayatı yaşamak istedim' dedi.
               
Artık doğada üretim yapılacak toprağın kalmadığını, bu nedenle organik tarıma yönelmek gerektiğini dile getiren Alev, tarımla ilgili kitaplar okumaya başladığında, konveksiyonel tarım metotlarıyla karşılaştığını ve bu metotta kullanılan kimyasallardan rahatsız olduğunu belirtti.
               
Yaptığı araştırmalar sırasında, yapmak istediği üretimin organik tarım olduğunu fark ettiğine dikkat çeken Alev, 'Dünya ekolojik bir krizin eşiğinde. 1970"lerde Yeşil Devrim ile birlikte sentetik kimyasalların tarımda kullanılmaya başlaması, toprakta ciddi bir kirlenmeye neden oldu' diye konuştu.
               
-'KUTUP AYISINI KANINDA BİLE NİTRAT BULUNDU'-
               
Birinci ve ikinci dünya savaşlarına oluşan kimya sanayisinde üretilen kimyasal silahların, savaş sonrasında modifiye edilerek yavaşça tarıma sokulduğunu ileri süren Alev, şunları kaydetti:
               
'Nitrojen bombası nitrat gübresine, biber ya da sinir gazı adını verdiğimiz kimyasal da modifiye edilerek böcek öldürücü ilaçlara dönüştürüldü.
 Laboratuvarlarda tasarlanan Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı (GDO) ürünler bir felaket olarak sofralarımıza girdi. çernobil faciasında yaşadığımız gibi nükleer enerjinin yarattığı sonuçlar da toprağı tehdit eder oldu. Kimyasal ya da endüstriyel tarımın ürettiği sonuç ile topraktaki bakteriler canlılar dahi yaşamaz hale geldi. Kutup ayısının kanında bile nitrat bulundu. Tüketecek toprak kalmadı. Tüm bunlar kentli aydın dilebileceğimiz kesimlerin tepkisini çekti ve "organik tarım"a bilinçli bir yöneliş başladı. Eğitim seviyesi yüksek insanlar ekolojik krizin farkındalar ve somut bir şeyler yapmak istiyorlar. Diğer tüketim ürünlerine yapılan tepkiler bazen soyut kalabiliyor. Ancak organik tarım aynı zamanda bir "iş" olabildiği için oldukça somut sonuçlar ortaya çıkıyor.'
               
Pazarda açtığı tezgahlarda üniversite arkadaşları ile karşılaştığını ifade eden Alev, yaptığı işin eski meslektaşları tarafından son derece duyarlılıkla karşılandığını belirtti.
               
Alev, organik tarımın dışardan romantik gözüktüğü kadar ciddi bir düşünsel uğraş olduğunu da sözlerine ekledi.
               
-'ORGANİK PAZAR, FARKINA VARMAKTIR'-
               
17 yıl avukatlığının ardından organik tarımla ilgilenen Nadire Tuğcu da, organik tarımla beraber yaşamında ciddi değişiklikler olduğunu anlattı. 'Gıda ile ilgili konularda rant olmaması gereklidir' diyen Tuğcu, şunları söyledi:
               
'Belli bir eğitim seviyesindeki insanların bu pazarlarda bir araya gelmesi tesadüften öte bir durumdur. Organik pazar, farkına varmaktır. Organik ürün bize tezgahta bir kelebeğin doğuşunu gösterdi. Bir müşterimiz ürünlerimizin güvenilirliğini sorguladıktan sonra elma almaya karar verdi. Tezgahtan aldığı ilk elmanın ortasına uğur böceği konmuştu ve o böcek tüm bu uğraşımızı o müşteriye anlattı. çünkü uğur böceği kimyasal olan yerde durmaz ama burada rastlamak mümkün.'
               
Organik ürünler çöpe atıldığında çok üzüldüklerini ifade eden Tuğcu, 'Bu ürünlerde bir çok kişinin emeği var. O kadar emeğin ardından bu ürünleri insanlarla buluşturamadan çöpe atmanın üzüntüsünü anlatamam' dedi.
A.A


Geri Dön