05 / 11 / 2024

Maaşlar konut kredisine gidince esnafın keyfi kaçtı

Maaşlar konut kredisine gidince esnafın keyfi kaçtı

Tüketiciler önce araba, ardından da konuta yönelince, esnafın müşterisi kesildi. Türkiye'de son üç yılda satılan 5 milyon konut için bankalara ödenmesi gereken para 30 milyar YTL'ye yaklaştı.






Manisa Akhisar'da Hilal Helva'nın sahibi Hüseyin Ölmez, en iyi müşterisi olan PTT çalışanlarını kaybetmenin şaşkınlığını yaşıyordu. Bir şirket personeline bunun sebebini sorunca ilginç bir cevapla karşılaştı: "80 çalışandan 70'i araba aldı.





Maaş otomobil taksitine gidince, ancak temel ihtiyaçlarına harcayacak parası kaldı." Bu cevap aslında esnafın son yıllarda yaşadıklarını özetliyor. Tüketiciler önce araba, ardından da konuta yönelince, esnafın müşterisi kesildi. Türkiye'de son üç yılda satılan 5 milyon konut için bankalara ödenmesi gereken para 30 milyar YTL'ye yaklaştı. 'Ayağı yerden kesen' araba kredilerinin tutarı ise 5 milyar 689 milyon YTL. İlk aylarda birikimleriyle borçlarını ödeyenler, zamanla harcamalarını kısmaya, alışverişte kredi kartına ağırlık vermeye başladı.


Bankalararası Kart Merkezi'nin ekim sonu itibarıyla kredi kartı sayısının 35,8 milyona ve kartlarla yapılan harcama miktarının 115 milyar yeni liraya ulaştığını gösteren verileri bunu doğrularken, özellikle küçük ve orta büyüklükteki esnaf nakit sıkıntısıyla karşı karşıya kaldı. Karşılıksız çek sayısının ekimde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,3 artarak 128 bin 416'ya çıkması da esnafın ödeme güçlüğü çektiğinin bir başka göstergesi.


Siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanmasının ardından, bankaların kredi oranlarını hızla düşürmesi önce otomotivde, ardında da konutta talep patlamasına yol açtı. Daha maket halindeyken projelerin yarısı satılıyordu. 2003'ten 2006 sonuna kadar 4 milyon 973 bin ev satıldı. Merkez Bankası'nın verilerine göre tüketicilerin bankalara ödemesi gereken konut kredisi miktarı 16 milyar 981 bin yeni lira iken, 9 Kasım itibarıyla bu rakam 30 milyar 830 bin yeni liraya çıktı. Taşıt kredileri miktarı 5 milyar 689 milyon yeni liraya yükseldi. Özellikle bordrolu çalışanlar, ev ve otomotiv taksitlerini ödeyebilmek için masraflarını kısmaya ve alışverişlerin tamamına yakınını kredi kartıyla yapmaya başladı. Bankalararası Kart Merkezi'nin verileri bu durumun en açık göstergesi. 2003'te 19,8 milyon kredi kartıyla 40 milyar 336 milyon yeni liralık alışveriş yapılırken, Ekim 2007 itibarıyla kart sayısı 35,8 milyona, harcama miktarı da 114 milyar 596 milyon yeni liraya yükseldi. Sadece ekimdeki harcamalar incelendiğinde, giyim ve aksesuarda 1 milyar 136 milyon yeni lira, market ve alışveriş merkezlerinde 1 milyar 909 milyon yeni lira, benzin istasyonlarında 1 milyar 727 milyon yeni lira ve telekomünikasyon hizmetlerinde 868 milyon yeni liralık kredi kartı harcaması görülüyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin temmuz ayında gerçekleştirdiği anketin sonuçları da reel sektördeki sıkıntıyı gözler önüne seriyor. Anket sonuçlarına göre bu yılın ilk altı ayında yüzde 72,2'sinin cirosu ya artmamış ya da azalmış. Aynı şekilde, kârlılığın aynı kaldığı ve azaldığını söyleyenlerin oranı yüzde 78,9. Ancak ankete katılan firmalar bu yılın ikinci yarısında hem cirolarının hem de kârlılıklarının artacağını ümit ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun son açıkladığı verilere göre ekim ayı itibarıyla kurulan şirket sayısı da yüzde 15 oranında artarken, kapanan şirket sayısı 19 bin 349 oldu. Sadece ekim ayında kapanan şirket sayısı 8 bin 63. Piyasalardaki durgunluk, çek ve senet ödemelerini de güçleştiriyor. Merkez Bankası'nın verilerine göre ekimde geçen yılın aynı dönemine göre karşılıksız çek sayısı yüzde 8,3 artarak 128 bin 416'ya çıktı.


Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, kredi rakamlarının geçen seneye göre çok yüksek oranda arttığına dikkat çekerek, bu gelişmenin önceden piyasalarda hissedildiğini kaydediyor. Bu noktada esnafın işlerinin azalması dolayısıyla büyük alışveriş merkezlerinin suçlanmaması gerektiğini vurgulayan Meral, "Piyasadaki nakit sıkıntılarından biri insanların önümüzdeki günlerin kazançlarını önceden tüketmesi." diyor. Kredi kartı taksitlerinin 24 aya kadar uzadığını ifade eden Meral, piyasada tıkanmanın meydana geldiği görüşünde. Meral'e göre bu durum ekonomide krize yol açmaz, ancak büyümenin azalmasına ve ekonominin soğumasına sebep olabilir. İlk olarak yapılması gereken ise piyasaya nakit verilmesi. İkinci olarak yapılması gereken nokta faizlerin düşürülmesi. Faizlerin düşmesiyle birlikte konut satışları kolaylaşacağı için yeni bir nakit rahatlaması oluşturur. 100 bin yeni konutun satılması beraberinde yeni projeleri ve yeni istihdam imkânı getirir.


Memurun yüzde 78'inin bankalara borcu var


Memur sendikalarının yaptığı anketler, maaşlı çalışanların bankalara ne kadar borçlu olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye Kamu Çalışanları Sendikası'na (Kamu-Sen) bağlı Türk Eğitim-Sen tarafından bin 240 kişi üzerinde ağustos ayında yapılan ankete göre eğitim çalışanlarının yüzde 78,4'ünün bankalara kredi kartı veya tüketici kredisi borcu bulunuyor. Ankete katılan memurların yüzde 34'ü de geçimini sağlamak için ek iş yapıyor. Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu'nun (BASK) bin 100 kişi üzerinde yaptığı ankete göre de memurun yüzde 91,72'si kredi kartı kullanıyor. Yüzde 9,61'i dört kart taşırken birden fazla kredi kartı bulunanların oranı yüzde 67,27.


Borçlu işyerleri ödeme kolaylığı istiyor


Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken, esnafla dar gelirlinin durumunun aynı olduğunu belirterek, piyasalardaki sıkıntının kalkması için gelir dağılımında adaletin sağlanmasını istiyor. İnsanların bazen bilerek bazen de mecburen kredi kartlarına yüklendiğini vurgulayan Palandöken, bir kereye mahsus borçların ödenebilmesi için düzenleme yapılmasını öneriyor. Palandöken, döviz ve faizin yüksek olduğu dönemde SSK primi ve vergiden dolayı borç altında kalan esnafa yönelik yeni bir düzenlemeye gidilmesi gerektiğini ifade ediyor.


Piyasalardaki iyileşme, küçük esnafa yansımadı


Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, enflasyonun düşürülmesi, mali disiplinin sağlanması gibi makroekonomik göstergelerdeki iyileşmelerin esnafa yansımadığını ifade ediyor. Özgenç, ödemelerdeki aksaklıklara dikkat çekerken, 2001 yılında meydana gelen krizle karşılaştırıldığında durumun çok iyi olmasına rağmen alışverişteki hareketsizlik sebebiyle ödemelerde sıkıntılar yaşandığını vurguluyor. Özgenç, "Borçlanma açısından Türkiye ekonomisi ile halkın ekonomisi birbirine benziyor. Halkımız da Türkiye gibi veresiye yaşıyor." ifadelerini kullanıyor. Zorunlu alışverişlerin kredi kartıyla yapıldığını söyleyen Özgenç, "Kredi kullanarak geleceğe borçlanan ve kredi kartını dolduran vatandaş da artık harcamıyor. Bu nedenle tüccarın ve esnafın çeki senedi ödenemiyor. Piyasalar adeta kilitlenmiş vaziyete geldi. Para yok, harcama uykuda." şeklinde konuşuyor.


ABDÜLHAMİT YILDIZ


Geri Dön