Maçka'daki HES projelerine vatandaşlardan tepki!
Maçka'da HES'ler ve taş ocakları vatandaşı isyan ettirdi. Yöre sakinleri HES ve taş ocakları nedeniyle derelerde su kalmadığını, balıkların öldüğünü ve patlatılan dinamitler nedeniyle mağdur olduklarını dile getirip yetkililerden yardım istedi.
Trabzon'un Maçka ilçesinde vatandaş HES'lerden ve taş ocaklarından şikayetçi. HES ve taş ocakları dolayısıyla derelerde su kalmadığını, akan suyun ise kirli olduğunu bu yüzden balıkların öldüğünü ifade eden vatandaşlar, taş ocaklarının patlattığı dinamitler nedeniyle de mağduriyet yaşadıklarını dile getirdi. Maçka'da Hamsiköy ve Mulaga deresi üzerinde bulunan yaklaşık 6 HES'in doğaya ve çevreye verdiği zararı dile getiren yöre sakinlerinden Ziya Eyüboğlu, "Benim bildiğim kısacık bir mesafede yaklaşık 6 HES söz konusu, bu HES'ler nedeniyle derelerimiz kurudu, balıklarımız öldü. Çünkü bu HES'ler mevcut su oranından almaları gerekenden fazla su topluyor. Balıklara can suyu bırakmıyorlar. Derelere bıraktıkları suyun oksijen miktarı az. Balıklarımız ölüyor. Dereye daha fazla su bırakmaları gerekiyor ki balıklar ölmesin. Deredeki su hep bulanık akıyor" dedi.
DERELER ÖZGÜR AKSIN BALIKLAR ÖLMESİN
Turizme yakışmayan görüntülerin yaşandığını söyleyen Eyüboğlu, "Turizm vadisiyiz ama derelerimizin bir görselliği yok. Konuyu yetkili kişilere aktardığımızda herkes topu birbirine atıyor. Yetkililer, 'Bizim yetkimizde değil' diyor. Taş ocağı sayısı fazla, HES'ler fazla bu kadar fazlalığın arasında doğanın tahrip olmaması olabilir mi? Doğa tahrip olduğunda bizde zarar görüyoruz. Yıllardır bu sorunlarla karşı karşıyayız. Çözüm üreten yok. Balıklar ölmesin, yeterli miktarda su bıraksınlar, dereler özgür aksın. Başka bir arzumuz yok. Turizm vadisini HES'lerle, taş ocaklarıyla tanıtmayı hedefliyorlarsa bilemeyiz tabi' ifadelerini kullandı.
TAŞ OCAKLARI HEM DOĞAYA HEM BİZE ZARAR VERİYOR
Bölge sakinlerinden Mustafa Ergün ise Maçka'daki taç ocaklarından dert yandı. Taş ocaklarının her yere zararı olduğunu belirten Ergün, "Maçka'nın Çatak mahallesinde ikamet ediyoruz. Hemen yanı it başımızda bir taş ocağı var. Bu taş ocağı usulsüz bir şekilde dereye toprak döküyor. Döktüğü toprak dereyi kurutuyor. Tüm bunların dışında dinamit patlatıyor, evlerimiz çatlıyor ve yıkılma tehlikesi ile karşı karşıyayız. Yıllardır taş ocağına gidip gelen kamyonlar nedeniyle yollarımız da patates tarlasına döndü. Toz, toprak içinde meyve, sebzelerimiz heba oluyor. Burası doğa cenneti ama biz özel mülkümüz içinde şantiye hayatı yaşıyoruz. Derelerimiz bulanık akıyor, balıklar ölüyor. 12 yıldır bitmeyen bir çilemiz var" diye konuştu.
Karadeniz'de İlk Haber