Mahmut Asmalı: Bol para ile büyüme bitti, şimdi sahada koşma zamanı!
AK Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Asmalı "Türkiye’de artık bol para ile büyüme dönemi sona ermiştir. Tabi ki elimiz kolumuz da bağlı değil. Fırsatları ortaya çıkaracak girişimlerde bulunmak durumundayız. Bana göre şimdi oturma değil, sahada koşturma zamanıdır’’ dedi...
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanvekili ve AK Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Asmalı, Türkiye ekonomisinin yıkıcı güçlerin etkisiyle 2018 yılında girdiği türbülanstan Kabinenin aldığı tedbirler ve iş dünyasının kriz deneyimleri ile yavaş yavaş çıktığını söyledi.
Yeni Akit'ten Mehmet Canıtatlı'nın haberine göre; Mahmut Asmalı, iç piyasadaki tıkanıklığın sebebinin sadece finansa bağlamak doğru olmadığını kaydetti.
Tıkanmanın sebepleri
Asmalı, "Büyük oranda finansal tablolara bağlı görünse de, başka dinamikler de rol oynuyor" dedi. Asmalı, sözlerine şöyle devam etti; "Mesela inşaat sektöründe; arsaların aşırı artması, bazı arsa sahiplerinin aç gözlü yaklaşımı, ‘Ben iyi müteahhitim’ diyerek ortaya çıkan bazı kişilerin hesap kitap yapmadan işe başlayıp gerisini getirememeleri tıkanmada rol oynadı. Tabii ki Türkiye’de artık bol para ile büyüme dönemi sona ermiştir. Tabi ki elimiz kolumuz da bağlı değil. Fırsatları ortaya çıkaracak girişimlerde bulunmak durumundayız. Bana göre şimdi oturma değil, sahada koşturma zamanıdır"
Normalleşmeyi kestirmek zor
Asmalı, 2019’a dair beklentilerini ve yaptıkları temel çalışmalarından bazılarını ise şöyle sıraladı:
İş aleminin bir beklentisi de, piyasada normalleşmenin ne zaman başlayacağı yönünde. Bana göre bu süreci hemen yakalamak zor. Kabinenin aldığı tedbirler sayesinde Türkiye ekonomisi üzerindeki kara bulutlar dağılmaya başladı. Ancak gelişmiş ülkeler başta olmak üzere Avrupa’dan gelmekte olan kara bulutların olduğunu görüyorum. Bunun küresel çapta olması riskleri artırıyor. Karamsar olmak istemesem de 2008’den daha derin bir risk var. Çünkü o yıllarda tüm dünya krizi elbirliği ile aşma çabasını ortaya koydu. Şimdi ise ticaret savaşları bu ruhu ortadan kaldırmış görünüyor. Böylesine acımasız rekabet ortamında Türkiye’nin finansal yönlü açıklarının hızlıca kapatılması yönünde bir çabaya ihtiyaç var. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, finansal yapıda yeni bir mimari inşa ettiklerini belirtiyor. Alınan tedbirler etkisini göstermeye başladı. Yapısal reformların da devamı gelecektir. Böylece yaşanabilecek bir küresel krize de hazırlık yapılmış olunuyor.
Her kriz bir fırsat
Bir işadamı olarak bana sorarsanız 2019 yılında AK Yapı olarak yeni bir büyüme stratejim yok. Tabi ki küçülme planım da yok. Biz, geçen yıl tedbirlerimizi almıştık. Burada da tasarrufu ön planda tuttuk. Grup olarak önceliğimiz elimizde bulunan dört projeyi bitirmek olacak. (TEM 34) Aslında tüm firmaların ana stratejisi artık çok büyümekten ziyade batmamak için yapılması gereken ne ise onu yapmaları yönünde olmalıdır. Bugün mütevazi bir kâr marjı ve belli bir hızla ile büyürseniz bu sizin sağlam adımlarla ilerlemenize vesile olur. Bir kriz anında da size fırsat olarak dönebilir. Bu dönemde de bilançosu sağlam olan ve nakit akışı doğru yönetilen firmalar için yeni fırsatların kapısı açılabiliyor. Artık firma yöneticileri, ‘Ben çok büyüyeyim, gelişmek için ne gerekirse yapayım’ demektense, varsa Borçlarını kapatarak, riskleri dikkate alarak adım atmalılar. Hatta gerekirse güçbirliğine gidilebilecek alanları da gözden geçirmeliler.
Dostlarımızı uyarıyoruz
Dost meclislerinde işten güçten söz ederken, "Bankaları kendi emeğinize ortak etmeyin. Bunun yerine güçbirliğine gidin, böyle yaparsanız daha bereketli olur" diyorum. Biz, firma olarak 20 yıl öncesinden bugüne kadar 28 tane ortaklık kurmuşuz. Hemen hemen hepsinin de bereketini gördük diyebilirim. Bugün bir kısmı ile ortaklıklarımız sona erse de, dostluklarımız devam ediyor. Hamdolsun hiç biri ile kavgalı da değilim. Ortak iş yapanlar riskleri de bölüşmüş oluyor. Herkes kendi iyi bildiği konuda ilerliyor, sorumluluklar da aynı şekilde yerini buluyor.
Bir dairenin yumurta kadar değeri olmalı
Türkiye’deki gayrimenkullerin alım-satım ve kiralama gibi işlemlerinin 7/24 elektronik ortamdan yapıldığı Gayrimenkul Kıymetler Borsası’nı (GABORAS) kurduk. Konut ve iş yeri gibi projelerle ilgili gerçek ve şeffaf bilgilere ulaşımı kolaylaştıracak borsa sayesinde yabancıya güvenli bir zeminde gayrimenkul satışları da yapılacak. GABORAS’ta MÜSİAD’ı ben temsil ediyorum. Türkiye’deki emlak piyasasında gözlemlediğimiz başıboşluğu disiplin altına almayı amaçlıyoruz. 1 liralık bir yumurtada kod varken, neden binlerce lira ödeyerek satın alınan bir dairenin her yönüyle, ne şekilde güvenli olup olmadığına, gerçek değerine dair sağlıklı bilgiye ulaşılmıyor? İşte GABORAS ile bu sağlanacak. Sadece emlakçıların kendi iradeleri ile oluşabilen bir piyasa değeri sağlıklı değildir. Bu proje tüm Türkiye’yi kapsayacak. Emlakçılar da daha kurumsal çalışmak zorunda kalacaklar.
Hedef, tüm İslâm ülkeleri
Türkiye’nin gayrimenkul değerlerini gerçekçi bir yaklaşımla ortaya çıkarmayı hedeflerken başka bir hedefin de temellerini atmış olduk. Türkiye’nin 461 bin km karelik alanında ticaret yapılıyor. Biz km bazlı alanlara bölerek değer tespiti yapacağız. Sistemi Türkiye’de tam anlamı ile kurduktan sonra İslam ülkelerinde uygulama yapacağız. İSEDAK ile bu konuda irtibatlıyız. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 2014’teki İSEDAK zirvesinde ‘İslam ülkeleri arasında Gayrimenkul Kıymetler Borsası kurulmalıdır’ demişti. Biz de, Sayın Erdoğan’ın işaret ettiği bu ufka göre adım atıyoruz. Güvenilir yatırım için bu sistem büyük ilgi görecektir.
Üyelerimize kulak veriyoruz
Asmalı: Her yılbaşında MÜSİAD üyelerinin beklentilerini konu alan bir çalışmamız oluyor. Son olarak 2018’in nasıl geçtiğini ve 2019’dan beklentilerini konu alan bir anket çalışması yaptık. 9 Ocak Çarşamba günü Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın katılımı ile gerçekleştirilecek toplantıda kamuoyu ile paylaşılacak. Ayrıca ekonomik gelişmelerle ilgili istişare edeceğiz.
Asmalı’dan Ankara ve iş dünyasına mesaj
1-Ülke ekonomisine katkı sağlayan üretici ve yatırımcılar için finansa erişim kolaylaştırılmalı.
2-Enflasyonla etkin mücadele devam ettirilmeli. Herkesin desteklemesi gereken bu yaklaşım, faiz oranlarının da aşağıya çekilmesinde rol oynayacaktır.
3-Faizler hızlı yükseldi ama aynı hızla aşağı inmeyeceği bilinciyle tedbirli olunması gerekiyor. Kademeli inecektir.
4-Dış finansmana ihtiyaç duymadan öz kaynaklar değerlendirilmeli. Çünkü dış finansman maliyetleri arttı.
5-Öz kaynak yetersiz ise güçbirliğine gidilmelidir. Kimse bundan korkmasın. Batmaktansa ortaklık kurmak daha iyidir.
6-İthal girdilerin azalma sürecini devam ettirecek gayret devam etmelidir.