27 / 05 / 2024

Medine'deki eğik minarenin sırrı ne

Medine'deki eğik minarenin sırrı ne

Uzman hocalar, Hz. Muhammed (SAV)'in kabrinin yanındaki minarenin özellikle eğik yapıldığını anlatıyor. Amaç, bir doğal afet anında, minarenin kabrin üzerine devrilmesine engel olmak



Medeni yani Medineli... Bu dediğimi sadece kafiye olsun diye söylemedim. Gerçekten de çok medeni gördüm şehri ve yaşayanlarını. 10 gündür yaşadığımız Mekke'de, kutsallığına asla yakışmayan o kadar çok pislik, derme çatmalık, kabalık, tatsızlık gördükten sonra ilaç gibi geldi burası bize. Medine'deyiz... Hicret yolunu izledik ve hedefe vasıl olduk. Yorgun hallerimiz 7 saatlik ağır karayolculuğunun bize armağanı. Diyanet'in ayırttığı otelimize girer girmez dinlenmeye çekiliyoruz mecburen. Kimsede kıpırdayacak hal mecal yok ki. Üzüntümüz, Hz. Peygamberimiz (SAV)'in kabrine yapacağımız ziyareti yarına ertelemek zorunluluğu. Binlerce kişinin birbirini adeta devirerek ulaşmak istediği o yüce makama giderken güçlü kuvvetli olmazsak yere yıkılırız şakası yok. Yine de akşam namazını mübarek türbenin bulunduğu külliyede kılmak isteyen diyanet hocalarının yanında gittik. Hiç değilse çevreyi tanıdık, Hz. Muhammed'in yoldaşları ve sahabelerinin yattığı toprakları gördük. Dikkatimi çeken peygamberimizin mezarına ev sahipliği yapan Mescid-i Nebevi minarelerinden birinin eğri oluşu.

KİMLER YATIYOR
Sorularıma ilginç yanıtlar, bakın nasıl geliyor uzman hocalardan.

 Ne zaman inşa edildi bu mescit hocam
-Hicret'ten sonra, Medine'de, Hz. Muhammed ve ashabı tarafından inşa edildi. İslam âleminin en kutsal mezarları ve Kubbetul Hadra (yeşil kubbe) ismi verilen mekân da burada. Aslında Kubbetul Hadra'yı bugünkü görkemli haline getiren Osmanlı atalarımızdır.

 Kubbetul Hadra'nın yanındaki minare eğri gibi geldi bana. Göz yanılması mı yoksa
-Hayır Savaş Bey yanılmıyorsunuz. Eğiktir gerçekten.

 Neden böyle duruyor da yenisi yapılmıyor
-(gülerek) Özellikle eğik yapılmış da ondan

 !!!!!
- Bu minare ünlü Pisa Kulesi gibi eğiktir. Nedeni herhangi bir doğal afet anında minarenin Hz. Muhammed'in (sav) mezarının üzerine devrilmesine engel olmaktır. Bu nedenle kule mezarın zıddı yönünde eğimlidir.

 Cennetül Baki mezarlığı da çok büyük...
-Evet. Burasının yeri bizzat Hz. Muhammed (sav) tarafından seçilmişti. İlk sakini, Osman bin Muiz oldu ve peygamberimiz Hz. Muhammed, cenazenin defninden sonra, mezarın baş ve uçlarına yanından getirdiği ilk taşı koyarak, "Bu ahrete ilk gidenimizdir" dedi. Peygamber Efendimiz burayı zaman zaman ziyaret eder ve metfun bulunan müminler için dua ederdi.

YARIN OLA HAYROLA
 Çok kalabalık ziyaretçiler. Kimler var ki burada yatanlar arasında.
-Efendimizin zevceleri, evlatları ve ashabın seçkinlerinin mübarek, nurlu bedenlerinin son mekânıdır burası Savaş Bey. Üçüncü halife Hz. Osman, başlangıçta Cennetül Baski dışında bir mevkiye defnedilmişken, mezarlık onun kabrini de içine alacak şekilde genişletildi.

 Sahabeler yatıyor dediniz. Kimdir o sahabeler
-Peygamber Efendimizi görme şerefine nail olan, sesini duyan, onunla namaz kılan ve İslâmiyet uğrunda hiçbir fedakârlıktan çekinmeyen on bin kişinin toplu adıdır. Hz. Abbas, Hz.Ayşe, Hz. Fatıma, Ebi Vakkas, Hz. Hasan gibi sahabe ile İmam-ı Malik gibi Tabiundan birçok büyük zevat burada yatıyor.

 Yarın olsa da esas menzile erişsek, Hazreti Peygamberi de ziyaret edebilsek...
-Hayırlısıyla yarın olacak bu arzunuz. Çok özel duygularla çok özel şeyler anlatacaksınız yazınızda emin olun.

Medeni sokaklar

Temiz, nizamlı, hoş bir kent demiştim ya Medine için, kafilemizdeki herkesin fikri aynı. Tarihini öğrenmek için Bugün Gazetesi yazarı ve ilahiyatçı Cemal Uşak abimize müracaat ediyorum. Keyifle anlatıyor bir çırpıda. Diyor ki; "Sevgili Savaş burası çok eskiden Yesrib adıyla anılırmış. Hicretten sonra hem efendimiz Muhammed, hem müminler Mekke'dekine yakın sıkıntılar çekti önce. Sonrasında ekonomik yapı güçlendirildi. Sadaka alan konumundan sadaka dağıtan konuma geçildi. Mescit hayatın merkezi haline getirildi. Ezan simge oldu. Dinin kemale erdiği Kur'an'la perçinlendi." Bu mini brifingin ardından tek başıma çıkıyorum sokağa. Bir kenti tanımanın en heyecanlı yolu, içinde yitip gitmek valla. Bilmeden girdiğim her sokak, döndüğüm her köşe sürprizlere, keyiflere vesile oluyor. Renkli güllü giysilerin, hediyeliklerin bezediği dükkanlar sıra sıra. Az ötelerde süslü püslü edilmiş develer turistlerin hizmetine sunulmuş. Çöken hayvanın üzerine oturanlar devenin yükselmesiyle önce çığlık atıp sonra alışarak keyifle poz veriyor. Sokak satıcıları şerbetler, pilavlar, hurmalar dolu tabakları uzatıyor isteyen her ziyaretçiye. Bir başka semte yürüdüğümde, elektronik pazarının göbeğinde buluyorum kendimi. Müthiş ucuz ama tedirgin edici. Çoğunun taklit Çin malları olduğunu fısıldıyor kıdemli Türkler. Sonra yorgunluk nüksediyor ve daha detaylı gezi notları için yarın yine bu sayfalara davet ederek bugünlük 'baş baş' diyorum hepinize.
Sabah/Savaş AY


Geri Dön