Mehmet İmeryüz: Trafonuz patlıyorsa şebekeniz akılsızdır!
Türkiye enerji sektöründe liberalizasyonla varılmak istenen hedef için belki de en kritik nokta, enerjinin tüm tarafları için sağlıklı bir veri altyapısına sahip olmak. Bunun yolu da akıllı şebekelere sahip olmaktan geçiyor.
Türkiye enerji sektöründe liberalizasyonla varılmak istenen hedef için belki de en kritik nokta, enerjinin tüm tarafları için sağlıklı bir veri altyapısına sahip olmak. Bunun yolu da akıllı şebekelere sahip olmaktan geçiyor. Akıllı şebekeler nedir sorusuna en iyi cevap, bunun ne işe yaradığını anlatmaktan geçiyor. Biz de, akıllı şebekeler konusunda dünyanın önde gelen enerji oyuncularından General Electric’in ilgili biriminin Türkiye yetkilisiyle, GE Dijital Enerji Ülke Müdürü Mehmet İmeryüz ile konuştuk.
Elektrikte akıllı şebeke nasıl gündeme geldi?
Elektrik dağıtımının özelleştirilmesi akıllı şebekeler için çok önemli bir kilometre taşı oldu. Çünkü dağıtım şirketleri için hem işletme, hem de enerji verimliliklerini artırmak önemli bir unsur haline geldi. Müşterilere teknik kalitesi yüksek, kesinti sıklığı ve süresi düşük şekilde elektrik ulaştırılması yasal zorunluluk. Şirketlerin buna yönelik yatırımlarını da ikinci tarife döneminde, yani en geç 2015 yılı sonunda bitirmesi gerekiyor.
Peki ne durumdalar? Siz ne yapıyorsunuz?
Dağıtım şirketlerinin hepsiyle de temas halindeyiz. Bilfiil proje yürütüğümüz projelerin dağıtım şirketi sayısı şimdilik iki. Biri Yeşilırmak Elektrik Dağıtım AŞ ile diğeri de Trakya Elektrik Dağıtım AŞ. Bugün olmasa da yarın bütün dağıtıcılarla da çalışabiliriz. Elektrikteki serbest tüketici limiti sıfırlandığında akıllı şebeke uygulamalarının sektördeki önemi daha da artacak. O yüzden bu iş aslında hiç bitmeyecek. Hep gelişerek daha iyiye doğru devam edecek.
Ne kadarlık bir potansiyel var?
Potansiyel yüksek. Çünkü dağıtım sektöründe nasıl olsa özelleştirilecek diye bazı temel işler yıllarca askıda kaldı. O yüzden şebekeler donanıma da muhtaç, veriye de... Yani önce sensör koyman lazım...
Bu ne demek?
Şu anda şebekelerdeki yatırımların çoğu veri toplamaya yönelik. Haberleşme altyapısını tesis ediyorsunuz ama akıllı şebeke bundan ibaret değil. Elde etmeye çalıştığınız şey, öncelikle bilgi üretmek. Bu bilgileri analiz edip verimliliği artıracak kararlar almak. Özel sektör bu şebekeleri devraldığında varlıklarla ilgili o kadar büyük eksiklikler vardı ki ortada. Sırf varlıkların dökümünü ve bunların nerede bulunduğunu, nereye bağlı olduğunu bile bilmiyorduk. Şu anda önemli bir veri elde ediyoruz.
Ne elde ediyorsunuz mesela?
Örneğin en basiti, hangi trafodan kimlerin elektrik aldığını biliyorsunuz. O trafonun devreden çıkması halinde ne kadar müşterinin ne kadar süreyle ve hangi sıklıkta elektriksiz kaldığını biliyorsunuz demektir bu.
Bunu bilmek ne kazandıracak ki?
Şirketin performansı böyle ölçülüyor. Performansına göre devlet dağıtıcıyı ödüllendiriyor ya da cezalandırıyor. Bunları bilirseniz alacağınız ve dağıtacağınız enerji miktarını da daha iyi hesaplayıp, sistemi daha kolay ve verimli şekilde yönetebiliyorsunuz. Elektriği sadece dağıtana değil, aboneler, satıcılar, hizmet sağlayıcılar ve sosyal paydaşlar açısından da faydalar üretecek bir sistem bu. Kullanıcı daha düşük fatura ödeyecek, ülkenin genel enerji tüketimi azalacak. Hatta enerji daha verimli kullanılınca çevreye de fayda sağlanacak.
Demek ki sadece şirketleri ilgilendiren bir olay değil bu...
Evet, her paydaş açısından da değerler ve faydalar üretebileceğini görüyoruz. Sonuçta dağıtım şirketi hem verimliliğini hem de müşteri memnuniyetini artırıyor. Daha sürekli, kaliteli elektrik verdiği için müşterisini korumayı, yeni müşteri kazanmayı sağlıyor. Serbest tüketici limitlerinin sıfırlanacağı süreçte bu satıcılar için çok daha önemli. Daha kaliteli hizmet alıyor tüketici. Daha kaliteli hizmet almak, daha az elektrikli cihaz arızası demek...
Vatandaşın cebine katkısı çok dolaylı ve uzak görünüyor...
Asıl olan nedir? Şebekeyi en akılcı şekilde yönetmek açısından arz ve talebi dengelemek çok önemli. Siz bunu ne kadar ölçerseniz, şebekeyi o kadar iyi kullanıyorsunuz demektir. Talep yönetimi dediğimiz uygulama, hizmet şirketi, santral sahibi ve elektrik satıcıları için de çok önemli. Örneğin satıcılar bu verileri görerek, daha rekabetçi fiyatlar verebilecek. Yani tüketiciye daha ucuza elektrik tüketme şansı tanıyacak.
Yaptıklarınız ne kadarlık düzelme sağladı?
Geçmiş döneme ilişkin veriler sağlıklı tutulmadığı için bunu ölçmek de zor. Öncesini bilmediğimiz için sadece sıfırdan yeni veri üretiyoruz. İşin gerçeği bu. Şebekelerin çok iyi planlanmadığını görüyoruz.
Kötü planlamanın sonuçları?
Akıllı uygulamalar size şebekedeki fiziki varlıkları da daha iyi yönetme imkanı sunuyor. Mesela gereğinden yüksek ya da düşük kapasiteli kurulum yapmazsınız. Bunların ikisi de zararlı. Birinde kullanmayacağın ölçekte büyük kurulup yapıp, sonra bunu atıl tutarak boşa kaynak ayırmış oluyorsunuz. Diğerinde de aşırı yüklenip, arızaya yol açıyorsunuz.
Trafo patlaması tarihe karışır mı?
Trafo patlayınca sanki doğanın kanunu gibiymiş gibi algılanıyor. Oysa patlıyorsa, onu yönetemiyorsunuz demektir. Evet, elektrik gözle görülmez ama ölçülebilir. Arıza da geliyorum der. Önceden bilirsin. Bu yüzden şebekelerin periyodik bakımları önemli. Az kullanırsan geç, çok kullanırsan daha erken bakım yapman gerekebilir. Baktın ki zamanı gelmiş, hemen değiştir. Ama niye patlatıyorsun? Trafo patlar mı?
Dünya