Merkez Bankası resmen açıkladı. Dolar 5 TL birden...

Dolar almak isteyen vatandaşlar, dolar kurundaki gelişmeleri merakla takip ediyor... Elbette bu bir yatırım tavsiyesi değil ancak vatandaşlar dolarla ilgili alacakları karar öncesinde piyasadaki haberlere göz gezdiriyor. 
İşte vatandaşların dikkatini çekecek bir haber de kısa süre önce geldi. Merkez Bankası tarafından resmen bir açıklama geldi. Dolar kurundaki 5 TL açıklaması, vatandaşlarda da heyecana neden oldu. 
31 Mart sonrasında yatay seyirler izleyen dolar/TL paritesi, 3 aylık sessizliğini korumaya devam ediyor.

Türkiye'de yaşanan yüksek enflasyona rağmen, döviz yatırımcısının 32 TL bandına sıkışan dolar kuru nedeniyle getiri sağlayamaması büyük huzursuzluklara neden olurken, yatırımcıların "Dolar ne zaman yükselecek?" sorusuna yanıt Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'ndan (TCMB) geldi.

DOLAR KURU İÇİN 5 TL AÇIKLAMASI

Merkez Bankası tarafından her ay düzenli olarak yayınlanan Piyasa Katılımcıları Anketi'nin haziran raporunda, 50'si finansal sektör ve 18'i reel sektör olmak üzere 68 katılımcının yanıtları ile dolar kurunda yaşanacak gelişmelere ışık tutuldu.

"Bankalararası döviz piyasası ABD Dolar kuru beklentiniz nedir? (TL)" sorusuna yanıt veren katılımcılar, dolar kurunun 31 Aralık 2024 tarihi itibarıyla yükseleceği seviye için 37,7463 TL seviyesine vurgu yaptı.

FAİZ VE ENFLASYON ARASINDA NASIL BİR İLİŞKİ MEVCUT?

Enflasyon ve faiz oranları arasında yakın bir ilişki bulunuyor. Faiz ayrıca döviz kurunu da etkileyen unsurlar arasında yer alıyor.

Uygulanan politikalarla bunlar arasında bir denge kurulmaya çalışılıyor.

Merkez Bankası'nın piyasadaki para arzını yönetebilmek için sahip olduğu araçlardan birisi politika faiz oranları.

Politika faiz oranlarında yapılan değişiklikler piyasadaki oyuncuların borç alma ve verme maliyetlerini değiştirdiğinden hem bankaların uyguladığı faizleri hem de tahvil, hisse senedi gibi varlıkların değerini etkiliyor.

Faiz oranlarının düzeyi, bireylerin ve kurumların kaynaklarını tasarrufa ya da harcamaya yöneltmesinde belirleyici oluyor.

Örneğin, faiz oranlarının düşük olduğu bir ortamda tasarruf üzerinden elde edilecek gelir de düşük olduğundan harcama eğilimi artıyor. 
Dolayısıyla faiz oranlarının düşürülmesinin tüketim harcamalarını artırması ve ekonomik büyümeyi desteklemesi bekleniyor.

Ancak tüketim harcamalarının artması beraberinde enflasyonun yükselmesi riskini getiriyor.

Bir diğer konu da faizlerin düşük olduğu bir ortamda kredi alma ve verme eğiliminin artmasının piyasadaki yerel para birimi miktarının yükselmesine neden olması. Bu da enflasyon riski yaratan bir başka unsur olarak ortaya çıkıyor.

Bu nedenle genel kabul gören ekonomi teorisinde, faiz oranlarının düşük tutulmasının enflasyon yaratacağı ve enflasyonun arttığı bir dönemde de fiyat artışlarını dizginlemek için faiz artırımına gidilmesi gerektiği görüşü bulunuyor.