Mirasta önemli detay! Babanın reddettiği miras çocuğa geçer mi?
Miras paylaşımları aileler arasında gerçekleşirken yapılacak olan kuralların bilinmesi çoğu sorunun önüne geçmiş oluyor. Bu süreçte de reddedilen mirasın akıbetinin ne olacağı da hukuki olarak kesin bir şekilde belirlenmiş durumda.
Miras paylaşımları çoğu kişinin hayatında bir veya birden fazla sayıda karşılaştığı bir durum olarak görülmektedir. Fakat, bazı özel durumlarda ise miras paylaşımının nasıl olacağı da kafa karıştırıcı olabilmektedir. Bunların en karmaşık olanı da mirasın reddedilmesi halinde ortaya çıkıyor. Miras reddedilince hangi uygulamalar yapılacağı merak uyandırmaktadır.
MİRAS REDDEDİLİRSE NE OLUR?
Kişiler kanuni süresinde işlem yapmak şartı ile mirası reddedebilirler. usakgundem.com'da yer alan içerik kapsamında yaşanan bu miras reddi Türkiye’de daha çok miras bırakanın mal varlığının değerinden çok borcu olması durumunda başvurulan bir yöntem oluyor. Fakat bazı durumlarda aile içerisinde kötü ilişkilerden dolayı da miras reddedilebiliyor. Bu durumda ise mirasın ne olacağı hukuken net bir şekilde bellidir.
Buna göre, bir kişiye anne veya babasından miras kalmış ve o kişi de bunu reddetmişse mirası reddeden kişinin alt soyunun olup olmadığına bakılır. Daha net bir ifade ile dededen kalan mirası baba reddetse de torun kabul edebilir. Bu durumda babanın payı onun çocuklarına geçecektir. Bu denklemde dededen toruna yasal mirasçılık ilişkisi kurulmaktadır ve o pay diğer mirasçılar ile arasında paylaşılmaz.
Dededen kalan mirasın torun tarafından da reddedilmesi durumunda alt soy tükeneceği için farklı bir uygulama yapılır. Bu durumda miras paylaşımında Vefat eden kişinin diğer mirasçıları hak sahibi olurlar. Reddedilmiş miras da miras payı oranında diğer mirasçılar arasında paylaştırılır. Bu konuda herhangi bir itiraz da olamayacaktır. Reddedilen mirasın sonradan talep edilmesi mümkün değil. Ayrıca da miras paylaşımı yapılırken profesyonel hukuki destek alınması sağlıklı bir paylaşım için faydalı ola bilmektedir. Bu şekilde taraflar yasal haklarını korumuş olurlar ve herhangi bir haksızlığa da uğramamış olurlar.