Mümin Gökalp ilk kez CNBC-e Business'a konuştu!

İstanbul'un en gözde irinlerinden birini rekor fiyatla satın alınca tüm dikkatler ona çevrildi. Daha önce adını hiç duymadığımız bu iş adamı kimdi? Nasıl oluyordu da bir kalemde 303 milyon lirayı gözden çıkartabiliyordu? Üstelik de ekonomik krizin yaşandığı bir dönemde... İhale yapılıp bittikten sonra gazetelerde bu soruların cevaplan arandı, manşet oldu. Aradan günler geçti ama Adanalı iş adamı ortalara çıkmamakta direndi ve üzerindeki gizem arttıkça arttı. Sözünü ettiğimiz kişi Paşabahçe'deki Tekel'e ait arazinin yeni sahibi Mümin Gökalp'ten başkası değil. 37 yaşındaki Gökalp, ihale sonrası hakkında yazılanların şaşkınlığını da kızgınlığını da henüz merinden atmış değil. Görüşme için ettiğimizde, ayaküstü hakkında yazılanların yalan ve yanlışlarla dolu olduğunu söylüyor. "Kamuoyunda bilmiyorum, konuşmuyorum diye böyle yazılır mı? İhalede oradaydım, Gazeteciler de oradaydı. Kimse gelip bana bir şey sormadı" diyerek serzenişte bulunuyor.

Paşabahçe'deki Tekel arazisi işinin ise bir iş adamının yeni fırsat arayışından ibaret olduğunu söylüyor. İstanbul'da bir şans yakalamak istedik. İhaleler gündeme gelince araştırdık. Sadece Paşabahçe arazisine değil, İzmir'de Karşıyaka'ya, Alsancak'a da baktık. Ama burayı görünce amiyane tabirle tav oldum.

Oraya gidince sabahtan akşama kadar çıkmak istemiyorum. Oturuyorum öylece... Sabaha karşı ikide gidip karşıdan nasıl görünüyor diye bakıyorum."
Mümin Gökalp, Paşabahçe arazisini ihale sürecini, orada yapılacak projeyi ve yabancı ortağını CNBC-e Business dergisine anlattı.

İş hayatınız nasıl başladı?
1975'te ailemle birlikte, Kıbrıs'a göçmen olarak gittik. Hem Kıbrıs hem de TC vatandaşıyım, üniversiteden terkim. 1999'da Türkiye'ye döndüm. Memleketim Adana'da emlak işine girdim. 2003 yılında kendi şirketimi (As Asya Gayrimenkul) kurdum. Gayrimenkul alım-satım işleri yaptım bu dönemde. Aşağı yukarı 40 çalışanımız vardı. Asıl işimiz gayrimenkul ama çeşitli alanlarda yatırımlar yaptık. Akaryakıt istasyonu işletmeciliği, sakatat ticareti gibi alanlarda halen devam eden maliyetlerimiz var. Çin'e sakatat ihracatı yapıyoruz. Asıl faaliyet alanımız gayrimenkul olmasına ve bu alanda büyüme isteğimize rağmen fazla yol alamıyorduk. Sonuçta bulunduğunuz yer Adana... Fırsatlar sınırlı. Orada en fazla 20 katlı bir bina yapabilirsiniz. Biliyorsunuz büyük işler İstanbul'da oluyor. Burada büyümek için çok fırsat var. İstanbul'da böyle bir şans yakalamak istedik. O dönemde de yeni arayışlar içine girdik.

GİRİNCE ÇIKMAK İSTEMİYORUM

Paşabahçe'deki Tekel arazisini bu dönemde mi fark ettiniz?

Başlangıçta Paşabahçe arazisini alalım, ihalesine girelim gibi bir düşüncemiz yoktu. Araştırıyorduk. Sonuçta böyle işlere birden bire giremiyorsunuz. Uzun süre araştırdık. Çıkan satış ilanlarına baktık, inceledik. İstanbul'a gelip, araziyi inceledik. Yeri çok iyi, herkesin çok çok beğendiği bir yer. Öyle olunca da burada karar verdik. Böyle bir yer ancak bir defa denk gelir diye düşünüyorum.

Gündeminize aldığınız başka araziler oldu mu?
Tabii ki başka arazileri de takibe aldık. Yine Tekel'in  İzmir  Karşıyaka ve Alsancak'taki arazilerine bakmaya gittim. Ama nasıl söyleyeyim, Paşabahçe'yi görünce amiyane tabirle tav oldum. Oraya gidince sabahtan akşama kadar çıkmak istemiyorum. Oturuyorum öylece... Sabaha karşı saat 2'de karşıya geçip nasıl görünüyor diye bakıyorum.

Sanki güzel bir kadından bahseder gibisiniz...
Oraya girince hiç çıkmak istemiyorum, benim aşkım gibi bir şey, emsali yok. İhaleye çıktığı birinci günden beri takip ediyorum.

Bu araziye ilişkin planlar nedir?
Yedi yıldızlı, 1500 yataklı, 25 toplanı salonlu, altı yüzme havuzlu, helikopter pisti ve deniz taksisi olan bir otel projesi yapacağız. Adı da Paşa Sarayı olacak. Arazinin sahile 500 metre kıyısı var. Boğaz'da başka araziler de var ama kıyının uzunluğu bakımından burası Dolmabahçe, Çırağan gibi... İstanbul'un ikinci Dolmabahçesi olsun istiyoruz. Bu kente yakışan bir proje olması lazım. İnsanların geldiğinde huzur bulacağı bir yer... Düşünün gemi yanaşacak, turist otele gelecek, konaklayacak. Deniz taksisiyle çıkacak İstanbul'u dolaşacak. Türkiye açısından önemli bir proje olacak.

GİZEMLİ İSPANYOL ORTAK KİM?
Yatırımı yabancı bir ortakla yapacağınızı biliyoruz. Ama tek bildiğimiz İspanyol oldukları...
İspanyol ortağımızla bizi yurt dışında iş yapan yakın bir arkadaşım buluşturdu. Kendimizi anlattık, işi anlattık, bu araziyi alırsak bizimle birlikte olup olmayacaklarını sorduk. Yüzde 100 söz vermedik. Araziyi gündemimize alınca onları davet ettik, araziyi gezdirdik. Onlar da görünce beğendiler, kabul ettiler.

Tek başınıza olsaydınız 303 milyon liralık teklifi verebilir miydiniz?
Tek başımıza mümkün değil veremezdik. Böyle bir proje olduğu zaman yabancı ortak şart... Zaten ihaleye belli başlı firmalar giriyor. Biz de Türkiye'nin vitrininde olalım istedik. Öyle ya, bugün çok büyük olan firmalar öyle bir günde büyümediler. Biz de yabana ortak açılımı yapalım istedik. Şu anda herkesin bir ağlımı oluyor bizimki de böyle oldu.

İhaleyi aldıktan sonra hakkınızda pek çok şey söylendi. Bunlar ortağınızla aranızda problem çıkardı mı?
Gazetelerde hakkımızda sürekli "kim bu gizemli iş adamı" haberleri çıkü. Borçlarımızı ödeyemediğimizden bahsedildi. Bu olumsuz haberlerin ardından ortağımızla aramızda bazı sıkıntılar oldu. Düzeltmek için çok uğraştık ama şu anda her şey yolunda.

Bu ortaklıkta hisse oranları nasıl olacak?
Onlar üzerinde çalışıyoruz. Henüz belli değil. Bunların hepsi Kasım'da netleşecek.

Bu işten çıkıp, tamamen ortağınıza devretmek gibi bir niyetiniz de var mı?
Hayır böyle bir niyetim asla yok. Bu projenin her taşını ben koyacağım. Buranın eşi benzeri yok. Neden bırakayım?

Ortağınızın adını vermiyorsunuz... Gayrimenkul sektöründen mi turizm sektöründen mi?

Ortağımızın adıyla ilgili bir şey sormayın. Onu süreç tamamlandıktan sonra açıklayacağız. Biliyorsunuz ihalenin yasal süreci var. Sonra proje üzerinde çalışılacak. İspanyolların burada oturma izinleriyle ilgili işlemlerin tamamlanma süreci var. Bütün bu altyapı çalışmalarının tamamlanmasının ardından açıklama yapacağız. Ama ağırlıklı olarak turizm sektöründe yatarımlar yapan bir firma olduğunu söyleyebilirim. Zaten daha sonra Türkiye'de başka yatırımları da olacak.

PEŞİN ÖDEYECEĞİZ
Neden bu kadar temkinli, hatta gizemli hareket ediyorsunuz? Ortağınızın ismini vermenizin ne mahsuru var?
Ortada yasal bir süreç var, bu süre içinde de biliyorsunuz isim açıklayınca veya konuşunca çok farklı şeyler oluyor. Biz normal sürece göre hareket ediyoruz. Rakipler açısından veya başka nedenlerden dolayı her şey olabilir. Burası Türkiye. Ondan veya şundan değil, şu kişileri ortak alacağız diye de değil. Olay biter. Yasal süreç tamamlanır o zaman ortaya çıkar açıklarız.

Ödeme ne zaman yapılacak?
Kısmet olursa Kasım'da ödeme yapacağız ve araziyi devralacağız. Ama daha zamanımız var. İstersek ödeme için süre uzatma hakkımız var. Kullanır mıyız bilmiyoruz. Kullanabiliriz de...

303 milyon lirayı peşin mi ödeyeceksiniz?
Peşin olacak ama peşin olmasa da peşin anlamına geliyor. Sonuçta bankadan teminat mektubu kullanmanız lazım. Paranızı bloke ediyorsunuz ya da gayrimenkulü teminat gösteriyorsunuz. İkisi de aynı... Evet ödemeyi yapıp devralacağız. Kasım'dan sonra nasip olursa projenin çiziminin onaylanması, yasal izinlerin alınması süreci başlayacak.

300 milyon dolar yatırım yapılacak
Yapılacak yatırımın maliyeti ne olacak?
Metrekare başına bin 500 dolarlık bir maliyet çıkardık. Buraya yaklaşık 200 bin metrekare inşaat yapacağız. Nereden bakarsanız bakın 300 milyon dolarlık bir yatırımımız olacak.

Nasıl karşılanacak?
Kredi kullanabiliriz. Ortağımızın da böyle bir yatırımı realize edecek gücü var. Şu aşamada da sıkıntı yok. Her şey hazırlanıp ortaya çıksın, ondan sonra bakacağız.

Araziyi devralınca sizi nasıl bir süreç bekliyor?
Proje tamamlanıp ilgili kurumlara gönderildikten sonra onaylar beklenecek. Ben bu ürecin 6-7 aydan önce tamamlanacağını sanmıyorum. Sonraki aşamalar da 1-2 yıl içinde tamamlanır diye tahmin ediyorum. Ancak dünyadaki krizin gidişatı önemli... Kriz derinleşir rüzgar farklı yönden eserse biz de adım atmakta acele etmeyiz. Çivi dahi çakmamız hatalı olur. Ama diğer taraftan şunu da ifade etmeliyim. Bu kriz olmasaydı biz bu araziyi alamazdık. Kriz olmasaydı buraya çok büyük şirketler giderdi. Zaten bizim girmediğimiz ama arazinin de satılmadığı ilk ihaleye çok büyük firmalar girdi. İkinci ihalede de büyük firmalar vardı ama biz daha çok istedik burayı...

PAŞABAHÇE TEKEL FABRİKASI
Tekelin Paşabahçe Rakı fabrikası, Sümerbank'ın kundura fabrikası ve Şişe Cam'a ait cam fabrikası uzun yıllar Beykoz'a, tabii ki özellikle de Paşabahçe semtine can verdi, ilçe bu üç fabrika ile ekonomisini oluşturdu. Bunların arasında ilk olarak cam fabrikası 2002 yılında zarar ettiği gerekçesiyle üretimini durdurdu. 2003'te ise sadece askerlere üretim yapan kundura fabrikası... İçki fabrikası da Tekel'in alkollü içecekler bölümünün 2004'teki satışı sonrasında üretimine son verdi. Ardından da bu araziler bir bir satışa çıkarıldı. Tekel'in Paşabahçe'deki fabrikası bir kamu kuruluşu olarak tanınmasına rağmen özel bir girişimle kurulmuştu. 1922'de Hasan Hulki Bey, 1900'lü yıllardan beri sahilde mum üretimi yapılan bir tesisi satın olarak alkollü içki üretimine geçmişti. 1 Ekim 1933 tarihinde devlet, tesisi Hasan Hulki Bey'den 160 bin liraya satın alınca, tesis Paşabahçe Tekel Fabrikası olarak resmen çalışmaya başlamıştı. Tekel'in Paşabahçe'deki arazisinin toplam alanı 54 bin 870 metrekare. Ayrıca tesisin 3 bin 935 metrekarelik iskele ve rıhtımı mevcut. Söz konusu rıhtım ve iskelenin üst kullanım hakkı, Maliye Bakanlığı tarafından 49 yıllığına arazinin sahibine tahsis edilmiş. Arazinin 500 metre genişliğinde sahili bulunuyor.
Meryem Tek/ CNBC-e Business