Müteahhit dolandırıcılıklarında nelere dikkat edilmeli?
Müteahhit dolandırıcılıkları sık sık gündeme gelen konular arasında yer alıyor. Peki müteahhit dolandırıcılığı nasıl oluşuyor? Gayrimenkul alıcıları nelerle karşılaşıyor? İşte ayrıntılar...
Çanakkale Kalem Gazetesi köşe yazarı Av. Ezgi Engin bugünkü köşesinde müteahhit dolandırıcılığını kaleme aldı. İşte Ezgi Engin'in o yazısı...
Müteahhit dolandırıcılıkları genellikle alıcılar, müteahhidin satış ya da satış vaadi sözleşmeleriyle tapusunu devretmeyi vaat ettiği gayrimenkulün devrinin yapılmaması, alıcıların oyalanmak suretiyle bekletilmesi veya müteahhitlerin iflas ederek kaçmaları durumunda, alıcıların verdikleri parayı ve taşınmazın tapusunu alamamalarıyla başlıyor. Alıcılar bu durumda, savcılığa başvuruda bulunarak suç duyurusu yapıyor fakat çoğu zaman istenilen sonuca ulaşamıyor.
Çünkü burada dolandırıcılık suçu unsurları yaşanmıyor. Taraflar arasında hukuki uyuşmazlık söz konusu olduğundan anlaşmazlığın çözümü de Hukuk Mahkemelerinde aranmalı.
Peki bu suç durumu nasıl oluşur?
İlk olarak, alıcıların, inşaat şirketleri yetkilileri tarafından görsellik açısından maketlerin ve broşürlerin gösterilmesi suretiyle ve çeşitli vaatler sunularak konut satın almaya ikna edilmeleri sonrasında; söylenilenden farklı ve düşük kaliteye sahip evin teslim edilmesi veya konutun tapusunun hiç alınamaması olarak oluşur.
İkinci olarak, müteahhit bir evi esasen 2 kez satmakta yani önce evi bir kişiye satıp satış tutarını alıp ardından tapu devri yapmadan, aynı tapuyu bu sefer bankaya teminat gösterip bankadan kredi alabilmekte. Amaç zaten bankadan alınan kredinin ödemesi yapılmadan evin bankanın eline geçmesini sağlamak yani evi dolaylı şekilde bankaya satmak.
Üçüncü olarak, müteahhit yine bir evi 2 kez satmakta fakat bu defa sattığı kişiler gayrimenkulü isteyen alıcılar olur. Bu durumda müteahhit, alıcılardan gayrimenkul bedelini almakta fakat tapuyu kimseye devretmemekte ve alıcıların parasını iade etmiyor.
Müteahhit Dolandırıcılığı Suçunun Cezası Nedir?
Ticari faaliyeti meslek şeklinde icra eden kişilerin, güvenilirliğini sağlamak için, bu suçun, tacir (kişisel olarak ticaretle uğraşan kimseler) ya da şirket yöneticisi olan veya şirket ismine hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri esnasında işlenmesi, TCK’nın 158/1-h bendinde nitelikli hal olarak görülmüştür.
Yargıtay 15. Ceza Dairesi E. 2011/15770 K. 2012/41895 T. sayılı ve 24.9.2012 tarihli kararında müteahhitlerce işlenen dolandırıcılık nitelikli şuç olarak belirtilmiştir. İlgili kararda meslek sahibi kişiler tarafından mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması üzerine işlenmesi hali nitelikli dolandırıcılıktan görülür.
Bu kapsamda konut satışıyla bağlantılı dolandırıcılık eylemleri eğer inşaat şirketi yetkilileri ya da müteahhit tarafından işlenmişse nitelikli dolandırıcılık suçu oluşur.
Sonuç olarak bu kişilerin ev satışıyla ilgili meslekleri göz önünde bulundurularak suçun vasfı bu kapsamında değerlendirilmeye alınır. Son senelerde gelişen bir dolandırıcılık türü ise müteahhit tarafından satışı yapılan evin tapusunu vermeyip, banka lehine ipotek tesis ederek bankadan kredi çekmek üzere işleniyor.