Nihat Zeybekci: Müteahhitlerin elinden tutacağız!
Nihat Zeybekci, "Köprü inşaatının İngiliz müteahhitlere verilmesi. Biz de hükümet olarak müteahhitlerin elinden tutacağız, tüm dünyadaki projeleri tek tek kovalayacağız." dedi.
“Türkiye’nin yüksek faize katlanması haksızlıktır” diyen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci: "Adam Smith’i ve Keynes’i elbette okuyacağız, bileceğiz. Ama bizim de Mevlana'mız diyor ki ‘Dün söylenen dünle gitti cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım.’ Biz bu açıdan Türk modelini oluşturmak zorundayız..."
Yüksek faiz tartışması sürerken Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de “Türkiye’nin yüksek faize katlanması haksızlıktır” dedi. Önceki gün Türk Medya İcra Kurulu Başkanı Cengiz Özdemir’i ziyaret eden Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 'Keynes polemiğiyle' ilgili olarak kısa ve öz şu şunları söyledi; “Adam Smith’i ve Keynes’i elbette öğrenelim. Ama bizim de Mevlana'mız var. Diyor ki ‘Dün söylenenler dünle gitti cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım.’ Bizim kendi Türk modelimizi oluşturmamız lazım.”
DIŞ TİCARETİN YÜZDE 40'I AB'YLE
İthalata dayalı büyümeye nasıl bir risk yaratıyor?
İthalata dayalı bir büyümeyle Türkiye yıllardır balonlar yaratır. 4-5 yılda bir patlamak zorunda olan balonlar dönemine doğru geçmek gibi bir risk yaratır. Biz Brezilya gibi Arjantin gibi, Çin gibi değiliz. Avrupa Birliği (AB) ile Gümrük Birliği anlaşması olan tek ülkeyiz. Dış ticaretimizin yüzde 40’ını AB’yle yapıyoruz. Doğrudan yabancı yatırımcıların yüzde 72’sini AB’den alıyoruz. AB ise ABD’nin tam aksine, ‘parasal genişlemeye gideceğim, euronun değerlenmesine izin vermeyeceğim’ diyor. Bu da faizleri aşağı çekmek, ihracatı artırmak demek. Çünkü ihracatı artınca üretim ve istihdamı artar. AB bu operasyonu yapıyor. Japonya, Danimarka, Avustralya gibi ülkeler de aynı yoldan gidiyorlar.
BU FAİZE KATLANMAK HAKSIZLIK
AB’nin bu operasyonu bizi nasıl etkiler?
Bizi pozitif etkileyecek. Çünkü AB’de genişleyen para bize doğru gelecek. TL talep edecekler. Çünkü Türkiye’de gecelik faiz yüzde 10-11 seviyelerinde. Türkiye’nin bu yüksek faizlere katlanması Türkiye ekonomisi için haksızlıktır diye görüyorum ben. Önceki gün açıklanan bir veri var. Toplam gelirin, milli gelire oranında 47 ülke içinde en iyi durumda olan 9. ülkeyiz. Cari açığı 2014’te yüzde 32 oranında iyileştirmişiz. Dış ticaret açığımızı yüzde 22 daraltmışız. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 71’ler seviyesinde. Bu yüzden Türkiye’nin yüksek faizlere katlanması haksızlıktır.
IRAK, ALMANYA’YI GEÇER
Önemli dış pazarlarımızda sıkıntılar var. Bu durum ihracatı nasıl etkileyecek?
En büyük pazarımız Almanya. İkinci pazarımız ise Irak. Irak ki 2014 yılı boyunca yüzde 40’ı bir terör örgütü tarafından işgal edilmiş durumda. Irak kolaylıkla 1 numara olabilir. İran 2 numara olabilir. Bu yönümüzü başka tarafa dönmek şeklinde algılanmasın. AB’ye tam üyelik bizim için stratejik ve vazgeçilmezdir. Ancak AB büyümede sıfır çekerken, toplam ithalatı yüzde 1 bile artmazken, Ukrayna’nın ithalatı yüzde 30 düşerken, Rusya’nın yüzde 18 düşerken, Libya, Suriye pazarlarımız yok olurken Türkiye ihracatını yüzde 5 artırabiliyor.
BÜYÜME, YENİ PAZARLARLA GELDİ
Gerçekten de nasıl oldu bu yüzde 5’lik artış?
Türkiye çok kolay bir şekilde kendini yeni pazarlara adapte edebiliyor. Afrika önümüzdeki dönemin en önemli pazarlardan biri. Avrasya’yı da çok cazip görüyorum. 2003’te Afrika açılımı başladığında hükümetimizin açılımıyla dalga geçtiler, ‘gidecek başka yer mi bulamadığınız’ dediler. 3 milyar dolar civarında olan dış ticaret hacmimiz 30 milyar dolara yükseldi. Şimdi gümbür gümbür o coğrafyayı tarıyoruz.
Birilerinin dümen suyuna giderek olmaz
İhracatta hedeflenen yeni pazarlar var mı?
Singapur’la çok geniş kapsamlı bir serbest ticaret anlaşması yapıyoruz. Malezya’yla tamamladık. Güney Kore’yle anlaşmamızı genişletiyoruz. Japonya’yla ticaret anlaşmamızı yıl sonuna kadar bitireceğiz. Rusya’yla serbest ticaret anlaşması görüşmelerini başlattık. Türkiye Avrupa’nın üçüncü büyük, dünyanın 10. büyük ekonomisi olmayı birilerinin dümen suyunda giderek değil kendi başına bir güç merkezi yaratarak, kendi hikayesini yaratarak yapabilir.
Rusya’nın içinde bulunduğu darboğaz Türkiye açısından turizmi sektörünü ne ölçüde etkiler?
Ruslar, tasarruf yapacaklar, turizm giderleri azalacak. Ancak biz bu durumdan minimum etkilenmek için eskiye göre çok daha agresif bir tanıtım çalışması yapıyoruz. Discover the potantial ile TV’lere, gazetelere, her alana giriyoruz. Türkiye’yi pazarlamaya, satmaya devam edeceğiz.
YENi BiR DÜNYADA YAŞIYORUZ TEK MODEL DOĞRU DEĞiL
Adam Smith ve Keynes üzerinden devam eden bir faiz tartışması var... Siz de ‘Daha o kitapları yakmadınız mı’ dediniz. Neden?
Adam Smith kapitalizmin babasıdır. 1800’lerde, tarıma dayalı ekonomi modeli döneminden bir ekonomist. Keynes ise ‘Dünya ekonomileri özel sektör ağırlıklı şekilde kurgulanmalı. Ama kamu da her alanı kontrol edebilmeli’ diyor. Dünya ekonomisi artık Londra ve New York ağırlıklı değil, dengeler çok başka. Aynı gözle aynı mantıkla bakarak, tartışmaları o noktadan değerlendirmek zaten ofsayttır.
Adam Smith’i ve Keynes’i tabi ki okuyacağız, bileceğiz. Ama bizim de bir Mevlana’mız var. Dün söylenenler dünle gitti cancağzım, bugün yeni şeyler söylemek lazım. Dünya yeni bir dünya. Buhar keşfedildiği gün insanlar demiş ki artık bu keşiflerin sonudur. Başka bir şey icat edilemez. Ama buhar keşfedilmiş, üzerine elektrik, tren, gemi gelmiş. Adam Smith’in dönemindeki ekonomik etkenler bizim en ücra köyümüze denk gelir. Keynes öğretisi belki bizim bir ilçemizin ekonomisiyle eşleşebilir. Artık her ülke kendi modelini oluşturmalı. Tüm bunları görmezden gelip tek bir model oluşturmak doğru değil. Biz Türk modelini oluşturmak zorundayız.
Çifte kavrulmuş bir Türkiye var
Enerji maliyetlerinin düşmesi ülke ekonomisi açısından nasıl etki yaratacak?
Petrol fiyatlarının düşmesinden, paritedeki değişiklikten kaynaklanan ithalatımızda 35-40 milyar dolarlık bir daralma yaşayacağız. Bu iyi. Ama diğer yandan ihracat da daralacak. Dünyada 2 tür ülke var. Enerji maliyetlerinin düşmesinden pozitif etkilenenler ve negatif etkilenenler. Biz enerji temin ederken bunun avantajlarını sonuna kadar kullanarak, ihracatımızı da etkilenmeyen ülkelere yönlendireceğiz. ithalatımız daralırken, ihracatımızı artırırsak Türkiye çifte kavrulmuş bir pozisyonla 2015’i tamamlayacak.
Müteahhitlerle dünyada proje kovalayacağız
Gayrimenkul sektörü temsilcileriyle bir zirve düzenlediniz. Hükümet destek verecek mi inşaatçılara?
Gayrimenkul sektörünü ihracatçı olarak görüyorum. İran’da evlenen bir çiftin en büyük hayali İstanbul’da balayı yapmak. Körfez ülkeleri için İstanbul bir rüya. Bu nedenle onları ihracat kalemi gibi destekleyeceğiz. İkinci köprü inşaatı gündeme geldiğinde dönemin İngiltere Başbakanı Margret Thatcher Türkiye’ye geldi. Rahmetli Özal’la görüştü. Tek bir sebebi vardı; Köprü inşaatının İngiliz müteahhitlere verilmesi. Biz de hükümet olarak müteahhitlerin elinden tutacağız, tüm dünyadaki projeleri tek tek kovalayacağız.
Biz yerli dedik yabancı tek tek fiyat düşürdü
Bir de uzun süredir devam eden ‘sanayi mi inşaat mı’ tartışması var…
Hepsi beraber. Sağlık, eğitim, teknoloji, gayrimenkul. Bütün bu alanların tamamında dünyada ilk sıralarda yer almamız gerekiyor. Yerli yüksek teknolojinin korunması ve gelecek olan teknolojinin desteklenmesi. Bizim bu söylemlerimizden sonra bazı yabancı telefon markaları arka arkaya fiyat indirmeye başladılar. Biz Türkiye’de üretilen yüzde 5-10 yerlilik varsa bu oranın daha yukarılara çıkması için destek vereceğiz. Tablette bilgisayarda... Çünkü karşı taraftan ülkeler Türkiye pazarına girebilmek için özel destekler veriyorlar. Bu da haksız rekabet yaratıyor.
'Gidecek yer mi yok' dediler
Türkiye'nin çok kolay bir şekilde kendini yeni pazarlara adapte ettiğini söyleyen Bakan Zeybekci Afrika üzerinden şu örneği verdi: "2003’te Afrika açılımı başladığında ‘gidecek yer mi bulamadınız’ dediler. Ticaret hacmimiz 30 milyar dolara yükseldi. Şimdi gümbür gümbür o coğrafyayı tarıyoruz."
Daha güzel şey olur mu?
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, yabancıların Türkiye'deki gayrimenkul yatırımlarıyla ilgili olarak "Değil mi ki gelip yabancılar üzerinde Türkiye Cumhuriyeti yazan bayraklı o tapuyu almak istiyor. Başımın üstünde yeri var.
Türkiye’de yaşayıp, Türkiye’de tüketecek, bundan daha güzel şey olur mu" dedi.
Akşam