Ön hasar tespiti, depreme dayanıklılık testi değildir!
AFAD Başkan Vekili Ejder Kaya yaptığı açıklamada, "Ön hasar tespiti, bizim depreme dayanıklılık testimiz değildir. Sadece muhtaç duruma düşen, devlet tarafından bakılacak vatandaşın durumunu tespit etmek ve tedbirler almaktır" dedi
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkan Vekili Ejder Kaya, "Ön hasar tespiti, bizim depreme dayanıklılık testimiz değildir. Sadece muhtaç duruma düşen, devlet tarafından bakılacak vatandaşın durumunu tespit etmek ve tedbirler almaktır" dedi.
İl Afet Acil Durum Müdürlüğünde düzenlenen basın toplantısında konuşan Kaya, dün meydana gelen depremde yaşamını yitirenlere Allahtan rahmet, yaralılara da acil şifa dileğinde bulunduğunu belirtti. Kaya, dün meydana gelen depremin haberini alır almaz, 28 uçakla 804 arama kurtarma personeli, 104 sivil toplum mensubu, 4 arama kurtarma köpeği ve 62 kamu iş makinesi ile 22 ambulansı,hızlı şekilde bölgeye gönderdiklerini söyledi.
Burada çalışılan iki enkaza yeterli sayıda arama kurtarma personeli ile araç-gereçlerle hızlı bir şekilde müdahale edildiğini dile getiren Kaya, şu ana kadar 29 vatandaşın sağ olarak enkazdan çıkarıldığını, 12 kişinin ise yaşamını yitirdiğini bildirdi.
220 KİŞİLİK ÖN HASAR TESBİT ÇALIŞMASI
Kaya, 23 Ekimde meydana gelen depremin ardından, çok hızlı arama kurtarma ve ilkyardım çalışmalarından sonra, 220 kişilik ekiple ön hasar tespit çalışmalarına başladıklarına değinerek, şöyle devam etti:
"Ön hasar tespit çalışmaları sırasında yaklaşık 102 bin hane incelemişiz. Neredeyse Vanın tamamını bu kapsamda sayabiliriz. 102 bin hane içinde, öncelikle vatandaşlarımızın kafasında soru işaretlerini gidermek bakımından söylüyorum... Ön hasar tespiti, bizim depreme dayanıklılık testimiz değildir. Sadece muhtaç duruma düşen, devlet tarafından bakılacak vatandaşın durumunu tespit etmek ve tedbirler almaktır."
"ÖN HASAR AFETZEDE VATANDAŞIN BELİRLENMESİ ÖNEMLİ"
AFAD Planlama ve Zararı Azaltma Dairesi Başkanı Turhan Erkoç ise bütün Vanlılara seslenmek istediklerini dile getirerek, Şunu bilsinler ki devlet, ilk depremden bu yana tüm vatandaşlarımızın yanında. Yapılan ön hasar tespit çalışmaları, hiçbir kriteri, sonucu belirlememekte, hak sahipliği gibi kriterler için yapılmamaktadır. Ancak ön hasar, bakılacak afetzede vatandaşın belirlenmesi için önemlidir" diye konuştu.
Ön hasar çalışmasının, tehlike arz eden yapı ve binaların etrafında gezilmemesi ve acil yardım süresi içinde, ikinci bir emre kadar tüm yapı inşaat, onarım, bakım gibi iş ve işlemlerin yasaklanmasını gerektiren süreç olduğunu vurulayan Erkoç, "Bu süreç zarfında, özellikle afetzede vatandaşın mülk sahibi ya da kiracı olmalarına bakılmaksızın, hepsini aynı kriterde kabul ederek, yedirilmesi, içirilmesi, barındırılması hepsi devletimizin tarafından devam edecektir" diye konuştu.
"ÖN HASAR BİNANIN DAYANIMI HAKKINDA BİLGİ VERMEZ"
Anadolu Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünde görevli Yücel Güney de ön hasar tespiti ile yapının güvenliği kavramlarının farklı olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
"Ön hasar tespiti, gözleme dayanan yöntemdir. Bir binanın hasar görüp görmediğini belirlemek için yapılır. Yapının güçlülüğü ve dayanımı hakkında bilgi vermek içinse, siz binadaki gözlemin dışında, binada bazı deneyler yapmak durumundasınız. Yani malzeme deneyini yapmak, beton karot numunesi almak, projesini değerlendirmek durumundasınız. Halkımızın şunu bilmesi gerekiyor. Ön hasar tespiti farklı bir çalışmadır. Binanın dayanımı hakkında bilgi vermez. Farklı bir depremde, bina farklı bir şekilde davranış gösterebilir. Yani çatlakların boyutları, büyüklükleri ön hasar için bilgi verir ama yapının sonraki değerlendirme aşamasında, muhakkak ayrıntılı inceleme yapılması gerekir."
HENÜZ GÜVENLİ ZAMANA ULAŞMADIK"
Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Bölüm Başkanı Prof.Dr. Mithat Fırat Özer de bu tür depremlerden sonra artçıların gözlemlendiğini anımsatarak, şöyle dedi:
"Artçılar bize deprem tehlikesini, ne zaman sonuçlanacağını, ne zaman artık insanların evlerine gönül rahatlığıyla girme durumu doğuyor diyebileceğimizi gösteren görüntülerdir. Bugüne kadar olan artçıların zamana bağlı olarak dağılımı, halen aynı yüksek aktivite ile devam ettiğini gösteriyor. Henüz güvenli zamana ulaşmadığımızın net göstergesi. Burada bizim özellikle belirtmek istediğimiz, bu bölgedeki kırıkların, fayların haritası. Ne kadar birbirine yakın, irili ufaklı kırıkların olduğunu görüyoruz. En son olan depremin, mekanizma çözümü olduğu yere baktığımızda, Vanın güney batısında yer aldığı, bu nedenle de Vanın merkezini, farklı yönden kuvvetler tarafından etkilediğini söylemek olanaklı."
"İNSANLAR TETİKTE OLMALI"
Bir gazetecinin, "Güvenli zamanla ilgili bir öngörünüz var mı" sorusuna Prof. Dr. Özer, şu yanıtı verdi:
"Şu an söylemek olanaklı değil. Burası çok faylı bir yer. Birçok fay iç içe. Sanki ilk depremden sonra meydana gelen dengesizlik, mevcut dengedeki güç dağılımının bozulması, komşu fayları da yavaş, yavaş teker teker tetikliyor gibi. Dolayısıyla sürekli büyük artçılar var. Örneğin 17 Ağustosta biz bu kadar çok sayıda yüksek artçı görmedik. Bakıyorsunuz, bunu da artçı sınıfına sokarsanız, daha yanlarında civarında irili ufaklı faylardan hangisini yarın tetikleyip, tetiklemeyeceğini söylemek olanaklı değil. Ama bildiğimiz şu an halen kritik. İnsanlar, halen tetikte olmalı, hasarlı evlere girilmemeli."
AA