Ormanlara villa yapılmasının yolu açıldı
Çevre ve Orman Bakanlığı, Ağaçlandırma Yönetmeliği'nde yaptığı değişikliklerle, ormanlara "havuzlu villalar" ve "meyve bahçeleri" yapılmasının yolunu açtı
Yeni yönetmelikte, "Orman içinde yapılaşmak yasaktır" maddesinin kaldırılması dikkat çekerken villaların nasıl yapılacağının tarif edilmesi de şaşkınlık yarattı.
Çevre ve Orman Bakanlığı, 30 Nisan 2009 tarihinde Ağaçlandırma Yönetmeliği'nde değişiklikler yaptı. Yapılan bu değişikliklerle, Ağaçlandırma Yönetmeliği'nden "orman kurma" amacı çıkarılarak devlet ormanlarında özel ağaçlandırma ile yapılaşmanın önü açıldı. Ormanların tarım alanlarına dönüştürülmesine de olanak tanıyan yeni yönetmelik, orman bütünlüğünün bozulmasına ve orman alanlarının daraltılmasına neden olacak. Yönetmelikte, "devlet ormanlarında yapılaşmaya izin verilemez" ve "yapılacak tesisler taşınabilir olmalıdır" ifadelerinin kaldırılmış olması da "villa" yapımı için kolaylık sağlıyor. Orman alanlarında özel ağaçlandırma adı altında havuzlu villaların yapımını düzenleyen bu yönetmelikle birlikte, orman içlerindeki açıklıklarda, 5 dönüm büyüklüğünde bir alanda, ağaçlandırma faaliyeti çerçevesinde, depohangar olarak "tanımsız" bir yapı (konut) yapılabilir hale geldi.
Daha önceki yönetmelikte, ağaçlandırma sırasındaki gereksinimler için taşınabilir karavan ve konteynır benzeri araçlar kullanılabiliyor, yangınlar için ise taşınabilir su depolamaları yapılabiliyordu. Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 30 Nisan'dan itibaren ise beton zemin üzerine yapılan hangarlar villaya, su depoları da villanın havuzuna dönüşebilecek.
Uygulamanın sonucunda, devlet ormanları içinde, üzerinde ağaç olmayan 5 dönümlük bir yer bulan "özel kişiler" o alanı ağaçlandırma yetkisine sahip oldu. Bu alanlara birkaç meyve ağacı diken ağaçlandırmacılar, villalarını da rahatlıkla inşa edebilecek.
`Elini geleceğimizden çek'
TMMOB Orman Mühendisleri Odası (ORMUH) İstanbul Şube Başkanı Besim Sertok, bu yönetmelik ile özel kişilere orman içinde "havuzlu villalar" ve "meyve bahçeleri" yaptırıldığını vurgulayarak "yönetmeliğin ardından `bu alanlar orman niteliğini kaybetmiştir' gerekçesi ile `ağaçlandırmacı işgalcileri'ne hibe edilerek toplumsal kullanım değerleri ile anılma yerine, rantsal değişim değerleri ile alınıp satılan alanlara dönüştürülmesi hedeflenmektedir" dedi.
Bu "yanlış uygulamaya" karşı 29 Haziran'da bir de dava açtığını belirten Sertok, konuşmasını şöyle sürdürdü;
"Bu tip düzenlemeler, ormanları kullanım değeri üzerinden değil, rantsal değişim üzerinden değerlendirme mantığından kaynaklanıyor. Yani, her şeyden para kazanma anlayışı var. Ormanlar öyle varlıklar ki, kesilen tomrukların bir piyasa değeri olabilir veya arsasının bir alım satım bedeli olabilir. Onun dışında ormanların o kadar çok işlevi var ki, temiz hava, iklimi dengelemek ve gölgesinde dinlenmenin piyasa değeri yok. Gerçek değeri bunlar değil. Paranın satın alamayacağı şeyler de var. Piyasa üzerinden değerlendirmek oldukça yanlıştır. Ülke ekonomisine gelen katkının onlarca katı zarar ortaya çıkacak. Bu kasıtlı bir durum. İktidar politikalarının bu yönde olması. AKP'nin elini geleceğimizden çekmesini istiyoruz."
CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu üyesi Selçuk Ayhan, yönetmelikte yapılan değişikliklerin, hukuka ve kamu yararına aykırı düzenlemeler içerdiğini belirterek "Yeni Ağaçlandırma Yönetmeliği'nin temel amacı eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın `Ormanları da özelleştirelim, devlet işletemiyor' mantığını hayata geçirmektir" diye konuştu. Ayhan, dikkatli incelendiği takdire, devlet ormanı sayılan alanların anayasa ve yasalara karşı hileli özelleştirilmesine dönük bir dizi "oyun" içerdiğini vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü;
"Bu hükümetin temel felsefesi olan, `parayı getirin babamı bile satarım' anlayışının iflas ettiği anlaşıldığında, bu topraklarda bırakın babayı, çocuk ya da torun bile kalmayacaktır. Tüm komuoyu bu gerçeğin bilincinde olarak gerekli duyarlılığı göstermelidir."
Cumhuriyet