Ortaklığın giderilmesi davası nedir?
Türkiye gibi çok büyük arazilere sahip ve çok çocuklu aile yapısı olan bir toplumda tartışmasız ki bu büyük arazilerin dağıtımı, mirasçılık ve ortaklık gibi kavramlara sebep olmuştur.. Avukat Kadir Kurtuluş ortaklığın giderilmesi davalarını anlatıyor...
Gayrimenkule ilişkin önemli konulardan biri de ortaklık durumudur. Türkiye gibi çok büyük arazilere sahip ve çok çocuklu aile yapısı olan bir toplumda tartışmasız ki bu büyük arazilerin çok sayıdaki çocuklara dağıtımı, mirasçılık ve ortaklık gibi kavramlara sebep olmuştur. Bu kavramlar zaman zaman büyük dargınlıklara, maddi/manevi kayıplara sebep olmaktadır. Ortaklığın giderilmesi bu karışıklıkları çözebilmek için şarttır. Avukat Kadir Kurtuluş izale – i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davalarını anlatıyor:
İZALE – İ ŞUYU (ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ) NEDİR?
Müşterek (paylı) veya iştirak halinde (elbirliği) mülkiyet şeklinde tescillenmiş taşınmazlar üzerindeki ortaklığın giderilmesine yönelik olarak açılan davalara izale-i şüyu davası denmektedir.
PAYLI MÜLKİYET(MÜŞTEREK) NEDİR?
Kısaca, Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddî olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Başka türlü belirlenmedikçe, paylar eşit sayılır. Paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur. Pay devredilebilir, rehnedilebilir ve alacaklılar tarafından haczettirilebilir.
ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ(İŞTİRAK) NEDİR?
Elbirliği mülkiyeti kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyetine verillen addır. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Örneğin biri öldüğünde mirasçıları otomatik olarak murisin mal varlığı üzerinde elbirliği halinde mülkiyete sahip olmuş olurlar.
Bir taşınmaz üzerinde iştirak halinde mülkiyet söz konusu ise;
Tarafların tamamının rızası ile kendi kabul ettikleri şekilde taşınmazı sınırlara bölmek suretiyle bölüşmeleri mümkündür. Zira iştirak halinde malikler taşınmaz üzerinde oybirliği ile tasarruf edebilirler. Herkes hakkına razı ise noterde yapacakları sözleşme ile veya tapuda karşılıklı ferağ ve devirlerle (her birinin onayı ile) taksim yapabilirler. Her miras taksimi için dava açılması gerekmez. Mirasçılar aralarında herhangi bir irade uyuşmazlığı mevcut değil ise niza bulunmayan bir durumda mahkemenin devreye sokulması anlamsız olacaktır.
Sözleşmeden ya da kanundan doğan bu topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ancak Ortaklardan her biri mevcut durumun sona erdirilip malın paylaşmasını isteyebilmektedir. Bunun için iştirak halinde mülkiyet ortağının İzale-i şuyu davası açması gerekmektedir.
Bir taşınmaz üzerinde müşterek halinde mülkiyet söz konusu ise;
Paylı mülkiyet olması durumunda değinilmesi gereken nokta ise göre paydaşlığın giderilmesi davasının açılabilmesi için hakkında dava açılacak olan taşınmazın hukuki bir işlem gereğince veya sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmaması gerekir. Burada ifade edilen hukuki işlemler Kamulaştırma Kanunundan, toprakların birleştirilmesi ve tarımda verimin sağlanması amacıyla çıkartılan kanunlardan ya da paydaşların kendi aralarında yaptıkları paydaş sözleşmesinden kaynaklanabilir. Bu ve benzeri hukuki durumların varlığı halinde paydaşlığın giderilmesi davası açılamaz.
İntifa hakkı sahibinin o mal hakkında paydaşlığın giderilmesi davası açabilmesi için hakkında dava açılacak malda paydaş sıfatı taşıyor olması gerekir. Eğer paydaş sıfatı taşımıyorsa bu davayı açamaz.