23 / 12 / 2024

Piyasalar, sektör ve seçim üzerine..

Piyasalar, sektör ve seçim üzerine..

Geçtiğimiz 2008 yılı içerisinde istikrarı etkileyecek birçok olayın vuku bulması aslında ülkenin ne kadar büyük badireler atlattığını d



Bunların üstüne birde Ekim ayında başlayan küresel kriz ve etkilerini düşünecek olursak 2009 yılına çok fazla umutla girildiği söylenemez. Tabiatıyla bu tür kaotik dönemlerde geleceğe matuf iyimser düşünce ve beklentiler de hem bireysel hem de toplumsal olarak hepimiz bundan olumsuz etkileniyor. Ben her zaman bardağın dolu tarafından baktığım için bu sürecinde aşılacağını düşünüyorum. Burada önemli olan erkin istikrarı korumak adına atacağı adımların doğru ve isabetli kararlarla sürdürülebilmesinde yattığını düşünüyorum. İnancım odur ki Türk toplumu böyle zor zamanları tarihinde çok defalar gördüğü ve yaşadığı için öncelikle sebat, kanaat ve iktisat ederek varlığını korumak ve ayakta tutmak gibi bir düşünceye ve haslete sahip olduğunu düşünüyorum. Geleceğe iyimser bakmanın bu tür dönemlerde yatırımcılar açısından fırsatlarla dolu olduğunu gözlemliyorum. Dikkat edilirse yaşanan küresel krizde tüm ülkelerin bankacılık ve finans sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar büyük yara almasına rağmen ülkemizde bu konuda fire olmaması sevindiricidir. Tabi bunda ekonomik sistemin sağlam oluşu ve dik duruşun önemini de bilmek lazım. Ancak ihracat rakamlarında ki düşüşün sürmesi ve bazı şirketlerin bu konuda ciddi sıkıntı yaşaması bir handikaptır. Ancak gene de yurtdışında yaşanan krizin kötü etkileri ülkemiz için geçerli değildir. Son zamanlarda bazı şirketlerin fabrikalarını kapatması, işten çıkarmalar vs. gibi olumsuzluklar tamamen pazar ve ticari çarkın dönmemesi ile ilgilidir. Bunda da hükümeti suçlamak haksızlık olur. Ancak hükümetin bu konuda en büyük hatası kriz başladıktan sonra tedbirlerin çok geç açıklanmasıdır. Krizin başladığı süreçte yılbaşına kadar tedbir ve muafiyetleri açıklayarak aslında büyük iş yapabilirlerdi, olmadı. Artık günümüze bakacağız. Ben gene de hükümetin yapabileceği çok iş olduğuna inanıyorum. İşte ötv ve kdv konusunda tedbir paketi açıklandıktan sonra otomotiv sektörünün durumuna bakın, araba satışları aldı başını gidiyor. Ticareti çarklarının dönmesi için tedbirlerin piyasalar düzelinceye kadar devam etmesinin gerektiğini söylüyorum.

Bakınız bu yılbaşından beri inşaat sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin büyük kısmı işi durma noktasına gelerek projelerini durdurmuş bazıları da rüzgara kapılıp inşaat işine girdiği için iflas etmiştir. Bunun er veya geç bu noktaya geleceği zaten biliniyordu. Zaten bu kriz patlamasaydı samimi söylüyorum geçmişte banker faciası gibi bir müteahhit faciası mutlak surette yaşanacaktı. Her önüne gelenin inşaat sektörüne girdiği, proje ve inşaat yaptığı bir düzenden ne beklenebilir ki?

Her yıl yayınlanan sektörel bir rapordan devam edelim;

'' Şimdi Türkiye'de konut stoku fazlalığı bulunmaktadır. TÜİK tarafından açıklanan veriler bunun bir göstergesi durumundadır. 2008 yılının ilk 6 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre belediyeler tarafından Yapı Ruhsatı verilen bina sayısı yüzde 15,3 düşüşle 39 bin 851 ile olmuştur" ..... Uluslararası gelişmeler paralelinde kredi koşullarındaki sıkılaşmanın konut sektörünü olumsuz etkilemeye devam edeceği düşünülmektedir" tespitlerine yer verildi. "İnşaat Sektörü Raporunda, 2009 yılı için olumlu gelişmelerin sinyalleri bulunduğu belirtilerek, beklentilere ilişkin şunlar kaydedildi: Sektör yatırımları için beklenti tarımsal sulama yatırımlarının ön plana çıkmasıdır. Çünkü halen sulanabilir topraklarımızın önemli bir bölümü projelerinin tamamlanamaması dolayısıyla sulanamamaktadır. Artık sulama ve enerji projelerinin önemi ortaya çıkmıştır. Acilen bu yatırımların tamamlanması için adımlar atılacağı sinyalleri verilmektedir. Kısacası 2009 yılında tarımsal sulama projeleri ön plana çıkacaktır. İnşaat sektöründe konut yatırımları artış hızı azalsa da Toplu Konut İdaresi yatırımları, Kentsel Dönüşüm Projeleri, yapıların depreme dayanıklı üretilme ve güçlendirme çalışmaları ve bu projelerden kaynaklanan alt yapı yatırımları ön planda olmaya devam edecektir."

Beklentiler umut dolu. Son zamanlarda projelerin düşük peşinat, uzun vadeli ve ödeme planlı satışları güzel gidiyor. Umarım ve dilerim layıkıyla bu işler tamamlanır ve teslimatlar zamanında yapılır. Aksi halde sektör açısından iyi olmayacaktır.

 

***

Önümüzde ki Pazar günü yerel seçimler var. Bu seçimlerde büyük ihtimalle AKP %40 ın üstünde oy alarak 1.parti konumunu sürdürecektir. 2007 genel seçimlerinde AKP' nin, geçmişte 1954 genel seçimlerinde DP'nin oy oranını artırarak yaptığı başarıyı Sayın Başbakanda 2.seçiminde %47 gibi yüksek bir oy oranına ulaşarak başarmıştır. Ancak bu mahalli seçimlerde tepki oylarının artması ile AKP nin oy oranında düşüş beklenmesi normaldir. Ancak gene de Sayın Başbakanın karizmatik kişiliği oy oranını artırabilir de, çünkü parti tek kişiye endeksli ve bütün yük liderin omuzlarında. Seçim sonrasında ise önümüzde ki genel seçimlere kadar 27 aylık bir süreç var. Bu süreçte yeni anayasa taslağı, AB ve reformlar konusunda hükümet adım atmazsa 2011 de yapılacak olan genel seçimlerde AKP için sonun başlangıcı gelmiş demektir. Ben şahsen Sayın Başbakan'a güveniyorum. Militarist ve antidemokratik rejimler ve yönetimlerle bu ülke bir arpa boyu yol alamaz. Demokrasi bu ülkenin kalkınma, çağdaşlaşma ve ileri bir toplum olması için elzemdir. Çünkü insanımızın refahı,  barış ve saadeti buna bağlıdır.

İyi haftalar.  

[email protected]


Geri Dön