Polonezköy neden imara açılıyor?
Neden buralara 3-4 katlı sitelerin yapılmasına yol açılıyor? böyle güzel, böyle yeşil, böyle dokunulmamış bir yerin betoıısuz, bankasız, ofisiz ve AVM'siz kalmasına "gönül" el vermiyor. Kimin "gönlü"nü hoş etmek için yapılıyor peki bu imar değişikliği?
Gazeteci, yazar, milletvekili ve Mustafa Kemal Atatürk'ün yakın dostu Falih Rıfkı Atay, büyük bir hüzün içinde izlediği İzmir yangını hakkında şöyle bir not düşmüş defterine: "İzmir'i niçin yakıyorduk? Kordon konakları, oteller ve gazinolar kalırsa, azınlıklardan kurtulamayacağımızdan mı korkuyorduk? Birinci Dünya Harbi'nde Ermeniler tehcir olunduğu vakit, Anadolu şehir ve kasabalarının oturulabilir ne kadar mahalle ve semtleri varsa, gene bu korku ile yakmıştık. Bu kuru kuruya tahripçilik hissinden başka bir şey değildir. Bunda bir aşağılık duygusunun da etkisi var. Bir Avrupa parçasına benzeyen her köşe, sanki Hıristiyan ve yabancı olmak, mutlak bizim olmamak kaderinde idi. Bir harp daha olsa da yenilmiş olsak, İzmir'i arsalar halinde bırakmış olmak, şehrin Türklüğünü korumaya kafi gelecek miydi? Koyu bir mutaassıp, öfkelendirici bir demagog olarak tanımış olduğum Nureddin Paşa olmasaydı, bu facianın sonuna kadar devam etmeyeceğini sanıyorum. Nureddin Paşa, ta Afyon'dan beri Yunanlıların yakıp kül ettiği Türk kasabalarının enkazını ve ağlayıp çırpınan halkını görerek gelen subayların ve neferlerin affedilmez hınç ve intikam hislerinden de şüphesiz kuvvet almakta idi." (Çankaya, Doğan Kardeş Matbaacılık 1969, s. 324-325. Aktaran Ayşe Hür, Öteki Tarih 2) ???
Bu paragrafı niye hatırladım? Bir köy olan Polonezköy imara açılıyor.
Polonezköy halkı birden çoğaldı da acilen konuta mı ihtiyaç oldu?
Hayır. Nüfus 1000 kişi. 150 yıl önce de 220 kişiydi. Neden Türkiye'nin ender güzel köylerinden biri olan Polonezköy imara açılmak isteniyor?
Polonezköy 1840'larda Polonya'daki ayaklanmadan kaçan siyasi sürgünler tarafından geçici olarak kurulan bir köy.
Eski ismi Adampol. Köy nüfusu 220'ye kadar çıkıyor. Göçmenler dönmüyor ve burada kalıyorlar. Cumhuriyet zamanı bu göçmenlere Türkiye vatandaşlığı veriliyor. Köyün ismi de Polonezköy yapılıyor. Şu an 40 kişi düzgün bir şekilde Lehçe konuşabiliyor.
Neden 1994'de tabiat parkı ilan edilen bu güzelim yere AVM'ler, ofisler, banka ve finans kurumları kurulmasına izin veriliyor?
Neden buralara 3-4 katlı sitelerin yapılmasına yol açılıyor? böyle güzel, böyle yeşil, böyle dokunulmamış bir yerin betoıısuz, bankasız, ofisiz ve AVM'siz kalmasına "gönül" el vermiyor.
Kimin "gönlü"nü hoş etmek için yapılıyor peki bu imar değişikliği?
Plan geçer geçmez pazar gazetelerinde tam sayfa ilanlarını görürüz planın kimin için değiştirildiğine: "Götiırmeci İnşaat 1677 villasını iftiharla sunar! Haydi sizin de Polonezkö/de Grand Mabat Elit villalarında seçkin, elit, özel ve de sonradan görme bir hayatınız olsun!" ???
İster misiniz yine bildik inşaatçı isimler çıksın arkasında? Şu günlerde pek meşhur olan mesela? Savcıları orada burada ağırlayan?
Olur mu olur! Zira anladığım kadarıyla İstanbul ve dünya üzerinde o korkunç bloklarını dikmediği tek bir yer bırakmamak niyetinde...
Hem böylece tek taşla iki kuş vurulmuş olur. Falih Rıfkı'nm deyimiyle "Bir Avrupa parçasına benzeyen her köşe, Hıristiyan ve yabancı olmak ve bizim olmamak" makus talihinden kurtarılmış olur.
Hem de Grand Elizyum gibi dibine kadar Türkçe isimlerle...
Mutlu Tönbekici/ Vatan Gazetesi