Prof. Dr. Gürsel Öngören: Kentsel dönüşümün önündeki en büyük engeller kalktı!
Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada kanunda yapılan yeni düzenlemelerle kentsel dönüşümün önündeki en büyük engellerin kalktığını söyledi.
Son zamanlarda sık sık gündeme gelen kentsel dönüşüme yönelik düzenlemeler içeren "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi", 8 Kasım 2023 tarihinde TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Konu ile ilgili olarak verilen detaylara göre "Asrın felaketi" şeklinde nitelendirilen 6 Şubat tarihindeki depremlerin acısı tazeliğini korurken, kentsel dönüşümü hızlandırmak amacıyla gerçekleştirilen yeni düzenlemeyle, risk tespitini engellemek için açılmayan kapılar, küçük farklarla sağlanamayan 3'te 2 çoğunluk, ilgililere ulaşmayan tebligatlar, dönüşüm için karşılanamayan finansman gibi sorunlara çözümler getirildi.
MÜMKÜN OLAN EN HIZLI BİÇİMDE RİSKLİ YAPILARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ PLANLANIYOR
Konu ile ilgili önemli açıklamalar yapan Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Öngören, kentsel dönüşümü çoğu zaman yavaşlatıp hatta durma noktasına getiren sorunlara çare olması amacıyla gerçekleştirilen düzenlemenin getirdiği yenilikleri anlattı.
Yapılan bu yeni düzenlemelerle bu tip senaryoların önüne geçilerek, mümkün olan en hızlı biçimde riskli yapıların dönüştürülmesinin hedeflendiğini dile getiren Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Öngören, daha önce bir apartman veya sitede kentsel dönüşüm yapabilmek için 3'te 2 çoğunluk gerektiğini hatırlattı.
Paylaşılan detaylara göre Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Öngören, kanun değişikliğiyle 3'te 2 çoğunluğun yüzde 50 artı 1'e çekildiğini dile getirerek, "Yani 100 daireli ve eşit hisseli bir apartmanda yüzde 51 'tamam' derse dönüşüm sağlanabilecek." diye konuştu.
Yaptığı açıklamada 2. büyük değişikliğin de deprem bölgesindeki kentsel dönüşüm davalarında olduğunu kaydeden Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Öngören, şunları söyledi:
"Bu davalar çok uzun süren davalar haline gelmişti. Yaşanan bu durum da kentsel dönüşüm sürecini tıkıyordu. İşte bu süreci hızlandırmak amacıyla tebligat usulünde bir değişiklik yapıldı. Eskiden tapuda belirtilmiş olan adreslere tebligatlar yapılıyordu. Şimdi öncelikle 'riskli olduğu için yıkılacağı' yapının girişine asılacak. Kişinin e-Devlet adresine tebliğ yapılacak. 3. olarak da muhtara tebligat yapılacak. Muhtarlıkta kentsel dönüşüm süreci, ilgililere de tebliğ edilecek. Söz konusu yapının dönüşüme girdiği bilgisi, muhtarlıkta 15 gün süreyle askıya çıkacak. Bu 15 günlük askı süresi dolduktan sonra da isteyen kişi dava açabilecek. Söz konusu bu yeni düzenleme kentsel dönüşüm davalarının hızlanmasına yüzde 30-40 oranında katkı sağlayacak. "
YALNIZCA MUHALEFET OLSUN DİYE YAPILAN ELEŞTİRİLER...
Konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada bir başka yeniliğin ise rezerv yapı alanlarıyla ilgili olduğunu kaydeden Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Öngören, yeni yerleşme alanı oluşturma konusundaki düzenlemenin değiştirildiğini dile getirdi.
Öngören, kent merkezlerindeki yaşam alanlarının da rezerv yapı alanı olarak belirlenmesi imkanının getirildiğini kaydetti.
Açıklamasında rezerv yapı alanlarıyla ilgili değişikliğin, "İnsanların zorla şehir dışına itilmesi veya mülksüzleştirilmesi" gibi eleştirilere maruz kaldığını anımsatan Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Öngören "Bunun çok doğru bir eleştiri olduğunu düşünmüyorum. Zaten bu kentsel dönüşüm yasasında kamulaştırma ve acele kamulaştırma gibi iki aracın kullanılması söz konusu. Ayrıca riskli alan denilen bir araç da var. Zaten depreme dayanıklı olmayan bölgeler riskli alan da ilan edilebiliyordu. O nedenle riskli alan, sadece boş alanlar için değil, doğrudan insanların yaşadığı alanlar için de ortaya konmuş bir kentsel dönüşüm aracıydı." dedi.
Yine konu ile ilgili olarak verilen detaylara göre Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Öngören ülkemizde 1983 yılında kamulaştırmayla ilgili kanun çıktığına değinerek, "Ayrıca 'Bir anda insanların evlerine el konulacak.' biçiminde bir algı doğru değil. Bu zaten çok eskiden beri var. Aynı olasılık riskli alan için de var. Yalnızca muhalefet olsun diye işin özünü bilmeden yapılan eleştiriler diye bakıyorum." değerlendirmesini yaptı.
DAVA SÜREÇLERİNİN KISALTILMASI İÇİN DE DEĞİŞİKLİKLER YAPILDI
Konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada söz konusu bu yeni düzenlemeyle, deprem bölgesindeki dava süreçlerinin kısaltılması için idari yargılama kanununda da değişiklik yapıldığını dile getiren Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Öngören, "Bu davalardaki 30 günlük yanıt süreleri, 10-15 güne düşürüldü. Hakimlere dosyayı 15 gün içinde oluşturma sorumluluğu getirildi. Temyiz süreleri açısından var olan 30-60 günlük süreler, 15 güne düşürüldü. Davaların hızlanarak, deprem bölgesindeki insanların evlerine bir an evvel kavuşması için genel bir düzenleme yapıldı." dedi.
Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Öngören, söz konusu bu yeni düzenlemeyle kentsel dönüşümün önündeki en büyük engellerin kalktığını dile getirerek, "Artık mevcut yerleşim yerleri de 'rezerv' alan şeklinde ilan edilecek, kentsel dönüşüm kararını almak için yüzde 50+1 yeterli olacak ve 'risklidir' raporu binaya asılacak." dedi..
KENTSEL DÖNÜŞÜMLE YEŞİL BİNALAR İNŞA EDİLMELİ
Açıklamasında deprem bölgesinde yaklaşık olarak 850 bin konut yapılacağını dile getiren Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Öngören, "Mega kent İstanbul'da kentsel dönüşüm kapsamında yaklaşık olarak 1,5 milyon, Türkiye genelinde ise toplam 5 milyon konutun değiştirilmesi, dönüştürülmesi planlanıyor" diye konuştu.
Bunların yeşil bina şeklinde yapılması gerektiğini dile getiren Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Öngören, "Yeşil binalar, suyunu arıtan, yeniden kullanılmasını sağlayan, yağmur sularını biriktiren binalardır. Aynı zamanda bu binaların çatısı ve cephelerinde solar sistemleri, güneş panelleri bulunuyor. Yeşil bina, 32 senede harcanan bütün parayı geri kazandırıyor. Kendini de amorti ediyor. O yüzden yeşil bina yapımını teşvik edip, gerek kamu gerek özel sektörün kaynağını boşa harcamayalım." dedi.
BAZI YAPILAR YIKILMADAN GÜÇLENDİRİLEBİLİR
Prof. Dr. Öngören açıklamasında her yapının yıkılıp yeniden yapılmasına da gerek olmadığını kaydederek şöyle konuştu: "Yeni inşaat teknolojileriyle güçlendirme denilen bir imkan bulunuyor. Bugün bir yapının yeniden yapılması yaklaşık olarak 36 ay gerektiriyor. Halbuki bir yapının güçlendirilmesi 6 ayda bitiyor. Böylelikle insanların kirada oturma süreleri de kısalır. Ayrıca yeni bir bina yapmakla, bir yapının güçlendirilmesi arasında yaklaşık bire üç oranında bir maliyet farkı bulunuyor. Söz konusu güçlendirmeyi bir birim, yeni binayı üç birim parayla yapabiliyoruz."
Ülke genelindeki toplamda 5 milyon konutun depreme dayanıklı hale getirilmesi ve dönüştürülmesi açısından bakıldığında, en az 1 milyonunun güçlendirilerek korunmasının mümkün olduğuna değinen Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Öngören, özellikle tarihi yapılarda bunu yapmanın çok daha mantıklı olduğunu sözlerine ekledi.
Diyarbakır'daki Atatürk Köşkü 1937 yılında belediye tarafından satın alınmış!
Son dakika! Merkez Bankası yılın son faiz kararını açıkladı!