Prof. Dr. Naci Görür: İstanbul depremi için son zaman dilimindeyiz!
Türkiye'nin deprem gerçeğinin boyutlarını değerlendiren Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, "İstanbul depremi için son zaman dilimindeyiz, artık deprem ne zaman olacak diye sormaya gerek yok" diye konuştu.
Deprem ülkesi Türkiye'nin batısında büyük İstanbul depremi kapıdayken, doğusunda da son dönemlerde yaşanan depremlerde can kayıpları yaşandı. Türkiye'nin deprem gerçeğinin boyutlarını değerlendiren Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, "İstanbul depremi için son zaman dilimindeyiz, artık deprem ne zaman olacak diye sormaya gerek yok" dedi.
Sputniknews'te yer alan habere göre, "Deprem çalışmalarında fazla yol alamadık" diyen Naci Görür, "Deprem olmadığı zaman gündeme gelmiyor. Türkiye toprakları yüzde 90 boyutunda, dünyanın en tehlikeli aktif fay kuşaklarını içeriyor. Yani bizim ülkemizde yaşamak demek, her an depremle karşı karşıya olmak demektir. En az Japonya kadar tehlikeli bir ülkede yaşadığımıza göre, deprem gerçeğini göz ardı etmememiz gerektiğini düşünerek bir yaşam şekli oluşturmayı aslında planlıyorum. Ne yönetimde, ne halkta deprem kültürü yok" dedi.
"Depremden ölmek kader değildir" diyerek önlem almanın hayati önemine de değinen Naci Görür, "Deprem olmadan depremi öngörmek mümkündür. Periyod olarak hangi zaman diliminde gerçekleşeceğini biz bilim insanları halka duyurabiliriz. Madem tehlikeyi önceden öngörebiliyoruz, neden önlem almayalım. Depremi engelleyemeyiz ama, depremin vereceği hasarı en aza indirecek çalışmaları yapabiliriz" şeklinde konuştu.
'7.2'lik bir deprem Kanal İstanbul'da en az 8, bazı yerlerde 9 olarak hissedilecek'
Prof. Naci Görür, İstanbul'da hayata geçirilmesi planlanan Kanal İstanbul hakkında görüşlerini de söyledi. "Kanal İstanbul'a bir yer bilimci olarak karşıyım" diye konuşan Naci Görür, "Yöneticilerimizden de benim söylediğim konular açıkla kavuşturulmadan da kazmayı vurmamaları gerektiğini bir kez daha söylüyorum. Bunun siyasetle hiçbir ilgisi yok, salt biliminsanı olarak söylüyorum. Eğer bu söylediklerime cevap verebilecek bir bilim insanı varsa tartışalım. Bir biliminsanı olarak halkı toplumun can güvenliği noktasında konuşmak zorundayım" diye konuştu.
Kanal İstanbul'un özellike Sazlıdere kısmındaki bölgenin çok riskli olduğunu belirten Görür, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Kanal İstanbul'un altında yer alacak kayaçlar heyelan yapmaya müsait. Şu anda çalışmayan heyelanlar bile deprem sırasında aktifleşebilir. Bunları durduracak teknoloji yok. Burada aktif fayların dışında eski faylar da mevcut. Biz Marmara'da deniz araştırmaları yaparken, kanalın Marmara'ya açılan kısmında canlı faylar tespit ettik. Ve bunlar deprem beklediğimiz Kumburgaz Fayı ile açı yapabilecek şekilde. Orası 7.2 büyüklüğünde deprem üretirse, kanalı dolduran heyelanları harekete geçirir. Orada bulunan faylar depremin etkisini artırır. 7.2 büyüklüğünde bir deprem Kanal İstanbul'da en az 8, çoğu yerde 9'a çıkacak. Bir kanalın buna dayanması mümkün değil. Bir de orada 6 metrelik tsunami tehlikesi var."
'Kentsel dönüşüm deprem riski yüksek yerlerden değil, para kazandıracak yerlerden başladı'
Prof. Naci Görür, depremin oluşabilecek etkileriyle mücadelede önemli rol oynayan kentsel dönüşümle ilgili de bazı açıklamalar yaptı.
Kentsel dönüşümün yeterince başarılı olmadığını belirten Görür, "Bunun nedeni de, kentsel dönüşümün motor gücü müteahhitler oldu. Halbuki deprem odaklı kentsel dönüşümün odağında deprem vardır. Asla bir müteahhitlik projesi değildir. Kentsel dönüşüm kapsamında yapacağınız binalar en sağlıklı şekilde, devletin teşvikiyle halkla birlikte yapılmalıydı. Müteahhitler elbette yapı işleri için devreye gireceklerdi ama karar verici konumda olmamalıydılar. Lüks evler yapıp daha çok nasıl kar ederiz derdine düşüldü. Ve kentsel dönüşüm depremde en çok darbeyi yiyecek yerlerden başlamadı, en fazla para getirecek lüks semtlerden başladı" dedi.
'Elazığ'da deprem olacak diye 2005 yılında söyledim, 2020'de oldu'
Naci Görür, "Bir yerde meydana gelen depremin üstünden uzun zaman geçmişse orası deprem konusunda riskli hale gelir" diye konuştu. Naci Görür sözlerine şu şekilde devam etti:
"Bir yerde deprem olursa, çevresi de tehlikeye girer. Stres transferiyle orası daha da tehlikeli olur. 1999 depreminde yerbilimciler olarak bağırmaya başladık, 'İstanbul'a Marmara'ya dikkat, burası tehlike altına girdi' dedik. 99 depremi, enerjiyi Marmara'nın altına biriktirdi. Hatta normalde 250 senede birikmesi gereken enerjiyi 55 saniyede Marmara'nın altındaki kabuğa yükledi. Böylece artık orası tehlikeli hale geldi. O depremden sonra 30 sene içinde İstanbul'da deprem olma olasılığı yüzde 60 olarak hesaplandı. ben 2005 yılından beri Elazığ'da deprem olacak diye bas bas bağırdım, 15 sene sonra 2020'de oldu. Korkuyu durdurmak mümkün değil, İstanbul'da bir deprem olacak. İstanbul'da tarihe bakarsak sürekli depremler olmuş. Korkmamanın tek yolu oturduğu evden endişe etmemek."
Murat Kurum'dan Kanal İstanbul iddialarına yanıt!
Prof. Dr. Naci Görür 7.2'lik deprem uyarısında bulundu, riskli bölgeleri tek tek açıkladı!