Rantçılar Sarıyer'i hedef aldı!
Aydınlık Gazetesi köşe yazarı olan Rıza Zelyut bugünkü yazısında Türkiye'deki yapılaşmadan bahsetti. Zelyut, arazi mafyalarının oklarını Sarıyer'e çevirdiğini belirtti.
Dünyanın en ince sarı kumlarıyla kaplı o güzelim plaja getirmişler, onlarca kamyonluk inşaat artığı atmışlar.
İşte bu kadar sahipsiz İstanbul...
Önce 1994’teki İstanbul’u hatırlayın bir de şimdikine bakın...
Şehri koruyan yasalar teker teker değiştirildi; Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları işe yaramaz hale getirildi; İstanbul’un en gözde alanları yapılaşmaya açıldı. Buralar, Erdoğan ile bağlantılı şirketlere aktarıldı. Otoyolların kavşaklarına bile ruhsat verdiler. Yan yolların üstüne bile gökdelenler kondurdular.
Şehrin merkezi bitince çevreye saldırdılar. Özellikle SİT alanı olan ve bir çivi bile çakılması yasak olan yerlerde idi gözleri...
Hedefteki bölgelerin başında ormanlarla kaplı Sarıyer geliyordu. Hem Boğaz’a hem de Karadeniz’e bakan konumu ve eşsiz plajıyla ayrı bir güzellik alanıydı Sarıyer.
“Zilyetlik Kanunu” diyerek, “2-B” diyerek orayı parçalamaya başladılar. Bölge o kadar geniş, saklı ve bakirdi ki İstanbul’un arazi mafyası da buraya saldırdı.
Şu an:
Sarıyer Kaymakamlığı görevini yapmıyor.
Sarıyer Belediyesi görevini yapmıyor.
İnşaat mafyası, Sarıyer’in bir zamanlar tek çivi bile çakılması yasak olan yerlerine binlerce villa kondurdu, konduruyor. İnşaat için ormanların derinliklerinde greyderler çalışıyor, ağaçların binlercesi sökülüyor, çevre mahvediliyor. Dünyanın en güzel coğrafyası yok ediliyor.
Kitapsızlar, işi kitabına uydurmuşlar yıkıp yutuyorlar.
PLAJ YAĞMALANDI
Bir zamanlar filmlerin çekildiği Kilyos Gümüşdere Plajı, plaja adını veren Gümüşdere Köyü’ne aitti.
Önce Doğu tarafını bir üniversiteye verdiler.
Yanındaki ormanla kaplı derelik alana 2000 yılında bir kabadayı, arkasına zamanın jandarmasını ve kaymakamlığı da alarak uyduruk belgelerle el koydu. Burası şimdi yaz geldiğinde pavyon benzeri bir gece kulübü gibi çalıştırılıyor.
Batı kısmına polis okulu, yerleşti, orası da gitti.
Köye kalan son bölümü ise Maliye Bakanlığı aldı ve bir şirkete kiraladı.
Böylece, Gümüşdere Plajı’ndan plajın sahibi köylülere hiçbir şey kalmadı. Şimdi, sahip olduğu plaja giremiyor halk...
BATAKHANE Mİ PLAJ MI?
Bu plajlardan birisinde, yaz geldiğinde müzik festivali adı altında uyuşturucu ve seks festivali diyebileceğimiz işler yapılıyor. Şiddetli bir müzik bombardımanından bölge halkı geceleri uyuyamıyor ama bu rezaleti Sarıyer Kaymakamı, Sarıyer Belediye Başkanı, Büyükşehir ilgilileri duymazdan geliyorlar.
Halk, “Bunları bağlamışlar!”diye homurdanmaktan başka bir şey yapamıyor.
Çünkü burası Sarıyer...
Burası sanki gezegenimizin dışında...
Gel, işgal et; yağmala, istediğin gibi takıl...
Çünkü devletin Sarıyer kanadı kuşatılmıştır...
Rantçılar sadece plajları değil ormanlık bölgeleri de parsellemişler; uyuşturucu-seks tutkunu gençlere piknik alanı diye hizmete açmışlardır.
Böyle sahipsiz bir yere elbette inşaatçılar getirirler molozlarını dökerler.
Siz, onları kınayacağınıza Sarıyer’i ve İstanbul’u yönetenleri kınayın...
Rıza ZELYUT/Aydınlık