28 / 07 / 2024

Rixos Libertas Dubrovik, Türk turizminin yeni elçisi!

Rixos Libertas Dubrovik, Türk turizminin yeni elçisi!

Hırvatistan'ın güney ucunda, Adriyatik Denizi kıyısındaki Dubrovnik, son birkaç yıldır Akdeniz'in en ünlü turistik merkezleri arasında sayılıyor


SENTEZ MEKANİK 10. YIL DÖNÜMÜNÜ KUTLADI!


Balkan sivil mimarisi ve Orta Çağdan kalma tarihi eserleri ile Dubrovnik, eski adıyla Ragusa, Hırvatistan 'ın 1991'de Yugoslavya'dan ayrılışı sırasında çıkan iç savaşta, Sırp saldırıları nedeniyle şehirdeki tarihi eserler önemli ölçüde zarar gördü. UNESCO'nun başlattığı restorasyon çalışmaları ile 2005 yılı itibariyle şehir eski görünümünü kazanmaya başladı. Şehrin 49.000 olan nüfusu son yıllarda yeniden canlanan turizm hareketi ile artıyor.

Dubronik'te yer alan, en önemli turizm merkezlerinden ve  modern mimarlık örneklerin biri olarak kabul edilen Hotel Libertas savaşta gördüğü zarardan sonra 14 yıl boyunca harap halde bırakıldı. İklimin sert etkileri ile de yıpranan bina yenileme sürecinde sadece iskeleti korunarak Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından çağdaş bir konsept ile tamamen yeniden ele alındı.

Açılışta Rixos Hotels'in yurtdışındaki üçüncü oteli olan Rixos Libertas Dubrovik'in tarihi ve doğal güzellikleriyle özel bir öneme sahip olduğunu söyleyen Rixos Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince, otelin sahip olduğu lüks, konfor ve dünya standartlarının üzerindeki servis kalitesi ile Türk turizmi için gönüllü elçilik görevini de üstleneceğini belirtti.

Spa ve kıyı düzenlemesiyle yeni işlevler kazanan otelin en önemli özelliği deniz kıyısında tatil imkanı yaratmasının yanısıra 15 dakika yürüme mesafesindeki kentle birleşerek aynı zamanda gündelik hayat içinde bir çekim noktası oluşturması.

Mimar Melkan Gürsel Tabanlıoğlu otelin özgün mimarisini anlatırken geçişken saydam mekanlarda insanların farklı alanlarda birbirleriyle iletişim halinde olmasını sağlayan bir bütünsellik planladıklarını, bunun da konaklayanlar ve diğer ziyaretçiler arasında yoğun bir sinerji yarattığını söyledi. Odalar ve ortak mekanlarda tercih edilen şeffaflık muhteşem Adriyatik manzarasıyla iç içe olunmasını sağlıyor.

Melkan Gürsel Tabanlıoğlu yeni projesini anlattı:
"Bu tabii bizim için sevindirici birşey. Çünkü biz aynı grupta yani bu otelin işletmecisi Rixos, inşaatını yapan inşaat şirketi de Sembol inşaat. Aynı Grup ile 15 gün önce Astana'da, Astana Arena'sının açılışını yaptık. Aynı zamanda hem oranın inşaat şirketi idi hem de iş verenimizdi bizim. Tabiki bir taraftan Kazakistan'da iki hafta önce, iki hafta sonra da Dubrovnik'te, ki Dubrovnik çok önem kazanmaya başladı. 1991'deki savaşın arkasından bir çok tahribat geçirdi ve 2005'te UNESCO koruma kararı aldıktan sonra da bu şehirde değişikler olmaya başladı. Burası tipik bir Balkan sivil mimarisinin örneğini sergileyen ve aynı zamanda da bir Ortaçağ şehri görünümünü veren bir şehir. Şu an için çok büyük önem taşıyor. Eminim önümüzdeki günler de daha da önem taşıyacak bir yer olacak Adriyatik. Çünkü her geçen gün gelişmekte olduğunu görüyoruz. Biz burayı yaparken ben Dubrovnik'e epey gelip gittim. Bir kaç sene içinde ne kadar hızlı bir şekilde geliştiğine de şahit oldum. Bu otel bu şehrin hafızalarında önemli bir otel. Bu aralar bir şansdır, bize hep hafızalardaki binaları tekrar gündeme getirme işini üstleniyoruz. Bunlardan biri AKM diğeri Tarabya Otel'i. Aynı şekilde burası da bizdeki Tarabya Otel'inin bir benzeri. Bizdeki Tarabya Otel'i ile ben burayı çok benzetiyorum. Çünkü burası da şehrin hafızalarında çok yer etmiş bir otel, Libertas ve onun için ismini de koruyor. Şu an Rixos ama Rixos Hotel Libertas diye geçiyor.

Burası sonuçta yazlık bir bölge. Turistik bir bölge aynı zamanda ama burada yaşayan bir şehir de var. Bu tarz mekanlar, şehirliye hitap etmeye başladığı zaman, onda sonra tjristler ikinci planda gelmeye başladığı zaman, tabiki o zaman herşey çok farklı olmaya başlıyor. Yani belli bir zaman içinde kullanılan ve terkedilen bir otel olmaktan çıkıyor, bu şehre hizmet eden, şehir ile birleşen aynı zaman da burada oturanlarında gerçekten bir takım önemli günlerini paylaşmalarına meydan veren bir mekan haline geliyor. Bu otel bombalanmıştı tekrar renövasyon kararı alındığı zaman. İki bölümden oluşuyor. Bir teraslar şeklindeki bölümleri var; odaların yeraldığı, bir de bu şu an içinde bulunduğumuz lobi ve onun üstündeki iki kat oda katları var. Burada sadece bu üç katı kendi mimarimiz ile yorumladık ve diğerlerini de bir şekilde renove ettik. Planlamalarımızda bu şehir ile birleşmesini çok ön plana aldık. Şu an içinde bulunduğumuz lobi de bar, arkasındaki cafeler, teras, bir takım oturma alanları, hepsi esasında birleşti. Burayı bir lunch otel gibi yani daha çok zamanın geçireleceği, hayatın paylaşılabileceği, bir çok fonksiyonda bir şekilde yapılırken de, o insanlar arasındaki sinerjinin oluşabileceği bir alt yapıda olmasını planladık. Hemen bir alt katta restaurant, hemen onun arkasında çocukların çok uzakta olmaması düşüncesi ile kids club, bir business center, hemen bir alt katında da büyük bir balo salonu ve casino ile gece klübünün yer aldığı bölümler var. Bunların hepsi de bir arada bir bütün olarak hareket ediyor. Yine sahil kısmına indiğimizde de havuz, arkasında spa ve fitness salonun birlikte yine yaşadığı... Çünkü otellerde biliyorsunuz kaybolursunuz. Bu insanları genelde rahatsız eder. Halbuki büyük otellerde, oteli küçük hissetmek, bence ana amaçtır. Çünkü kimse büyük vakitler geçirerekten karmaşanın içinde kalaraktan bir takım mekanlara ulaşmayı istemez. Biz burda bunu ön plana aldık. Bizim için transpranlık çok önemliydi. Çünkü muazzam bir manzaraya bakıyoruz. Burası çok önemli bir koy. Şehire çok yakın olması çok önemli. Çünkü ciddi koylara sahip olan bir bölge burası. Şuanda o ana şehre, o bahsettiğimiz eski şehir dokusuna sadece 5 dakika uzaklıktayız ve hakikaten müthiş bir manzaraya bakıyoruz. Bir şekilde bunların hepsini birleştiren bir konseptti yakalamayı özen gösterdik"
Hürriyet

Konuyla ilgili basında yer alan diğer haberler

Türk hamamı Rixos'la küresel marka oluyor

Önceki gün Hırvatistan'da açtığı otelle Adriyatik'e uzanan Rixos marka olma yolunda hedef büyüttü. Rixos, Türk hamamı ve Osmanlı mutfağını da markalaştırmak için harekete geçti

Adriyatik'in en lüks otelini Hırvatistan'ın Bodrum'u sayılan Dubrovnik'te hizmete açarak sadece dünya çapında marka olma yolunda ilerleyen Rixos, Türk hamamı ve Osmanlı mutfağını da marka yapıyor. Rixos, bu hedef doğrultusunda Türk hamamını da içinde bulunduran `Rixos Royal spa' ve Osmanlı mutfağının lezzetlerini sunan `Lalezar' markalarını öne çıkarmaya başladı. Rixos Holtels Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince, Rixos olarak iki ayrı alanda farklı olduklarını belirterek `Mutfağımız ve hamam konseptimiz. Rixos'u uluslararası bir markaya dönüştürmek için dünyanın en eski spa'sı olma özelliği bulunan Türk hamamı ile Lalezar adıyla oluşturduğumuz Osmanlı mutfağından oluşan restoranımızı ön plana çıkarıyoruz' dedi.

DUBAİ'DEKİ OTELE DEV HAMAM

Açtıkları her otelin bünyesinde mutlaka bir Türk restoranı bulunduğunu belirten Tamince `Lalezar'ı markalaştırmak istiyoruz. Hamamda bunu başardık. Gelip hamamı gören bizi farklı yere oturtuyor' dedi. Tamince bu yıl Dubai'de açılacak Ottoman Palace by Rixos'ta 8 bin 500 metrekare alana sahip hamam olacağını da açıkladı. 2010 yılı sonunda Rixos otellerinin sayısının 14 olacağını ifade eden Tamince, bu yıl sonunda kadar Rixos Almaty Kazakistan ve Dubai'de Ottoman Palace by Rixos'un açılacağını, gelecek yıl sonuna kadar da Rixos Vienna Avusturya ve Rixos Marine West Bahreyn'in faaliyete gireceğini söyledi.

`Turizmin gönüllü elçisiyiz'

`Rixos Royal spa' merkezi, Türk hamamının yanında güzellik merkezi, masaj, fitness merkezi, sauna, Thalasso spa ile hizmet veriyor.

Rixos Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince, yurtdışında açılışını yaptıkları üçüncü otel olan Rixos Libertas Dubrovik'in sahip olduğu lüks, konfor ve dünya standartlarının üzerindeki servis kalitesi ile Türk turizmi için gönüllü elçilik görevini de üstleneceğini belirtti.
Belma Toprak/Star


Geri Dön