22 / 12 / 2024

Salt Galata, restorasyonun kırılma noktası!

Salt Galata, restorasyonun kırılma noktası!

Salt Galata ufak tefek kusurları dışında Türkiye'deki restorasyon ve yeniden işlevlendirme projeleri için kırılma noktalarından. Ziyaretçilerine alışıldığın dışında bir müze, sergi, araştırma ve çalışma ortamı sunuyor



Salt Beyoğlunun büyük kardeşi Salt Galata, Karaköydeki eski Osmanlı Bankası binasında sonunda açıldı. Beyoğlundaki yapıda olduğu gibi bu binada da genel tasarım kararları Han Tümertekin tarafından alındı ve mimar Zehra Uçarın titiz koordinasyonuyla hayata geçirildi. Han Tümertekinin ne eksik ne de fazla tasarım anlayışı bu yapıda da izlerini gösteriyor.

Bu tip tarihi öneme sahip büyük yapılarda zamanın ruhunu korurken yeni işlevleri görsel olarak ayrı tutabilmek ve aynı anda fonksiyonel ihtiyaçlara cevap verecek şekilde mimari planlama yapmak sanılandan daha zor bir çaba. Salt ekibi ile Tümertekin tarafından seçilen ve iç mekânların her birinin tasarımını üstlenen tasarımcıların bu çabadaki katkıları bu açıdan mühim.

Nazar boncukları

Tüm bu güzelliklerin yanında şahsi kanaatimce biraz fazla oyuncaklı olan ortak ve ıslak mekânlardaki tasarım kararları, üstünkörü tamamlanmış hissi veren bodrumdaki sergi mekânı ve çatı katındaki çok amaçlı salon Salt Galatanın göze batan küçük nazar boncukları. Ama bu küçük kusurlar bile binadaki aydınlatma tasarımında yapılan hataların yanında masum kalıyor. Güzelim mermer korkuluklara takılmış, bir de mermer desenine boyanarak saklanmaya çalışılan, artık kebapçıların bile kullandığı sıra ledler sadece gözünüzü değil elinizi de tırmalıyor. Kütüphanenin ve sergi salonunun hatalı aydınlatması ise size baktığınız nesnelerle aranıza giren kendi gölgenizle oyunlar sunuyor.

Bu tip tarihi yapıların yeniden işlevlendirilmesinde zaten mekânsal tasarım kararları konusunda fazla özgür olamadığınız için çoğu sağduyulu mimarın yaptığı gibi her şey kendi kendine yerine yerleşmiş gibi durur. Bu durumda mekânsal yerleşim kararlarından çok mimarların malzeme seçimi ve detaylardaki üretim hassasiyeti dikkat çeker. Saltın her iki yapısında da mimarlığın yumuşak karnı detaylardaki uygulama titizliği ve aydınlatma oldu.

Bir yapı mimari olarak ne kadar kusursuz olursa olsun ancak onu kullananlarla tamamlanmış sayılır. Ufak tefek kusurları dışında Türkiyedeki restorasyon ve yeniden işlevlendirme projeleri için önemli bir kırılma noktası oluşturan hem Salt Beyoğlu hem de Salt Galata yapıları size alışık olduğunuzdan farklı bir müze, sergi, araştırma ve çalışma ortamları sunuyor. Her iki yapı da ücretsiz olarak tüm İstanbullulara açık, bu imkanı kullanın derim.
Radikal


Geri Dön