24 / 12 / 2024

Sanayici sermayesini fabrika binası ve arsasına yatırıyor!

Sanayici sermayesini fabrika binası ve arsasına yatırıyor!

OSBDER Başkanı Vahit Yıldırım, OSB'deki firmaların yatırım yaparken ciddi risk aldıklarını söyledi. Yıldırım, yeni yatırımların döviz, faiz, siyasi belirsizlik gibi risklere karşın devlet tarafından koruma altına alınmasını istedi.



OSB'deki firmaların yatırım yaparken ciddi risk aldıklarını kaydeden OSBDER Başkanı Vahit Yıldırım, "Karşılığında hiçbir koruma yok, koruma talep ettiğimizde 'hesabını kitabını ona göre yapsaydın' diyorlar, ancak mevcut durumda hesap kitap yaptığında kimsenin yatırım yapmaması gerekir"dedi. 


Organize Sanayi Bölgeleri Derneği (OSBDER) Başkam Vahit Yıldırım, mevcut yatırımını büyütmek isteyen sanayicilerin başka bölgelere gitmek zorunda kaldığını belirterek, verimlilik kaybını önlemek için dikine büyüme amaçlı emsal değerlerin yükseltilmesi gerektiğini söyledi. Mevzuatın sık değiştiği ülkelerde istikrar beklemenin hayalcilik olduğunu belirten Yıldırım, yeni yatırımların döviz, faiz, siyasi belirsizlik gibi risklere karşın devlet tarafından koruma altına alınmasını istedi. Meslek okullarının OSB'ler tarafından işletilmesi gerektiğine vurgu yapan Yıldırım, bunun da parası çok olan oda ve borsalarla birlikte hareket edilerek yapılabileceğini söyledi. 


Ankara Sohbetleri'ne konuk olan Vahit Yıldırım,  Ankara  Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve arkadaşımız Filiz Coşkun'un sorularını cevaplandırdı. 


Gündemde olan OSB'lerdeki mevzuat değişikliği konusunda bir çalışmanız var mı? 


Türkiye'nin bu konuda değil her konuda sıkıntısı, yasa yönetmelik hazırlanırken, müdahillerin görüşü alınmıyor. En önemli şey mevzuatın uygulamasına tabi kişilerden yani yaşayandan görüş alınmasıdır. Bugün ne gelişmiş OSB'ler, ne dernekler konuya müdahil olmuyor. Düzenlemeler Ankara'da konuşuluyor ve çıkarılıyor. Zaten bir ülkede bu kadar sık mevzuat değişiyorsa sıkıntı var demektir. 


Size göre OSB'ler sanayi üretiminin neresinde? 


OSB'ler iyi bir model ve bana göre tuttu. Hatta bazı OSB'ler mevzuatın da üzerine çıkıp marka haline geldi. 


OSB'ler planlı sanayileşme, kayıt dışılığın önlenmesi, katma değerli,üretim konusunda ciddi katkı sağlıyor. 


Ancak mevcut sistemde özellikle yerel yönetimlerin yükünü ciddi ölçüde alan OSB'ler cezalandırılıyor. Yatırımcı açısından OSB'de olmanın ekonomik bir bedeli var. Bunun bir şekilde yatırımcıya geri verilmesi lazım. 


Hiçbir OSB'de kayıt dışı işlem olmaz, buradaki tüm hizmetleri de OSB yönetimleri verir. Buna rağmen biz yerel yönetimlere emlak vergisi başta olmak üzere ciddi para ödüyoruz. Ayrıca normal arazi bedeli 100 lira ise OSB'de 500 lira ödüyoruz. 


Kamu alımlarında yerli ürünlere avantaj uygulamasının bürokrasinin korkusu yüzünden çok kullanılamadığı ifade ediliyor..... 


Evet, sistem savunma sanayiinde iyi işliyor keşke bu genele uygulanabilse. 


Ülkenin tamamını bir şirket olarak kabul ettiğinizde gelirlerin tamamının büyük önem arz ediyor ki burada da ihracat öne çıkıyor. 


Bir de tüketim kültürünün değişmesi lazım. Bizde tüketiciler yabancı mal sevdalısı. Oysa şurada yatırım yapan bir Kore firması, kendi otelini, lokantasını kuruyor, kendi insanını, istihdam ediyor, hep kendi ürünlerini kullanıyor. Biz daha aileden bu kültürü yerleştirmeye başlamalıyız. 


İhalelerde şartnameler gerçekten çok önemli. Bütün kriterleri yerine geriyorsunuz, ancak öyle bir maddeye takılıyorsunuz ki sadece yabancı firma için konulduğunu hissediyorsunuz. Sizin ürününüz ucuz olsa da yabancı ürün tercih ediliyor. Şartnameler yerli üreticiye uygun dizayn edilmeli. Devletteki üst akıl buraları özel şirketi yönetir gibi yönetmeli, bürokrasiye takılma olmamalı. Savunma sanayinde olduğu gibi devlet yerli sanayiyi destekleyecek mekanizmayı kurmalı, maça herkes eşit başlamalı. 

Bazı OSB'lerde ciddi doluluk oranına ulaşıldığı gözleniyor. 


Bunların büyütülmesi için neler yapılabilir? 


Bu konuyu siyasilerle sürekli konuşuyoruz. Yüzde 100 doluluğa ulaşan bölgeler var, insanlar yatırımını büyütmek istiyor ama emsal sınırlı olduğu için başka bölgeye gitmek zorunda kalıyor. Oysa teknoloji çok gelişmiş durumda, artık ikinci üçüncü katlarda da üretim yapılabiliyor. Yani insanlara mühendislik koşullarını yerine getirdikten sonra, mevcut tesislerinin üzerine yeni katlar yapılmasına izin verilmeli. 


Hükümet programında, devletin fabrika yaparak sanayiciye vermesi gibi bir hüküm var..... 


Henüz detaylı bir açıklama yok.TOKİ ev yapıp halka teslim ediyor. Ancak büyük kapasiteli yatırımlar için bu iş zor. Yurtdışında da her türlü ihtiyacın karşılandığı bin metrekarelik fabrikalar, ofisleri, lojistik hizmet alabileceği yerleri devlet yapıyor. Bizde ise küçük sanayi siteleri gibi küçük ölçekli sanayiciler OSB'lerde toplanabilir. 


OSB'lerdeki mesleki eğitim meselesinde TOBB devreye girmeli mi? 


Bana göre özel sektörün OSB'de meslek okulu kurmak yanlış. OSB'de okullar OSB tarafından yönetilmeli. 


Eğitmenlerin maaşları OSB'ler tarafından karşılanmalı, devlet OSB yönetimlerine destek vermeli. Şu anda devlet öğrenci başına bir miktar katkı sağlıyor, biz de buna katkı yapalım ki en azından eğitim doğru olarak verilsin. Sanayicinin gerçekten ihtiyacı olan elemanlar yetiştirilsin. Bizim önerdiğimiz sistemle öğrenci başına çok fazla maliyet ortaya çıkmaz, eğer süreç iyi yönetilirse Milli Eğitim Bakanlığı'nın verdiği para yeter. 


Bana göre öncelikle OSB'lerin kapasitesine bakıp buna göre öğrenci alınmalı. Bana göre bir ilde 5 tane OSB varsa, o ildeki ticaret odası, sanayi odası ile OSB'ler birlikte okul yapmalı. Tepe yönetimin bu işe girmesi sürecin uzamasına yol açar. Oda bazında yapılacak işbirliği yeterlidir. Bugün odaların kasasındaki para hiçbir yerde yok. Örneğin biz Gebze Ticaret Odası ile birlikte meslek okulu yapacağız. 


Öğrencilerin, mesleki eğitime yönelmesi için neler yapılabilir? 


Bu konuda özendirici uygulamalar yapılmalı. Mevcut uygulamada, herhangi bir yere giremeyenler mesleki eğitimi tercih ediyor. Oysa bunlar için askerlik teşviki, vergi teşviki, mezun olduktan sonra istihdam garantisi gibi özendirici politikalar uygulanabilir. Sistemin daha verimli olması için ise stajlar daha birinci sınıftan başlamalıdır. Öğrenciler işin tüm aşamalarım yerinde görerek öğrenmeli. Sonuçta buradan mezun olacak kişilerin tamamı işçi olacak diye bir şey yok, içlerinden girişimciler de çıkabilir Bir de Türkiye'de teknik personelin pozitif ayrımcılığa tabi tutulması gerekiyor. Bu insanlar başarılı oldukça, ekonomik ve sosyal olarak parlatılmalı. Bugün bir çocuğu birkaç kez bir takımın maçına götürün, o takımın taraftarı olur. Aynı bunun gibi çocukları fabrikalara götürüp, örneğin bir çip nasıl üretiliyor bunun gösterilmesi gerekir. Bu bir devlet politikası haline getirilmeli. 


"OSB firmalarının eli kolu bağlı"


Nasıl düşer maliyet? 


OSB'de faaliyet gösteren firmaların SGK bildirimlerinde indirim yapılabilir, yatırım kredilerinde faiz desteği sağlanabilir, ithalat rejiminde kolaylıklar olabilir. Makine, ekipman ithalatında fonlarda kolaylık getirilebilir. Bunlar yapılmadığı sürece OSB'deki kuruluşlar rekabet sıkıntısı yaşamaya ve OSB dışında işletme kurmaya başlıyor. 


Diğer taraftan OSB firmasının eli kanun ve yönetmelikle bağlı durumda. 1 yıl içinde proje hazırlama ve üretime geçme taahhütleri veriyorsunuz, arsanın elinizden alınma riski var. Ayrıca sıkışırsanız arsayı istediğiniz firmaya satamıyorsunuz. Yatırımcıya da bir şeyler sunulmalı. Firmaların OSB'lerden kaçma yönündeki talepleri giderek artıyor. 2023 yılı hedeflerine bugün ulaşmak zor görünüyor ama OSB'ler iyi kullanılırsa yaklaşma konusunda sonuç alınabilir. Seçilmiş konularda gelişmiş illerde yapılsa da yatırımlara 5-6'ncı bölge teşvikleri verilebilir. Şu anda otomotive teşvik var ama bu da ciddi yatırım taahhüdü isteniyor. 


Bunu yapabilecek firma sayısı zaten kısıtlı. Yatırım taahhüt miktarı firmanın cirosuna göre belirlenebilir. 


Zarar eden yatırımlarda devlet sigorta olsun


OSB'lerde verimlilik durumu nasıl? 


Verimli organize sanayi bölgelerinin istisna olduğunu söyleyebilirim. 

Halbuki tam tersi olmalı. Özellikle büyük firmaların, ulusal firmaların, marka değeri yüksek firmaların olduğu OSB'lerde verimlilik yüksek. Esas geri kalan önemli, bunları verimli hale getirmek lazım. Son 30 yıla baktığınızda firmaların ülke riskinden dolayı bir sürü iniş çıkış yaşadığını görüyoruz. Firmalar yatırımlarını yaparken tedirginler, ' yatırım yaptığında döviz, faiz ya da siyasal risklerden dolayı koruma altına alınmalı. Böyle bir sıkıntı olduğunda devlet sigorta mekanizmasını devreye sokarak, zararı bertaraf etmeli. 


Şunu belirtmekte fayda var, sanayici 'şu kadar param olsun' diye yatırım yapmıyor. Yatırım yaparken ciddi risk alıyoruz. İstihdam yaratıyoruz, ancak bunun karşılığında hiçbir koruma yok. Bunu talep ettiğimizde "hesabını kitabını ona göre yapsaydın" diyorlar ancak mevcut durumda hesap kitap yaptığında kimsenin yatırım yapmaması gerektiği sonucu ortaya çıkıyor. Eğer kısa sürede önlem alınmazsa, yarın yatırım yapacak yerli firma bulunamaz. 



Geri Dön