Şeffaflık Paketi'nin ertelenmesi söz konusu değil!
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Şeffaflık Paketi'nin ertelenmesinin söz konusu olmadığını belirterek Türkiye'nin ihtiyacı olduğunu ve hükumetin bundan asla vazgeçmediğini söyledi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Şeffaflık Paketi'nin ertelenmesinin söz konusu olmadığını belirterek, "Şeffaflık Paketi, Türkiye'nin ihtiyacıdır. Hükümetimiz bundan asla vazgeçmedi. Bunu gündemine aldı, çalışmalar devam ediyor. Ancak bunun gerçekleşmesi için en uygun zamanın herkesin katılımıyla seçimlerden sonra olacağını düşünüyorum" dedi.
Zeybekci, Filistin Başbakan Yardımcısı ve Ulusal Ekonomi Bakanı Muhammed Mustafa'yla basına kapalı olarak gerçekleştirdiği toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Toplantıda, Filistin ekonomisinin konuşulduğunu belirten Bakan Zeybekci, Filistin'de ekonomiden, sanayiden, ihracattan daha önce herşeyin siyasi olduğunu kaydetti.
Zeybekci, Filistin'de insanların ekonomik olarak ayakta durmaya çalıştıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Türkiye olarak biz, Filistin'in bu haklı davasında, ekonomik bağımsızlığını kazanma, ekonomik olarak ayaklarının üzerinde durma, insanların onurlu bir şekilde ekmeklerini kazanma ve dünyada ekonomik olarak da var olma davalarında, her davalarına olduğunu gibi sonuna kadar yanlarındayız. 2005'te Filistin'le imzalamış olduğumuz serbest ticaret anlaşmasının olabilen en son sınırlara kadar daha serbest hale getirilmesi ve Filistin'e farklı imkanlar sağlanmasıyla ilgili de burada bir mutabakatımız oldu."
Türkiye'nin, Filistin Cenin'de hazırlıkları devam eden bin dönümlük organize sanayi bölgesi kurulmasının, bu yıl fiili olarak başlangıcının görüleceği bilgisini veren Zeybekci, en kısa sürede bunun tamamlanmasını istediklerini dile getirdi.
Bakan Zeybekci, Türkiye olarak, Filistin'in kendi öz kaynaklarıyla ürettiği malların dünya standartlarında satılması adına oradaki iş gücünün kalitesinin yükseltilmesi, meslek edinilmesiyle ilgili eğitim çalışmaları için ne gibi adımların atılabileceğinin görüleceğini aktararak, "İnşallah nisan başı gibi de ekonomi bakanlığı olarak, bizzat benim başkanlık ettiğim ve iş dünyasının da temsilcisinin olduğu bir iş heyetiyle de Filistin'e gitmeyi düşünüyoruz. Böyle olumlu bir gelişme oldu, inşallah bunu da somut adımlarla zenginleştireceğiz" diye konuştu.
- "Keynes anlayışı bugün değişti"
Zeybekci, bir gazetecinin, "Eski Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Durmuş Yılmaz'ın açıklamaları oldu. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nden (TÜSİAD) kurumların bağımsızlığıyla ilgili bir açıklama geldi. Bu noktada sizin yorumunuz ne olacak?" sorusunu yöneltmesi üzerine, şunları söyledi:
"Ben şahıslarla polemiğe girmek istemiyorum ama dünya çok değişti, dünya ekonomisi çok değişti. Dünya bugün 1929 krizi, 1939'da başlayıp 1945'te özellikle Avrupa bölgesini tahrip eden 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ekonomistlerin baktığı ekonomiyle veya ekonomik hassasiyetlerin, piyasaların öncelikleriyle bugünkü dünya ekonomisinin öncelikleri çok farklı. Çünkü 1929 krizi ve 2. Dünya Savaşı'ndan sonra oluşan ideolojik ve siyasi bloklar tamamen yıkıldı. Bugün dünyada farklı bloklar, oluşumlar var. Ekonominin de teorileri ve öncelikleri değişti. Bir zamanlar, 1944-1945'ten sonra 2. Dünya Savaşı'nın tahribatını özel sektör ama bunun yanında belirleyici olarak da kamunun ve devletin de sanayiye, üretime girdiği o anlayış ki; Keynes'in anlayışının ana özeti tek cümleyle bu olabilir, bugün değişti. Bugün Türkiye olarak da değişen dünyaya adımlarımızı uydurma zorunluluğumuz var.
Türkiye, bugün gelişen ve değişen dünyaya en hızlı adapte olan ülkelerden biridir. Merkez Bankası'nın bağımsızlığını zaten kimse tartışmıyor. Merkez Bankası'nın sorumluluklarının artırılmasıyla ilgili tartışma belki daha sağlıklı bir şekilde konuşulması gerekiyor. Türkiye'de bunlar, kurumları yıpratmadan tartışılabilmeli diye düşünüyoruz. Bugün TCMB, sadece para piyasaları ve fiyat istikrarı önceliğiyle hareket eden bir Merkez Bankası'nın yanında dünyada, büyüme, ihracat, kalkınma, istihdam gibi hassasiyetleri de görevleri arasında tanımlayan merkez bankalarıdır. Bizim bunları tartışmamız lazım, yoksa diğerleri biraz bize yakışmayan tartışmalar haline dönüşür. TCMB'nin görev ve sorumluluklarını artırarak bağımsızlığını zaten tartışmıyoruz."
- "Şeffaflık Paketi'nin ertelenmesi söz konusu değil"
Başka bir gazetecinin, "Hakan Fidan'ın istifasını ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın görüşlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu da Zeybekci, "Herkesin fikirlerine ve kararlarına saygı duyuyorum. MİT Müsteşarımız çok başarılı bir görev icra etti bugüne kadar. Bundan sonra da memleketine ve ülkesine milletvekili olarak hizmet etmek tercihinden bulunuyorsa, bu onun tamamen kendi şahsına ait bir tercihtir. Mutlaka bunu bağlı ve sorumlu olduğu makamlarla istişare etmiştir. Kendisi ve memleketimiz için hayırlı uğurlu olsun" şeklinde yanıtladı.
Nihat Zeybekci, Şeffaflık Paketi'ne ilişkin gündemdeki tartışmalara yönelikse şunları kaydetti:
"Şeffaflık Paketi'nin şu anda Türkiye'de ertelenmesi söz konusu değil. Zaten, seçimlerden önce şu tarihe kadar yapılacak, yetiştirilecek gibi net bir akitleşme yoktu. Şeffaflık Paketi, Türkiye'nin ihtiyacıdır. Türkiye'de, tüm gri alanların kaldırılması, soru işareti yaratılan veya insanların aklında sorun işareti yaratan, kamuoyunun bir şekilde şüpheyle baktığı tüm alanları ortadan kaldırılmasıyla ilgili siyasetin üzerine düşen bir görevdir şeffaflık. Siyasetin üzerine düşen bir görevdir derken, siyasete ait değildir, sadece siyaset gözüyle bakmıyoruz. Bürokrasi, siyaset, yargı, aklınıza gelebilecek Türkiye'deki tüm kurumların, dinamiklerin topyekun Türkiye'deki bu kitabı yeniden yazması gerekiyor."
Türkiye'de her şeyin dağınık kurallar halinde bulunduğunu ama bunu bir şekilde topyekun yapmak gerektiğine dikkati çeken Zeybekci, "Bu, imar tartışmalarıyla başlayan, bürokrasiyle devam eden, siyasetin de içine girdiği, yargının da hukukun da bir şekilde nasibini aldığı, soru işaretlerinin olduğu gri alanların oluşturduğu bu alanın hep beraber, milli bir seferberlikle yeniden oluşturmamız lazım. Güneş, her yere girmeli. Hiçbir yerde güneşin girmediği, şeffaflığın olmadığı, milli iradenin ulaşmadığı, dokunamadığı, hesap sorulabilirliğin ve hesap verilebilirliğin olmadığı bir alan olmamalı. Bunun için bu çalışmalar topyekun bir pencereden bakmak lazım" diye konuştu.
Zeybekci, Türkiye'nin 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra 4 yıl boyunca bir daha seçimin olmadığı bir ortama gireceğini anımsatarak, "Siyasi partiler, tüm dinamikler, tüm akıl bir araya gelerek şeffaflıkla ilgili topyekun bir çalışma o dönemde yapacaktır. Hükümetimiz bundan asla vazgeçmedi. Bunu gündemine aldı, çalışmalar devam ediyor.Ancak bunun gerçekleşmesi için en uygun zamanın herkesin katılımıyla seçimlerden sonra olacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) Bank Asya'ya ilişkin kararını da değerlendiren Zeybekci, Bank Asya kararının tamamen hukuki bir karar olduğunu vurguladı.
Zeybekci, bu kararı verenlerin gerekçeleri olduğunu anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu gerekçelere razı olmayanların da hukuki yolları açıktır. Hukuka gidilirse, yargı ve hukuk da bununla ilgili karar verecektir. Kimse inisiyatif kullanarak 'Ben böyle istedim, böyle yaptım' diye bir adım atması mümkün değil. Verilen karar tam anlamıyla hukukidir. Hukuk çerçevesinde, kanunların, hukukun kurumlara yüklediği sorumluluklar neticesinde alınmış kararlardır. Bütün alınmış kararlar gibi bu kararlar da yargıya açıktır, itiraz mercii sadece hukuktur, hukukun verdiği kararlara da herkes saygılıdır."
AA