15 / 11 / 2024

Selçuk Mülayim: Süleymaniye'nin restorasyonu başarılı!

Selçuk Mülayim: Süleymaniye'nin restorasyonu başarılı!

Süleymaniye Camii, restorasyonu tamamlanarak üç yılın ardından tekrar ibadete açıldı. Biz de bu vesileyle Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Mülayim ile camiyi gezdik ve restorasyonu yeri




Yapılan işi oldukça başarılı bulan Mülayim, restorasyonun cami ile sınırlı kalmamasını ve külliyenin tamamının elden geçirilmesi gerektiğini belirtiyor. Süleymaniye üzerine üç kitap yazan Prof. Dr. Mülayim, "Hiçbir şeye inanmayan Süleymaniye'ye tapar." diyor. Şimdi buyurun yenilenen Süleymaniye'yi birlikte gezelim.

Goethe, mimarlığı dondurulmuş müziğe benzetir. Türk-İslam mimari sanatında kendine has üslubuyla 'kalfalık eserim' dediği Süleymaniye Camii'ni ince bir taş işçiliği ile besteleyen Mimar Sinan hiç şüphesiz inancı ve gelecek tasavvuruyla bir rehber olmayı sürdürüyor. 454 yıllık tarihinin en kapsamlı restorasyonuyla İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi kapsamında üç yıllık bir çalışmanın ardından bütün ihtişamıyla yeniden ortaya çıkan Süleymaniye Camii'ni Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Mülayim ile birlikte inceledik. Birçok eseri yanında özellikle Ters Lâle: Osmanlı Mimarisinde Sinan Çağı ve Süleymaniye, Sinan ve Çağı ile Bir Şaheser Süleymaniye Külliyesi isimli kitaplara imza atan Mülayim, "Restorasyonda ilke en az müdahaledir. Her şeyi yenilemek restorasyon ve tarihsel mimar fikrine aykırıdır." diyerek birlikte adım adım dolaştığımız Süleymaniye Camii'nde uygulanan restorasyonu başarılı bulduğunu belirtiyor.

Cami içerisinde her yapılan iş üzerinde ince eleyip sık dokuyarak ilerlerken konu dönüp dolaşıp kubbe tartışmasına geliyor. Malumunuz olacağı üzere caminin restorasyonu sırasında sıkı tartışmalar yaşanmış, devrin baş nakkaşı Kara Memi tarafından yapılan, ancak zamanla dökülen kalem işlerinin kapatılarak ana kubbenin Padişah Abdülmecit döneminde İtalyan mimar Fossati tarafından barok-rokoko üslubuyla tekrar tezyin edildiği yazılıp çizilmişti. Kubbenin 5 asır önceki haline çevrilmesi gerektiğini söyleyenlerle kubbenin mevcut süslemesiyle bırakılması gerektiğini belirtenler arasındaki tartışmaya da değinen Prof. Dr. Mülayim, sanat tarihçileri ve mimarların neden kubbe içine takıldıklarını anlamadığını söylüyor. "Kubbe o günün modasına uygun tezyin edilmiş. Çok uyumlu değil, ama çok aykırı da değil. İbadete, inanca aykırı bir durum da yok. Her yapıda dönem eki vardır, kazıyalım da 16. yüzyıl bir şeyi uyduralım fikri yanlıştır. Bu babamı öldüreyim, dedemi mezardan çıkarayım, aile daha iyi olur gibi bir mantığa benzer. Ayrıca camide uyumlu olmayan bir sürü şey var, neden kafayı kubbe içine takıyorlar Mesela kubbenin etrafındaki demir parmaklıkların hepsi sonradandır." diyen Mülayim, ana kubbenin Padişah Abdülmecit döneminde İtalyan mimar Fossati tarafından barok-rokoko üslubuyla tekrar tezyin edildiğine dair tek bir bilgi ve kaydın olmadığını, bu ismin nereden ve hangi maksatla çıkarıldığını anlamadığını belirtiyor. Prof. Dr. Mülayim, bu söylentinin ardında kalem işi yapan grupların baskısı olduğunu belirterek, "Bunlar kendilerine iş çıkarmak istiyorlar. 19. yüzyılı silelim, ne yapacaksın Bir şey uyduracak, 16. yüzyıla göre bir tevil yapacak. Ee bir uydurma da sen yapıyorsun, üstelik yeni bir ekleme yapıyorsun. Sildiğin şeyi nasıl izah edeceksin" diye soruyor. Peki iç kısmı büyük oranda biten ve dış kısımlarda ilerleyen Süleymaniye Camii'nde yapılan restorasyon yeterli mi Mülayim, caminin külliyesi içinde yer alan ve kuru fasulyecilerin bulunduğu dükkandaki tarihi yapıya aykırı görüntü kirliliğinin temizlenmesini, Mimar Sinan'ın türbesinin üzerindeki kubbenin sıva yerine kurşunla kaplanmasını ve İstanbul Üniversitesi'nin arka kapısı olan Serasker Kapısı'nın da temizlenerek açığa çıkarılması gerektiğini belirtiyor. [email protected]

Hiçbir şeye inanmayan Süleymaniye'ye tapar

"Burası sadece mabet değil, daha fazlası var. Öyle olsa uçak hangarı gibi geniş bir yer yapardı Sinan. Bu kadar işçilik kullanmazdı. Sinan'ın eserleri Osmanlı'nın fetih icraatlarından farklı ve etkilidir. Buraya Müslüman olmayan da, dinsiz insanlar da geliyor, öylece kalıyorlar. Süleymaniye'nin kendi başına bir etki gücü vardır. Hiçbir şeye inanmayan Süleymaniye'ye tapar, yapı kendini çekiyor çünkü."

Restorasyon son derece başarılı

''Camiyi gezince görüyoruz ki, fazla değişiklik yok, genel olarak iyi bir temizlik yapılmış. Aslına sadık kalınarak bazı rötuşlar yapılmış ve bunlar da başarılı. En az müdahale ile yapıldığı için buna başarılı diyoruz. Kapılarda temizlenme yapılmış, gayet güzel. Bu kapıların pek çoğu döneminden değil zaten, 50'li yıllarda elden geçmiştir çoğu. Ana giriş kapıları 16. yüzyıldan kalma. Onlar elden geçerek, gayet başarılı şekilde düzeltilmiş. Dört fil ayak üzerinde çini kitabeler bulunmuş. Onlar çıkarılacak diye yapıyı bozmak yanlış olurdu. Bir kısmı gösterme maksatlı ortaya çıkarılabilir. Mihrap kısmındaki eksiklikler tamamlanmış. Ama en üst kısma sarı çerçeve ile yazılan yazı biraz yeni dönem. Pek uyum sağlamamış gibi. Orası orijinalinde boş ise, boş bırakılmalıydı. Bizde camiye levha hediye etmek gelenek ama bu bazen iç bütünlüğü bozuyor. Padişahın bu camiye hediye ettiği rahle, Kur'an ve tesbihler vardı, onlar yok şimdi. Onu da aramak lazım."
 
Caminin çevresi eski haline dönmeli

''Restorasyon sadece cami ile sınırlı kalmamalı, burası külliye. Hamamı da restore edilmeli. Aynı zamanda Sinan'ın türbesinde sebilin üstü beton kaplıdır. Bu yanlış uygulama, orasının da kurşunla kaplatılması lazım. Süleymaniye'nin yanında Seraskerlik (Genelkurmay) binası var, şu an İstanbul Üniversitesi'nin arka kapısı. Bunun da temizlenmesi ve açığa çıkarılması gerekiyor. Üniversite olabildiğince denetim için kapıları az tutuyor ama böyle bir kapıya bu yapılmaz. Bu kapıyı kapatıp duvara delik açarak, 'kapı burası' denir mi Ancak bizde olur bu Böyle güzel kapının işlemesi lazım. Ayrıca külliyeye ait kuru fasulyecilerin bulunduğu alanların da düzenlenmesi gerekir, önüne gelen tabela filan asamaz, çivi çakamaz. Tente yapamaz. Hazire kısmında taşların üzerini matkapla delip isimleri yazdıkları plaket çakmışlar. O yanlış bir şey! Sebiller de düzenlenmeli. Portakal çuvalı, çanta asamazsın, ışıklı levha ve klima koyamazsın oralara. Restorasyon konusunda Bursa çok başarılıdır; örnek alınmalı."

Padişahın türbesine pantolon asılır mı

''19. yüzyılda padişah Süleymaniye'ye teravih namazına gelecekmiş. Bunu haber alan bir imam derhal depoya koşarak temiz görünsün diye bulduğu tahin rengi bir boyayla boyunun ulaştığı yere kadar bütün camiyi boyamış. Ondan sonraki restorasyonda kök söktüler tabii. Böyle aykırı uygulamalar hâlâ yapılıyor, türbelere hiç gitmeyelim. Girişine tahta bir kulübe yapılır. Bir defasında orada bilgisayar monitörü gördüm. Bir keresinde çinilere çivi çakılıp pantolon asıldığını gördüm. Dünyayı yönetmiş bir padişahın türbesine pantolon asılır mı Yerde mavi plastik bir hortum yatıyordu ki bu hiç eksik olmayan bir şey. Osmanlı arması koyarlar bir de içeriye, bu 16. yüzyılda yoktu, geç dönemin işi bunlar. Türbe içleri gayet sade olmalı."

Ana kubbedeki barok-rokoko süslemelerinin aynen kalması daha doğru
''Restorasyon yapılırken kubbeye kadar asansörle çıktım. Bu yükseklik uçaktaki gibi olmuyor, yerle temastasınız bir taraftan. İçime bir korku girdi. Semavat ile ilgili bir ayet yazıyormuş kubbede. 'Gökleri ve felekleri desteksiz olarak ayakta tutan biziz. Biz bırakmadıkça çökmez.' ayeti... Tamam o zaman dedim, korkacak bir şey yok. Kubbedeki süsleme 19. yüzyıla ait. O günün modasına uygun tezyin edilmiş. Çok uyumlu değil, ama çok aykırı da değil. Camide uyumlu olmayan bir sürü şey var, neden kafayı kubbe içine takıyorlar Mesela etrafındaki demir parmaklıkların hepsi sonradan yapılma, 19. yüzyıl demir işçiliğidir. Evet süsleme Avrupa üslubundadır ama ibadete, inanca aykırı bir şey yok ki Bu bir dönem ekidir. Her yapıda dönem eki vardır, 'Kazıyalım da 16. yüzyıl bir şeyi uyduralım.' fikri yanlıştır. Bu 'Babamı öldüreyim, dedemi mezardan çıkarayım, aile daha iyi olur' gibi bir mantığa benzer. Ayasofya'da geç dönemine ait melek figürü ortaya çıkmıştı. 'Bunu silelim de yerine Justinyen dönemine ait süsleme koyalım' denebilir mi Eğer burada gerçekten 16. yy süslemesi, kalem işi çıktıysa, onun bir çeyreğinde çıkarılıp gösterilebilir. Restorasyonda ilke en az müdahaledir. Bunun altında kalem işi yapan grupların baskısı var. Kendilerine iş çıkaracaklar. 19. yüzyılı silelim, ne yapacaksın Bir şey uyduracak, 16. yüzyıla göre bir tevil yapacak. Ee bir uydurma da sen yapıyorsun, üstelik yeni bir ekleme yapıyorsun. Sildiğin şeyi nasıl izah edeceksin''

Ana kubbe süslemesini Fossati'nin yaptığına dair tek bir belge yok
''Ana kubbedeki süslemeleri Abdülmecit döneminde İtalyan mimar Fossati'nin yaptığını dillendiriyorlar. Bununla ilgili tek belge yok. Kim bunu söylüyor, gündeme getiriyor bilmiyorum. Evet bu adam İstanbul'da bazı restarosyonlara el attı, Ayasofya'da geniş çaplı restorasyon yaptı ama Süleymaniye'de bir şey yaptığına ilişkin hiçbir belge, karine, kaynak yok.''

Tarihî cami girişlerindeki ahşap kulübeler kaldırılmalı
''Bazı camilerde ortaya büyük bir top avize asarlar, bu olacak şey değildir. Yanlıştır. Bunu bulan insanlar incecik bir metale kandilleri sıralayarak boşluğu algılatıyor, görüntüyü kesmiyorlar. Kubbeyi vitrayı, pencereleri görüyorsunuz. Neyse ki Süleymaniye'de de yok. Cami girişinde bulunan görevlilerin oturduğu tahta kulübenin de kaldırılması lazım. Bu birçok camide var, hepsi kaldırılmalı. Tespihçi bavulu, yaşmak askısı filan binanın kitle kompozisyonu ve etkisini düşürür.''
Zaman/H. SALİH ZENGİN


Geri Dön