Senaryolu satış hikayesi..
Sektörlerin satış ve pazarlama organizasyonları farklı hedef kitle ve müşteri gruplarına yönelik olmak zorundadır
Ancak aynı kültürün yoğurduğu bu coğrafya üzerinde satış ve pazarlama dili tektir..fakat sektörel bazda satışın üslup ve tarzı ise farklıdır.
Sonuçta malın satılabilmesi temel hedeftir..tabi ki satışta uygulanan teknikler ve yöntem işin sahibini bağlar.
Satılacak olan emtianın sunum, pazarlama, reklam, ilan vb. gibi tanıtım argümanları kullanılarak hedef kitlelere ulaşması zorunludur ve mutlak surette de bir emek ister.
Ülke bazında ise satış ve pazarlamalar etnik, dini, kültürel, yerel ve sosyolojik görsel ve dil kullanılarak yapılması her ülkenin kendi şartları içinde değerlendirilmelidir.
Bakınız Tahtakale, Eminönü veya Ulus pazarında çalışan bir pazarcı ile proje satan kişi aslında aynı kültürü taşıdığı için bir yerde aynı coğrafya üzerinde ki hedef kitleye de sahiptir.
Biri bağırarak öbürü ise itibarla malını satma hedefindedir.
Yurdum insanı bu dili kendine göre matuf bir şekilde algılar ve satar veya satın alır..nihayetinde her malın bir satıcısı ve alıcısı olduğu da açıktır.
Ancak satışta ki tarz ve üslup tamamen malın fiyatı, niteliği ve kalitesi ile ilgilidir.
Malın niteliğini ve kalitesini ise satıcının ticari vizyonu ve etik değerleri belirler.
Sizlere bugün ülkenin büyükşehirlerinden birinde geçen bir gerçek hikaye anlatacağım.
Hikayemiz de bir aile, bir proje, birde alınması gereken bir ders var!
Hikaye ye göre bizim aile, anlı şanlı bir inşaat firmasının ilanlarından çok etkilenmektedir..daha önce ev gezdikleri ancak satın almadıkları için potansiyel müşteridir.
Şirketin databankın da hedef kitle potansiyelinde olmaları nedeniyle telefon ve e-posta yolu ile ısrarlı ve çok özel bir davet alırlar.
Tabi firma yeni başlayacağı bu yeni projesini kimselere söylememiştir..sadece bizimkilere söylerler!
Ancak ortada ev falan yoktur..sadece mikro ölçülerde bir maket vardır.
Proje 3-4 yıl sonra teslim edilecektir ve her hangi bir endişeye de mahal yoktur.
Bizim aile ultra özel müşteri titri ve ikramıyla belirlenen günde davet edildikleri projede alayı vala ile ağırlanırlar.
Tabi showroom etkileyicidir ve projenin konsepti fantastik..sunumu da güzeldir.
İçerde de bizimkilerden habersiz çağrılmış 20 özel aile daha vardır..hummalı bir ikram faslından sonra bizim aile alternatif m2 lerde inşa edilen projede ki örnek evi gezer ve görüşme için showroom'a davet edilirler.
Bizimkilerin istediği daireye ise ne tesadüf ki başka bir aile de taliptir..çünkü evler kapanın elinde kalmakta, herkes 3 er 5 er kapışmaktadır..hava ve sunum öyledir!
Ortalık karışır..rakip aile de istemektedir malum daireyi..neyse o aile güya ikna edilir ve daire bizimkilerin olur.
Ödeme ailenin aylık gelirleri ile rahat ödenmekte, peşinatı düşük ve uzun vadeli olması ise çok caziptir.
Ancak daire kaçabilir ve hemen sözleşme yapılması gerekmektedir..kaparo için de kredi kartından slip çekilip, anlaşma imzalanır.
Taraflar mutludur, bizim aile büyük bir iş yapmanın huzuru ve yeni bir yaşam özlemi ile mutlu bir şekilde evlerinin yolunu tutarlar.
Ancak projede ki hesap, evde şaşar!
Çünkü daire natamamdır..mimar, usta vs. derken çıkan masraf listesi inanılmaz rakamlardır.
Sözleşme de imzalandığı için taksitler hemen başlamaktadır..bizimkiler ise 3 sene sonra evi teslim alacaktır!
Vadeler de her 6 ayda bir tefe/üfe ortaklığı+ %3 farklı ödenecek olması dikkatlerden kaçmıştır..hesaplara göre daire sadece +%3 farktan dolayı uzun vadeli sistem de astarı yüzünden pahalıya gelmektedir.
Bizimkiler bu işin altından kalkamayacaklarını anlamıştır..tesadüfen satın aldıkları evin proje sorumlusuna bir alışveriş merkezinde rastlarlar..adam ise o projeden ayrılmıştır ve çok kızgındır.
Bizimkiler de başlarlar adamı sıkıştırmaya..adam zaten 3 taş oyununu yazanlardan..ne yapsın ben de kurbanım der..başlar anlatmaya.
Bizim aile senaryo ile ev satışını öğrenince o hışımla evi almaktan hemen vazgeçerler..tabi biraz külfeti göze alarak.
Hani eski Yeşilçam filmlerinde bitirimlerin konu edildiği sahnelerde 3 taş oynatanlar partnerine sanki müşteri gibi oyun oynatarak, ona kazandırır gözükür, yeni müşterileri avlarlardı.
`Bak işte bu kazanıyor, bak sende kazanabilirsin' mantığını yeni müşteriye vermek..akabinde yeni müşteriyi bir güzel yolmak.
Bunlar büyük paralarla oynanan oyunlar olmadığı için herkes kanar, oyun ilerledikçe, kayıp ise büyük para olurdu.
Sektörde son zamanlarda yaşanan gelişmeler ve satış organizasyonlarında yapılan ve uygulanan jargonlar bana yukarıda ki mizanseni hatırlattı..modern zaman satışları da bu oyunu andırmaya başladı.
Vadeli ve natamam ev teslimatı yapılan projelerden mülk satın alırken bu 3 taş oyunu aklınızda olsun.
Senaryo ile ev satmak satış mıdır, yoksa ticari ahlaksızlık mıdır?
Cevaplanması gereken budur.
Bilinmesi gereken ise eyyamla satış yapmak itibarı yok eder.
İyi haftalar.