27 / 12 / 2024

Serbest tüketici sayaç sayısında 66 bin adetlik gerileme yaşandı!

Serbest tüketici sayaç sayısında 66 bin adetlik gerileme yaşandı!

Elektrikte serbest tüketici piyasası için tehlike çanları çalmaya başladı. 15 ay kesintisiz artan serbest tüketici sayaç sayısında temmuz ayında tam 66 bin adetlik gerileme yaşandı




Elektrikte serbest tüketici piyasası için tehlike çanları çalıyor. 15 ay kesintisiz artan serbest tüketici sayaç sayısında temmuz ayında tam 66 bin adetlik gerileme yaşandı


Hızla yayılması ve derinleşmesi beklenen elektrikte serbest tüketici piyasasında tehlike çanları çalıyor. 15 ay kesintisiz devam eden serbest tüketici sayısındaki artış yerini düşüşe bıraktı. 


Türkiye’de elektrik alanında “serbest tüketici” kavramı, sektördeki liberalizasyonun derinleşmesinin, tabana yayılmasının anahtarı olarak görülüyor. Bu kavram aynı zamanda, bir kısım tüketici için bazı avantajlar sağlayan farklı bir statüyü ifade ediyor. 


Daha ucuza elektrik imkanı 


Serbest tüketici olmanın getirdiği en bilindik avantaj “daha ucuza elektrik tüketme imkanından yararlanma” hakkına sahip olmak. Mevzuata göre yılda belli bir miktarın üzerinde elektrik tüketen aboneler serbest tüketici sayılıyor. 


Yılda 4500 kWh tüketenler 


Kimlerin serbest tüketici olabileceğini belirleme yetkisi Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) elinde. EPDK, son olarak bu yılın başında serbest tüketici limitini 5000 kWh’den 4500 kWh seviyesine çekti. Daha anlaşılır bir ifadeyle şu anki tarifelerle, ayda ortalama 135 TL ve üzerinde elektrik faturası ödeyen aboneler serbest tüketici statüsünü hak ediyor. 


Herkes serbest olacaktı ama... 


Aslında 2015 yılından itibaren tüm elektrik abonelerinin “serbest kalması” öngörülüyordu. Ancak, piyasa katılımcıları yarıya düşürüleceğini tahmin ederken EPDK’nın sadece 500 kWh’lık bir düşüşü yeterli görmesi, “2015’ten itibaren herkes serbest tüketici olacak” beklentisinin ötelenmesine yol açmış durumda. 


Serbestliği tercih eden az 


Zaten piyasadaki verilere bakılırsa, serbest tüketici limiti hemen sıfırlansa bile bunun fiiliyatta bir anlamı olmayacak. Çünkü halen serbest tüketici statüsünü hak eden milyonlarca abone bulunmasına rağmen, bunu kullanma ihtiyacı duyanların sayısı henüz 1 milyonun altında. 


15 ay sonra ilk gerileme 


Aslında serbest tüketici sayısının, gerek bu alandaki bilincin artması ve gerekse piyasadaki serbest elektrik satışı yapan firmaların çabaları sonucunda yükselmesi bekleniyordu. Ancak geçtiğimiz aylarda bu rakamlarda 15 ay gibi uzun bir aradan sonra ilk kez gerileme yaşandı. Enerji Günlüğü’nün haberine (http://enerjigunlugu. net/serbest-tuketici-sayisi- azaldi_10044.html) göre serbest elektrik tüketicisi sayısı temmuz ayında 65 bin kişi azaldı. Serbest sayaç (bazı tüketicilerin birden fazla aboneliği, sayacı var) adedindeki azalış da yaklaşık 66 bin oldu. 


Bu rakamlar neden geriledi? 


Peki, aslında artması beklenen (gereken) serbest tüketici ve serbest sayaç rakamları neden geriledi? Serbest elektrik piyasasında bahar aylarında başlayan ve yaz aylarında da devam eden fiyat artışları bunun en önemli nedeni. Bu yükseliş, tedarik yetkisine sahip bazı şirketlerin, tüketiciye taahhüt ettiği elektriği piyasadan tedarik edememesine yol açtı. 


Şirketler müşteriyi attı 


Kârlı bir faaliyeti sürdürebilecek maliyette tedarik sağlayamayan kimi elektrik satıcıları, daha önce anlaşma imzalayıp elektrik tedarikine başladığı binlerce müşteriyi üzerinden attı. Bu durumdaki müşteriler pratikte elektriksiz kalamayacağı için bölgesindeki dağıtım şirketinin (EDAŞ) müşteri havuzuna düştü. Aslında bu düşüş, avantajlı fiyat sunan yeni bir tedarikçi bulunarak engellenebilir. Ancak görünen o ki daha önce serbest tüketici statüsündeki pekçok müşteri, yeni bir tedarikçiyle anlaşma imzalama yoluna gitmedi. 


Tedarik edememek değil, etmemek 


Aslında Türkiye’de elektrik bulamamak diye bir sorun yok. Çünkü, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız başta olmak üzere sektörel otoritelerin de zaman zaman vurguladığı gibi Türkiye elektrikte, kurulu güç fazlalığına bile sahip. O halde, bu şirketlerin “müşteriyi üzerinden atma” nedenini, elektriği “tedarik edememek” değil de “tedarik etmemek” diye tanımlamak daha doğru. Bu şirketler olsa olsa, taahhüt ettiği fiyattan elektrik bulamamış olabilir. 


Ucuzken var, pahalıyken yok 


Peki serbest piyasa ortamında herhangi bir şirket zararına satış yapmaya zorlanabilir mi? Tabii ki hayır. Ama ortada bir taahhüt varsa, bundan kolaylıkla vazgeçme hakkı nasıl oluyor? Tedarikçiler, serbest tüketici ile yaptığı anlaşmalara, kendilerine bu imkanı tanıyacak maddeler eklemeyi tercih ediyor. Yani, müşterisine “artık sana elektrik tedarik edemiyorum” deme hakkını elde ediyor. 


Üretim portföyü sahipleri farklı 


Peki bütün şirketler böyle mi davranıyor? Tabii ki hayır. Kendi üretim portföyü olan ve/veya belirli bir maliyetle kesintisiz elektrik bulmayı garantiye alan oyuncular, serbest tüketiciye de aynı şekilde kesintisiz elektrik garantisi sağlıyor. Ve bu şirketler elektrik üretim ve edinme maliyetlerini sürekli takip edebildikleri için serbest müşterileriyle yollarını kolay kolay ayırmıyor. 


Negatif algı tehlikesi 


Gerek kanun koyucu, gerek hükümet ve gerekse düzenleyici ve denetleyici konumundaki EPDK’nın serbest tüketici uygulamasının yaygınlaşıp derinleşmesini istediği ortada. Öyleyse bu alanda yaşanan olumsuzlukların, enerji yönetiminin bu hedefini riske atacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. 


O halde ne yapmalı? 


Serbest tüketici statüsünü hak edenlerin, bu statünün kendilerine tanıdığı avantajlardan yararlanabilmeleri kolaylaştırılmalı. Bunun için de öncelikle yaygın tüketici kitlesinin bilinçlendirilmesi gerekiyor. Böylece hem serbest tüketici statüsünü tercih eden tüketici sayısı artar hem de bu tüketiciler, satıcı firmalar karşılarına geldiğinde ileride başlarına dert olabilecek sözleşme maddelerine karşı uyanık durumda olur. 


Sözleşmelere standart 


Serbest tüketim sözleşmelerine, özel sektörün genel sözleşme serbestliğine halel getirmeyecek şekilde bazı yeni asgari standartlar getirilip, tüketicinin mağdur edilmesi önlenebilir. Böylece sektör, vur-kaç taktiğiyle hareket edebilecek kötü niyetli oyunculardan temizlenebilir. Bu sayede sektörün belki daha yavaş ama daha sağlıklı ilerlemesi sağlanabilir.


İkide bir dağıtıma düşmekten bıkanlar 


Ucuz elektrik için kamu spotu önerisi Türkiye’de toplam kurulu güç fazlalığı olsa da asıl önemlisi bunun bileşimi. Halen elektriğin en yüksek maliyetle üretildiği tesisler, eski teknolojiye dayalı doğalgaz santralleri. Daha verimli yeni gaz santralleri görece daha düşük maliyetle üretim yapabiliyor. Özellikle elektrik talebinin zirve yaptığı soğuk kış günleri ile sıcak yaz günlerinde verimsiz santrallerin de üretime geçirilmesi gerekiyor. İşte bu gibi dönemlerde elektrik üretim maliyetleri ve dolayısıyla serbest piyasadaki satış fiyatları da yükseliyor. Bazı tedarikçilerin, fiyatların yükseldiği dönemlerde müşterisini portföyden çıkarma eğilimine girmesi ancak tarifeli elektrik satış fiyatlarının yükselmesiyle mümkün. Bu da siyasetçi açısından alınması zor bir karar. Ama maliyet yüksek ise artış da nihayetinde kaçınılmazdır. Üstelik satış fiyatlarının yükselmemesi uzun vadede yeni elektrik üretim yatırımları için caydırıcı bir faktör olur. Öyle ya, girişimci kar etmeyecek bir yatırıma neden girsin? Serbest tüketici olmaktan vazgeçen abone sayısındaki artışın nedenlerinden biri, özellikle bakkal, büfe, ofis, benzin istasyonu gibi küçük ve orta ölçekli tüketicilerin uygulamalardaki bazı aksaklıklardan bıkmış olması. Daha önce güvence bedeli ödemeden serbest elektrik almak üzere anlaşma imzalayan müşteri, satıcı şirket tarafından beklenmedik anda ortada bırakılınca bölgedeki EDAŞ’la muhatap oluyor. Serbestliğe geçerken geri aldığı güvence bedelini bu kez yeniden ödemek zorunda kalıyor. Ayrıca faturasını ödemek için bankaya giden müşteri, örneğin 250 TL’lik elektrik bedelinin yanında bir de havale ücreti ödemek zorunda kalabiliyor. Bu durum özellikle, ödeme sistemleri altyapısı bulunmayan küçük ölçekli satıcıların müşterilerinde görülüyor. Bu ve benzeri sorunları bir ya da birden fazla kez yaşamış aboneler “her şey net olsun, faturamı da havale ve tahsilat ücreti vermeden ödeyebileyim” deyip eskiye dönüşü tercih ediyor. Ayrıca bu durumdaki pek çok tüketici elektrik satışı için karşılarına gelen pazarlamacılara da hiç iyi gözle bakmaz hale gelmiş durumda. 


Ucuz elektrik için kamu spotu önerisi


Yıllardır serbest tüketicilere elektrik satışı konusunda faaliyet yürüten bir sektör yetkilisine, serbest tüketici sayısının sağlıklı şekilde artması için neler yapılması gerektiğini sorduk. Öncelikle toplumsal bilinçlenme ihtiyacına dikkat çeken yetkili şunları söyledi: “Bir kere 135 TL ve üzerinde elektrik faturası ödüyorsanız artık serbest tüketicisiniz. Bu mesaj en geniş kesimlere verilmeli. Devlet kanalıyla ya da devletin desteğiyle olursa daha iyi olur. Özel sektör firmalarının reklamlarıyla ancak bir yere kadar gidebilirsiniz. Ağaç dikin, gereksiz su tüketiminden kaçının gibi, ‘tasarruf için tedarikçinizi değiştirebilirsiniz’ diye kamu spotları yayınlanabilir. Bir ünlüyle mi anlaşılır, bir proje mi geliştirilir artık bilemiyorum. Devletin, Enerji Bakanlığı’nın tasarruf tedbirleri kapsamında “evinize indirimli elektrik alabilirsiniz” mesajını vermesi lazım. TV kamu spotları da olabilir, bilboard reklamları veya otobüs reklamları da...”


Dünya


Geri Dön