Serdar İnan'ın beşinci kitabı Asl-ı Suret kitapçılarda!
İstanbul aşığı, çılgın işadamı olarak da tanınan Serdar İnanın yeni kitabı Asl-ı Suret, yaşamın karakutusu niteliğinde. Gerçek bir yaşam kılavuzu olan Asl-ı Suret, özel kutusu içinde iki ayrı cilt olarak yer alıyor...
Kalemi adlı ciltte Serdar İnanın makaleleri, Kalbi adlı ciltte ise şiirleri yer alıyor. Asl-ı Suret, aslolan ile dünya halini biraraya getirerek olan ile olması gereken arasındaki köprüyü gösteriyor. İnsanların kendilerine ve yaşamlarına ayna tutmalarını sağlıyor. Hayatın anlamı, bir olmanın gücü ile ilgili farkındalık oluşturuyor.
Asl-ı Suretin içinde bulunduğu kutunun siyahlığı hiçliği, kutunun içinde yer alan Kalemi ve Kalbi ciltlerinin beyazlığı ise alemi temsil ediyor. Alemde tüm renklerin varolduğunu belirten Serdar İnan, tüm renklerin karışımından da beyazın oluştuğunu hatırlatıyor.
Karakutunun içindeki kitap bir bitişi değil, başlangıcı içeriyor.
İnsanların geleceklerini çok geç olmadan dönüştürmelerinin keşfedebilecekleri en kıymetli hazine olduğunu belirten Serdar İnan karakutuların herşey bittikten sonra bulunduğunu ama bu karakutunun içindeki kitabın bir bitişi değil bir başlangıcı, bir uyanışı içerdiğini anlatıyor.
Serdar İnanın 1999 yılından bugüne değin yazdığı şiir ve makaleleri kapsayan kitabı Asl-ı Sureti, D&R, İnkilap Kitabevi ve Remzi Kitabevinde bulmak mümkün.
Serdar İnan, kitabını TEK RİTM başlığı altındaki başlangıç makalesinde şöyle anlatıyor:
Bir kitap yazmak ve her şeyi içine koymak; hayatı, soruları, cevapları, geçmişi ve geleceği sığdırmak; özünü, yaşamın sözünü aktarmak ve doğruyu yazmak, elbette her yazarın hayalidir. Elinizdeki kitap bu hayalin binlerce örneğinden biridir. Ama unutmayın ki, yazılan her kitap ayrı ayrı olsa da, aslında, bir mozaiğin parçalarını oluşturur; hepsinde doğruları ve yanlışları kol kola gezer bulursunuz. Kimini beğenmez, kimine şık olursunuz; bazen kendinizden birer parça bulup sevinir, bazen de yazarı önyargılı bulup kızarsınız.
Bu kitapta ise bugüne kadar muhtemelen duymadıklarınızı ve görmediklerinizi okuyacaksınız; bambaşka bir açıdan, bambaşka kelimeler yolu ile ilerleyeceksiniz. Bugüne kadar dışarıdan seyrettiklerinizin gözünden seyredene, yani kendinize bakacaksınız. Kısaca kendinize ayna tutacaksınız, belki ilk defa kendiniz ile tanışacaksınız. İlk defa gerçek yüzünüzü görecek, sevgilerinize, sabitlerinize, öfkelerinize tanık olacaksınız. Bugüne kadar doğru bildiklerinizi eleştirir olacaksınız.
Neden böyle düşündüm, diye kendinize kızacak, yakınlarınıza belki ilk defa hak vereceksiniz. Başkalarının gözü ile bakınca kendinizi belki onlar kadar kolay affedemeyeceksiniz. Ancak en sonunda tüm hatalarınıza rağmen her şeyin sizden başladığını anlayacak ve öneminizi daha iyi kavrayacaksınız. Bu, cüzi olanın külliyi anlama ve farkındalığını artırma çabasıdır. Vazgeçilmezlik ve dengedir. Nasıl vücudunuzdaki en küçük uzuv kaybınızın bile, hayatınızı değiştirecek kadar büyük bir etkisi olur, sizin yokluğunuzun da -küçüklüğünüze rağmen- lemde meydana getireceği kaybın hesabını yapar olacaksınız.
Her şeyin siz ve dışınız olduğunu, hatta içinizin de dışınız ile aynı olduğunu ve hepsinin aslında tek olduğunu göreceksiniz. Tüm lemin tüm yönleri ile değişkenleri, sabitleri, farklılıkları ile aslında tek olduğunu bileceksiniz. Kendinizin de o tekin parçası olduğunu hissedecek, tek olmanın, tekten ayrı olmamanın, teke ait olmanın, tekin çiftten daha güçlü olduğunu bilmenin huzurunu hissedeceksiniz. Bu ayrı birlikteliğiniz ile hayatın gerçeğini göreceksiniz, tek bir noktadan başlayarak, yaşamınızı, sorunlarınızı, sevinçlerinizi, sevdalarınızı çözecek, hepsinin dışına çıkacak ve bir daha hiç eskisi gibi düşünmeyeceksiniz. Bu değişim sizi saracak, olaylardan eskisi gibi çok olumlu veya olumsuz etkilenmeyeceksiniz. Eski kırgınlıkları yaşamayacak, insanları affınıza şaşıracaksınız. Kendinizi o ilk seyrinizde, kendi manevi güzelliğinizde kaybolacak, sonunda teke ereceksiniz.
Bu, size tarifi imknsız bir mutluluk verecek, tüm sabitlerinize, cevapsız sorularınıza cevap bulacaksınız. Cevaplar yüreğinize akacak, sel olacak; tabularınızı, korkularınızı bu selle yıkacak ve hayatınızı yeniden öreceksiniz. Artık işteki, evdeki, özelinizdeki duruşunuz daha haysiyetli olacak, iç güveniniz artacak, hayat akışında birbiri ile çelişen, bilinçaltınıza ters kayıt yapan olgularınız olmayacak. Depresyon, ruhsal sıkıntı sizin bildiğiniz en uzak köşenize gidecek, hep sevinç içinde olacaksınız, ne olursa olsun yüzünüzden tebessüm eksik olmayacak.
Hedefimiz budur, bundan sonra bu hedefe giden yolları, bu şekilde düşünmenin size sağlayacağı faydaları okuyacaksınız. Hayata niye geldik, Niye yaşıyoruz, Nereye gideceğiz, Doğru olan nedir, Bize huzur veren düşünüş sistemi hangisidir sorularının cevaplarını sorgulamaya başlayacaksınız. Hepimizin aslının bir olduğunu öğreneceksiniz ve bu manevi uyanışı yaşadığınızda, sizin de artık elinizde her kapıyı açacak bir anahtarınız olacak. Sorular, değişik kelimeler ile sorulsa da, sizin cevabı bulmanız kolay olacak.
SERDAR İNAN HAKKINDA
1965 yılında Erzincanda doğdu. Robert Kolejin ardından İstanbul Teknik Üniversitesi mimarlık bölümünden mezun oldu. Aile üyelerinin birçoğu mimar ve inşaat mühendisi olan İnan, üniversite yıllarında aile şirketi İnanlar İnşaatta çalışmaya başladı. 1995 yılında İnanlar İnşaatın Yönetim Kurulu Başkanı oldu ve bugüne kadar 100ün üzerinde projeye imza attı.
İnşaatın dışında otomotiv, enerji ve turizm sektörlerinde yatırımı bulunan Serdar İnan, Mimar Sinan Vakfı (MİKEV) Mütevelli Heyeti Başkanlığının yanı sıra İstanbul İnşaatçılar Derneğinde (İNDER) başkan vekili olarak görev yapıyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO), Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve İstanbul Mimarlar Odası üyesi olan Serdar İnan İstanbul aşığı mimar olarak biliniyor. Hobileri arasında şiir, makale yazmak, spor yapmak ve seyahat etmek bulunan Serdar İnanın kendisine ait beş kitabı bulunuyor. Serdar İnan, evli ve dört kız çocuğu babası.