Şile, İstanbul halkının rehabilitasyon adresi!
Şile Belediye Başkanı Tabakoğlu, "İstanbul'un kenarında turizm ilçesiyiz. Doğal güzellikleri bozulmamış, eko sürekliliği devam eden, kültürel mirasını her geçen gün daha iyi restore ederek servis eden, İstanbullunun rehabilite olabileceği bir yerleşkeyiz"
Şile Belediye Başkanı Can Tabakoğlu bölgede gerçekleştirilen Şile Bezi Festivali'nin sınurları aşıp dünya çapında gerçekleştiğinin altını çiziyor.
İstanbul'un ilçesi Şile'de AKP'den iki dönemdir Belediye Başkanı olan Can Tabakoğlu İ.T.Ü Mimarlık Fakültesi mezunu. Askerlik görevini tamamladıktan sonra memleketi Şile'de yerleşip belediyede
çalışmaya başlayan Tabakoğlu, "Siyasete girmem, meslek olarak kabul ettiğim belediyeciliği bir de siyasi yönüyle birleştirerek yapmama vesile oldu" diyor. İkiz erkek kardeşiyle kimi zaman halk
tarafından karıştırılan Tabakoğlu, "İkiz kardeşimle aramızdaki fark benim çok çalışmamdan dolayı kardeşime göre daha zayıf olmamdır" diyerek aralarındaki farklılığı ortaya koyuyor. Dört çocuk
babası Can Tabakoğlu tüm Şile'yi ailesinin bir parçası olarak görüyor. Yazın sıcaklarının hissedildiği bugünlerde tatile çıkacak İstanbullular için Şile Belediye Başkanı Can Tabakoğlu'yla Fasl-ı
Kelam ettik.
Şile Belediye Başkanı olmadan belediyenin hangi birimlerinde çalıştınız?
Şile Belediyesi'nde mimar olarak başladım ve her birimde çalıştım. İşçi oldum, daha sonra memur oldum, müdür oldum ve imar işlerinden, fen işlerine kadar birçok departmanda çalıştım ve bugünlere
geldim. İki dönem farlı partilerin belediye başkanlarıyla çalıştım. Bu durumu benim için hem kentimi tanıma hem belediyeyi tanıma noktasında ciddi bir kazanım olarak telakki kabul ediyorum. Siyaset
farklı bir meslek ama belediye başkanlığı görevini üslenirken kendi kentimde, kendi mesleğimle ilişkili bir işi yapmak avantaj sağladı, bana ve zorlukları aşmamda bir vesile oldu. Toplumun her
kesimiyle irtibat kurmakta zorlanmadım çünkü hemşehrilik hukukunun verdiği bir rahatlık var ve insanlarla olan hukukumda da çok çatışmadan diyalog kurmayı seven biriyim.
UZLAŞTIRICI BİR KİMLİĞİ VAR
Siyasette olup "Çatışmamak" zor zanaat. Bunu nasıl başardınız?
Tabii çatışmadım derken belli konularda bazen itilaflarımız olmuştur toplumun bazı kesimleriyle. Siyasi muhalefetin verdiği çatışma üslubunun dışındaki alanlarda çatışmamayı tercih ettim. Siyasi muhalefet rekabetin gereği farklı fikirlerin birbirleriyle çatıştığı, yarıştığı bir mecra. Ama halkla olan münasebetlerimizde biz hukukun, yasaların, belediyeciliğin gerektirdiği kentin ilkeli yönetiminin gereklerini yaparken ister istemiz farklılıklarımızda oldu. Ben bu durumu aşarken çatışmamayı tercih ettim. Benim genelde sulh yoluyla, ikna ederek çözüm üretmeye yönelik tarzım var. Uzlaşmacı bir kimliğe sahibim.
Bu yoğun tempo içinde ailenize vakit ayırabiliyor musunuz?
Belediyecilik siyasetle birleşince günlük veya yıllık mesaimizin çok büyük bir kesimini alıyor ve özel hayatımızdan çok ödün veriyoruz. Ben bu işe eşime danışarak, şartları kritize ederek girdim.
Bazen eşimle eski günleri yad ettiğimiz oluyor ama bu duruma katlanabilir mazeretler ilkeli olduğu sürece tahammül ediyoruz. Biz başkanlık görevimi en iyi şekilde yapmanın, Şile'de bir şeyleri daha güzele dönüştürebilmenin verdiği bir hazzı ailece duyuyoruz. Hep şunu söylerim eleştirmektense icraatlarıyla insanın hep güzel bir şeyler yapması lazım ve biz siyaseti ya da riyaset dediğimiz yöneticiliği bir fırsat olarak telakki ettiğimiz için bunun hakkını verme noktasında da biraz ihtiraslı mücadele ettik. Bu ihtiraslı mücadelemizde, biraz benim ailemle olan ilişkilerimde onlara ayırmam gereken zamanımı kısıtladı. Bunu elimden geldiğince telafi etmeye, azı bereketli yapmaya çalışıyorum. Boşluklarımda ailemin yanına gidiyorum. İstanbul'un merkezinde çalışan arkadaşlarımız boşlukları değerlendirmekte aileleriyle vakit geçirmede şartlardan dolayı zorlanırken ben Şile'de olmanın avantajını kullanıyorum.
KADİM BİR YERLEŞİM YERİ
İstanbul'da uygulanan 'Kentsel Dönüşüm'ün Şile'de uygulanmama nedeni ne?
Şile tarihi geçmişiyle kadim bir yerleşke yeri. Cumhuriyet öncesi ve sonrasında da Şile belediyeydi. Bu yüzden merkezinde kaçak yapılaşmanın olmadığı İstanbul'un nadir bir ilçesi. Çarpık yapılaşmayı biz kaçak yapılaşma olarak kabul etmeyip betonarme yapıların estetikten yoksunu ürünlerini tenkit ediyoruz. Şile'deki bazı noktalarda gerçekleşen yanlış imalatları, siluetimizi zedeleyen, kıyı morfolojimizi bozan görsellerimizi tenkit ediyoruz. Turizm sektörü Şile'nin ana sektörü olmasından dolayı her zaman buna zarar verecek görselleri eleştirdik. Bugün Şile daha estetik bir mimariye kavuşmanın mücadelesini verdiğimiz bir ilçe. Bununla birlikte turizm sektöründe de daha tanımlı veya yatırımları itibarıyla kongre turizmi, sağlık turizmi gibi daha ileri projeksiyonlara yönelen bir ilçe. Bu durum da bizim mimaride farklı karakterde yapılar oluşturmamıza vesile edecek.
Şile halkı "Eskiden İstanbul'la bu kadar yakınlaşmamışken kapılarımızı ip çekerek açardık" diyor
Zaman ve kentleşme süreç içinde birçok şeyi değiştirecektir, bunun önüne geçilemez. İstanbul'da dahi bundan 30 yıl önceki İstanbul değil. Burada önemli olan süreci ilkeli bir şekilde değiştirip doğru bir hedefe rayları döşemek. Ondan sonra da kentin gelişiminin bu raylar üzerinde ilerlemesini sağlamak. Ekonomiye göre trenin hızlı ya da yavaş gitmesinden çok, önemli olan bizi hedefe ulaştırmasıdır.
BÖLGEDE TURİZM ÇEŞİTLENDİRİLEBİLİR
İstanbul'la Şile'nin arası yeni yapılan yolla kısalması avantaj mı?
Şile'ye ulaşımın kolay olması bazı yönlerden avantaja dönüşürken bazı yönlerden baskıya dönüşmekte. Bizler önceden ulaşımın zor olduğu dönemlerde butik turizmi yapan bir kasabaydık. Bugün Şile merkezi ulaşabilirliğin cazibesinde kongre turizmi yapabilir, sağlık turizm yapabilir, yeme içme gibi turizmin diğer alanlarında kaliteli turizm yapabilir. Ve biz bütün bunları hayata geçireceğiz.
Dezavantajları neler?
Ben dezavantaj değil de "Baskı" diye tabir ediyorum ve günübirlik ulaşımın baskısı da ulaşılabilirliğin cazibesiyle her geçen gün artar. İstanbul'la mesafeyi kısaltan yeni yolun kullanıma açılmasıyla günübirlik turizmde de artış olmakta. Benim her zaman prensipte söylediğim çok turistten ziyade kaliteli, daha çok gelir getiren, turizm değerine değer katan düzeyde bir turizm müşterisi olsun. Bu düşüncem insanları ayrıştırmak anlamında kesinlikle değil. Çünkü İstanbul halkının doğal hakkıdır denizden yararlanmak.
İstanbul'dan gelen günübirlik gelenlerle ilgili neler yapıyorsunuz?
Eleştirmek anlamında söylemiyorum ama biz bir mücadele içindeyiz. İstanbul'la göç edenle değil göçün neticesinde deniz kültürünü kaybeden bir takım insanlara bu kültürü vermeye çalışıyoruz. Bu İstanbulluluğun bir gereği. 40 derece kumun üzerinde mangal yapılmaması gerektiğini, bayanların kapalı ya da açık olsun hiç fark etmez. Düşüncelerine göre deniz kıyafetlerini giymeleri gerektiğini, gecenin üçünde denize girilmemesi gerektiğini, denize girmenin kural ve kaidelerine uyulması gerektiğini söylüyor, belediye olarak uyarıcı görevimizi icra ediyoruz. Bütün bu mücadele aslında İstanbul'da 'Deniz Kültürü'nü oluşturma mücadelesidir. İstanbul halkının tamamını bu kategoriye koymuyoruz ve deniz kültürünü bilmeyen bir kısım insanın, bu kültürle yoğrulmasının da zaman alacağının farkındayız çünkü bu durum sosyal bir süreç.
Dün 26.Şile Bezi Festivali başladı. Bu konuda neler diyeceksiniz?
Soysal kültürel bir yaşam tarzı var Şile'nin. Bu yaşam tarzını tanımlayan ürünleri de var. Bu ürünlerden bir tanesi 'Şile Bezi' ve onun adına festival düzenliyoruz. Şile Bezi Festivali basit bir aktivite olmayıp uluslararası bir kültür sanat festivalidir. Bu sene elli ülkenin katımlıyla uluslararası el sanatları tadında, sergilerimizle, atölye gösterileriyle, yurt dışında Şile Bezi muadili ürünleriyle tanınmış ülkelerin kendi ürünlerini tanıttığı, Türkiye'nin marka olan geleneksel el ürünlerinin üretilip satıldığı, tanınmış sanatçıların konser verdiği, söyleşilerin, sergilerin yer aldığı üç gün süren bir festivaldir. Kısacası Şili'ye gitmeye gerek yok, Şile'ye gelin.
Festival dünya çapında
Festivalde katılımcılar tarafından kendi yörelerine, ülkelerine özgü ürünler canlı performanslarla üretilecek ve festival alanındaki stantlarda bu ürünler sergilenecek ve satışı yapılacak. Birçok dünya ülkelerinin katılacağı festival renkli görüntülere sahne olacak.
Alev Dilsiz / YENİ ŞAFAK