27 / 11 / 2024

Simav depreminin düşündürdükleri!

Simav depreminin düşündürdükleri!

Hep söyleniyor,ülkemiz kasaba, ilçe ve kentlerindeki konutların çoğu, depreme karşı dayanıksız, kaçak, estetikten yoksun salaş yapılardan oluşmakta. Bu sebeple de kentsel yenileme ve dönüşüm kaçınılmaz




Ne var ki, kentsel dönüşüm, bir kesim taraftan; kültürel yapının korunup, sosyal donatı alanlarının arttırıldığı, depreme dayanıklı, yaşanabilir ve estetik yapıların üretildiği, bir   “şžehircilik Mucizesi “ olarak tanıtılırken; diğer taraftan, mahallelerin kimliklerini kaybettiği, halkının başka semtlere göç etmek zorunda bırakıldığı “Belli bir kesimin rant kaynağı “ olarak tanımlanmakta.

Geçtiğimiz ay,    Ankara  3. İdare Mahkemesi   de şžehir Plancıları Odası 'nın açtığı davada; Belediye Kanunu 'nun kentsel dönüşümle ilgili   maddesinin   “hukuk devleti ” ne, “mülkiyet hakkı ” na ve “yerel yönetim ” ilkelerine aykırılığını vurgulayarak, iptali için Anayasa Mahkemesi 'ne başvurma kararı aldı.

İSTANBUL ‘DAKİ DÖNÜşžÜM ALANLARI
Kentsel dönüşümün en hararetli tartışmalarının merkezinde elbette İstanbul var. çünkü,bir müteahhidimizin ifade ettiği gibi; İstanbul, bir tarafından demir, beton vs. verilip,   diğer taraftan paranın çıktığı bir matbaa.

İstanbul Kentsel yenilemesinde, Nişanca, Soğanağa,Balat, Tarlabaşı, Süleymaniye gibi eskiden İstanbul 'un merkezinde iken, bu gün eskiyen ve yaşanan göçler sonucu kimliklerini kaybeden mahalleler bir grup olarak   kabul edilmelidir.Bu semtlerdeki kentsel dönüşüm çalışmaları,semtin eski dokusunu ortaya çıkarmalı ve   modern kentin yanında tarihi   atmosferi soluyabilme imkanı sağlamalıdır.

İkinci grupta, yapıldığı   yıllarda şehrin dışında iken bu gün en kıymetli kesimlerinde kalan Esentepe, Levazım siteleri , Bakkalköy gibi semtlerdeki eski kooperatif evleri yer almakta. Bu gibi yerde kentsel dönüşümün önündeki en büyük engel , konutunu terk etmemekte direnen,hatıralarına bağlı yaşlı kesim. Bu günkü hukuksal yapı ile boyasız, bakımsız ve olası bir depremde ölüm saçacak bu sitelerin yenilenmesine hukuki olanak yok gibi. Kısa zamanda yapılacak yasal düzenleme ile , yeniden inşa konusunda   oybirliği aranmasından vazgeçilerek; çoğunluğun, azınlık karşısında mağduriyeti bitirilmelidir.

Üçüncü   bir grup ;Gültepe, çağlayan, Ümraniye,Kağıthane gibi zamanında tek katlı bahçeli iken, kaçak yapılaşma sonucunda bugün beş, altı kata çıkan dar sokaklı, sosyal fonksiyonu bulunmayan,fenni bakımdan tehlikeli   gecekondu alanlarıdır. Bu gün    TOKİ  bu alanların islahında   başarılı örnekler vermekte.

Özetle, kentsel dönüşümde ayrı ayrı gruplanacak kesimler için, ayrı çözümler aramak bir zorunluluktur.

KENTSEL DÖNÜşžÜMDE ÖZGÜN BİR MODEL

Kentsel dönüşüm rüzgarı Esentepe Emekli Subay Evleri'nde yeni bir model yarattı. Müteahhitler uzun süreden beri bu arazinin peşindeydiler.Daire başı milyonlarca TL'lik tekliflerin havada uçuştuğu bölgede, site sakinleri bir araya gelerek, kendi projelerini kendilerinden olanlara çizdirdiler. Konut sahipleri, bu şekilde   müteahhitlerin kendilerine önerdikleri projelerden daha kazançlı çıkacaklarını ifade ediyorlar. Doğanın korunmasına özen gösterildiği yenileme alanında   alışveriş merkezi (AVM) ve otel projeleri bulunmuyor.

Sonuç olarak ; kentsel   yenileme ve dönüşüm çalışmaları ancak dönüşecek alanı iyi tanımak ve uygun projeler seçmekten geçmekte. Ancak bir hatayı düzeltirken yeni ve kalıcı başka hatalara düşmemek için,kentsel dönüşümün   hukuksal altyapının gereği gibi düzenlenmesi zorunludur.

Haftaya kadar sağlıcakla kalınız.

Nermin çiviciler


Geri Dön