26 / 11 / 2024

Tarihi Kısacıkzade Konağı kültür merkezi oluyor!

Tarihi Kısacıkzade Konağı kültür merkezi oluyor!

Kısacıkzade Konağı'nın restorasyonunda son aşamaya gelindi. Toplantı, sergi ve sanat galerisi olarak hizmet verecek konağın, kentin kültür ve sanatının yansıtılacağı prestijli anıt binaya dönüştürülmesi hedefleniyor...





Fransızların Adana'yı işgalinde Osmanlı Devleti'nden alacaklarını tahsil etmek için Düyun-u Umumiye İdaresi olarak kullandığı Kısacıkzade Konağı'nın restorasyonunda son aşamaya gelindi. Toplantı, sergi ve sanat galerisi olarak hizmet verecek konağın, kentin kültür ve sanatının yansıtılacağı prestijli anıt binaya dönüştürülmesi hedefleniyor.

Fransızların Adana'yı işgalinde Osmanlı Devleti'nden alacaklarını tahsil etmek için Düyun-u Umumiye İdaresi olarak kullandığı Kısacıkzade Konağı'nın kültür merkezine dönüştürülmesi yönünde devam eden restorasyon çalışmaları tamamlanma aşamasına geldi.  Adana  Ticaret Odası'nın (ATO), mülkiyeti üzerinde bulunan bir işadamından 2005'de satın alındıktan sonra geçen yıl restorasyonuna başladığı konağın, ekim ayı sonuna kadar tamamlanarak hizmete açılması planlanıyor.

ATO Başkanı Atilla Menevşe, kentin tarihi ve kültürel mirasına kazandırılmak üzere odalarınca satın alınan Türkocağı Mahallesi'ndeki anıt yapının restorasyon çalışmalarında son aşamaya gelindiğini söyledi. Binanın tarihi önemine dikkat çeken Menevşe, şunları kaydetti:

"Osmanlı Devleti'nin dış borçlarının ödenmesi için kurulan ve yabancı devlet memurlarınca yönetilen Düyun-u Umumiye'nin genel merkezi bugünkü İstanbul Erkek Lisesi binasında, Adana merkezi de bu binada çalışmalarını sürdürmüş. Bilindiği üzere Düyun-u Umumiye, yabancı devletlerin alacaklarını tahsil etmesi için halkın öz kaynaklarına bile el koyma izni verilen ayrıcalıklı bir kuruluştu. Bu bina, yaklaşık 20 yıl Adana'da böyle bir kuruluşun hizmetine sunulmuştur. Düyun-u Umumiye adına vergi toplarken halka zulmeden, köylülerin tarlalarını yakan silahlı güçler, bu binada görev yapmış. Binanın bu yönünün de bilinmesi siyasi tarihimiz için bir zorunluluktur."

Toplantı, sergi ve sanat galerisi olarak hizmet verecek konağın, kentin kültür ve sanatının yansıtılacağı prestijli anıt binaya dönüştürülmesini hedeflediklerini vurgulayan Menevşe, şöyle devam etti: "Odamızın kuruluş tarihi olan 1894'ten günümüze geçen 119 yıldır sadece ekonomik konularda değil, tarihi ve kültürel alanda gerçekleştirdiğimiz hizmet ve etkinliklerle bu kente olan borcumuzu ödemeye çabalıyoruz. Adanamızın ekonomik göstergelerinin yanı sıra sosyal ve kültürel sorunlarının çözümü konusunda hissettiğimiz sorumluluklar dolayısıyla ülkemize örnek olabilecek önemde bu projeyi hayata geçirmek istedik. Kentin tarihi dokusunu korumak, yaşatmak ve turizm potansiyelinin artırılmasına katkı sağlamak düşüncesiyle hazırladığımız tarihi binanın restorasyonu projesinin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nca onaylanmasının ardından restorasyon çalışmalarına başladık ve son aşamaya geldik.

Tarihimizin acı ancak ders verici bir bölümüne tanık olan ve bu tanıklığını anlamlı bir şekilde gelecek kuşaklara aktaracak olan anıt binamız, yıl sonuna kadar Adana'nın tarihi ve kültürel dokusuna kazandırılmış olacaktır. Bu bakımdan Düyun-u Umumiye Adana Merkez binası olarak kullanılan Kısacıkzade Konağı'nın odamız tarafından restore ettirilerek Adana'ya kazandırılmış olmasından büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz."

"Çatlayan duvarları tıpkı dikiş diker gibi birbirine bağladık"
Binanın restorasyonundan sorumlu mimar Yılmaz Demir de tarihi konağı temelinden başlayarak üst katlara kadar güçlendirdiklerini ifade etti.
Tarihi binanın temelini beton sargılarla desteklediklerini anlatan Demir, şu bilgileri verdi: "Binadaki çürümüş ahşap parçaları değiştirerek, çatıyı tamamen yeniledik. Üst katın zemininde eski döşeme korundu ancak üzerine yeni bir kaplama yapıldı. Binanın orjinaline yakın uygulama yaptık. Sonradan eklenti ve yaptığımız değişiklik fazla olmadı. Binada özellikle dış duvarlarda çatlaklar vardı. Çatlakları da 'tij' ve 'epoksi' yöntemiyle güçlendirdik. Yani iki çatlağın sağına ve soluna delikler delip tijlerle iki kısmı birbirine bağlıyoruz. Çatlayan duvarları tıpkı dikiş diker gibi birbirine bağladık. Bunu, çubuklar ve epoksi denilen kimyasal bir madde ile yapıyoruz. Bu tarihi konakta her biri 1 metreye yakın 3 bin tij kullanıldı."


Sabah

Geri Dön