Tel Avivde konut fiyatları hala protesto ediliyor!
İsrailin başkenti Tel Avivde, hayat pahalılığını protesto edenlerin kalesi durumuna dönüşen, kentin prestijli caddelerinden othschildde çadırkent yaşamı tüm canlılığıyla devam ediyor
İsrailin başkenti Tel Avivde, yaklaşık bir ay öncesine kadar, bebekli annelerin, bisikletleriyle tur atanların, gezintiye çıkanların mekanı olan, bugün ise hayat pahalılığını protesto edenlerin kalesi durumuna dönüşen, kentin prestijli caddelerinden othschildde çadırkent yaşamı tüm canlılığıyla devam ediyor.
Kimilerinin Mısırdaki halk ayaklanmasından hareketle "İsrailin Tahrir
Meydanı" diye adlandırdığı 1,5-2 kilometrelik cadde, yaşlısından gencine,
siyahisinden beyazına, laiklerinden dindarlarına, 600den fazla çadırla, 2 binden
fazla kişiye ev sahipliği yapıyor.
Çadırlar oldukça düzenli bir şekilde yerleştirilmiş ve ortak yaşamın
gerektirdiği birçok şey mevcut. Meyve, sebze, hatta baharatın dizildiği, bir
köşede yemek veya salata hazırlayanların bulunduğu geniş bir çadır mutfak dikkat
çekiyor. Çadır mutfakın hemen berisinde ise ortaya çıkan bulaşık ortaklaşa
yıkanıyor.
İlk yardım çadırında ise İnsan Hakları İçin Doktorlar Örgütünden bir
kadın doktor, muhtemelen sıcaktan isilik olmuş bir genç kızı tedavi etmekle
meşgul.
Bir kenarda da portatif tuvaletler, yüzlerce insanın ihtiyaçlarına cevap
vermek üzere kurulmuş.
Çadırlar arasında yer yer oturma odası düzenine göre kurulmuş koltuklar,
yerlerde hasır veya naylon kilimler serili. Bazen bir gönüllü ortalığı
temizliyor, bazen de belediye temizlikçileri rutin hizmetlerini sürdürüyor.
Gündüzün aşırı sıcağı ve Tel Avivin yüksek nemli ortamında çadırlarda
bulunanların kimi kitap okuyor, kimi gitar çalıyor.
Protestoculara destek vermek için Tel Avivin dışından gelenlerin sayısı
epeyce kabarık. Hahamlar da protestocuları yalnız bırakmıyor.
Tel Aviv ile Kudüs arasındaki yeni yerleşimlerden Modiinin yanı
başındaki bir kasabadan gelen Haham Yehuda Yaşarim, evli ve 4 çocuklu olduğunu
söylüyor. Hayat pahalılığından "durum gerçekten kötü" sözleriyle yakınan Yaşarim,
Modiinde bile konut fiyatlarının çok farklı olmadığını söylüyor.
Evi olup olmadığı sorusuna gülerek karşılık veren Haham, 5 bin 500 Şekel
(yaklaşık 2 bin 700 TL) kira verdiklerini ve iki işte birden çalışmasına rağmen,
tek başına kirayı karşılayamadığını belirtiyor ve ekliyor:
"Allahtan karım da çalışıyor ve hemşire... Benden daha fazla kazanıyor
ve hayatımızı idame ettiriyoruz."
Çadırlarda, Tel Avivin gündüz sıcağına göre nispeten serin akşamları
biraz daha renkli. Müzik grupları gönüllü ufak konserler düzenliyor, gece geç
saatlere kadar süren ortak sohbetlerin konusu da yine hayat pahalılığı ve
protestolar.
Sabahları çadırında uyananlar kalkıp işlerine gidiyor, akşamları tekrar
çadır evlerinin yolunu tutuyor.
NETANYAHUYU MASAYA OTURTTULAR
Son üç haftadır İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetinin
ekonomi politikasına karşı dev gösterilere imza atan çadır hareketi liderlerinin,
son Cumartesi protestosunda ülke çapında 300 binden fazla kişiyi harekete
geçirmesi, bir anlamda siyasi parti ve grupların yapamadığını başarmasıyla sadece
ülke çapında değil, tüm dünyada ilgi odağı haline geldi.
Netanyahunun başta popülist bir hareket diye tanımladığı protestoların
her kent ve kasabada artarak ülkenin şimdiye kadar görmediği bir boyuta ulaşması,
İsrail Başbakanını çadır hareketinin temsilcileriyle aynı masaya oturmaya
zorluyor.
Protesto hareketine katılan İşçi Sendikaları Konfederasyonu, Ulusal
Öğrenci Birliği, doktorlar, emekliler, taksiciler ve diğer kesimlerin
temsilcileri, sosyoekonomik değişiklik ve sosyal adalet talepleriyle ilgili uzun
bir listeyi hükümete takdim etme imkanını buldu.
Protestocuların listesi, özellikle Tel Aviv ve Kudüs gibi kentlerden
başlayarak, gerek kiralama, gerekse satın almalarda konut alanındaki yüksek
fiyatlar ile gıda, petrol ve elektrik harcamalarının düşürülmesi, vergilendirmede
indirime gidilmesi, bedava eğitim ve sağlık sisteminde değişikliğe kadar pek çok
sektöre uzanıyor.
Büyük kentlerde konutların çok pahalı olması, buralarda çalışanları zor
durumda bırakıyor. Özellikle ABD ve Fransa gibi ülkelerde yaşayan zengin
Yahudilerin bu kentlerdeki konutlara yüksek paralar ödedikleri halde yılda sadece
bir ay kullanmaları, fiyat artışında önemli bir etken olarak görülüyor.
Tel Aviv ve Kudüste sadece iki odadan oluşan küçük apartman dairelerinin
fiyatı bu nedenle 500 bin doları bulabiliyor. Kiralar ise bir odalı evler için
1000 doların, iki odalılar için 2000 doların üzerine çıkıyor. Ortalama aylık
gelir ise yaklaşık 2 bin 500 dolar dolayında (8 bin 900 Şekel).
İsrail Merkez Bankası, protestocuların taleplerini, konut, yaşam
maliyeti, vergiler ve kamu hizmetleri olmak üzere dört ana başlığa indirirken,
Maliye Bakanlığı, bu taleplerin maliyetini yaklaşık 60 milyar şekel dolayında
olduğunu hesaplıyor.
VERGİLER NEREYE GİDİYOR
Güvenlik açısından ortamın önceki yıllara göre nispeten daha iyi olduğu,
7 milyonu biraz aşan nüfusa sahip İsrailde vatandaşlar, bugün alınan yüksek
vergilerin nereye gittiğinin hesabını soruyor.
Protesto hareketi liderlerinden İdo Aari, evli değil ve ailesinin
yardımıyla geçindiğini söylüyor. Aari, son protestoda yarım milyon İsraillinin
sokaklara döküldüğünü hatırlatarak, bunun hemen ertesinde elektrik fiyatlarındaki
artışın, vergilerde indirime gidilerek yüzde 20den yüzde 12ye çekildiğini
hatırlattı.
"Hükümet bize hiçbir şey vermiyor. Bizim bütün paramızı alıyor, ama biz
paranın nereye gittiğini bilmiyoruz" diyen Aari, gösterilerin güç
kaybetmeyeceğini umuyor.
Aari, "Eylül başında öğrenciler okullara, anneler evlerine gidecek.
Burada kalanlar ise gerçek savaşçılar olacak. Ondan sonra ülkede gerçekte ne
kadar savaşçı olduğunu da görürüz" diye konuştu.
İsrail hükümeti, protestocuların taleplerini değerlendirmek üzere
akademisyenler ve bürokratlardan oluşan bir komisyon kurarken, İsrail
parlamentosu da tatiline geçici ara vererek, olağanüstü bir oturumla ülkede
giderek genişleyen sosyal protestoları görüşecek.
Vergilerin nereye gittiği sorusunun kısmen cevabı ise ülkedeki yüksek
güvenlik harcamaları.
Aşdoddan protestoculara destek için gelen eski Sovyetler Birliği
göçmeni, 48 yaşındaki Akiva, "Biz, komşularımızla bu bölgede güvenlik ve barış
içinde yaşamak istiyoruz. Savunma bütçesi çok yüksek. Bütçenin ele aldığı
öncelikleri değiştirip, halkın daha iyi bir yaşam sürmesini sağlayabiliriz. Bunun
için hükümetin kararlılığı ve kararı gerekiyor. Bütün gösterilerin ardından ve
halkın da desteğiyle bunun olabileceğini sanıyorum. Öyle olmasını umarım" dedi.
BARAK: "BİZ FİNLANDİYA DEĞİLİZ"
İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ise protestolara destek verdiğini
söylemekle birlikte, "Biz İsviçrede ya da Finlandiyada yaşamıyoruz" diyerek,
savunma bütçesinden kesinti yapılmasına karşı çıktı.
Barak, İsraili çevreleyen Mısır, Suriye, Tunus ve Bahreyn gibi
ülkelerdeki gelişmelere dikkati çekerek, "Hatta İrandan söz bile etmiyorum"
dedi.
İsrail Savunma Bakanı, dindarlar ve İsrailli Araplar dahil toplumdaki her
kesimin sorunun değil, çözümün bir parçası olması gerektiğini söyledi.
AA