Terrace Lido, Büyükada'nın çehresini mi bozuyor
Gülüm Dağlı, Milliyet Gazetesi'ndeki bugünkü köşesinde 'BÜYÜKADA 'NIN HALi VAKTi' başlıklı yazıyı kaleme aldı. Büyükada 'nın çehresini bozan, büyük marketler ve kahve zincirleri değil, meydanına yapılan Terrace Lido site evleri...
Büyükada 'nın çehresini bozan, büyük marketler ve kahve zincirleri değil, meydanına yapılan Terrace Lido site evleri
Geçen hafta iki günlük tatil için Büyükada 'ya giderken, uzaktan Kınalıada 'ya, Burgazada 'ya, Heybeliada 'ya uzun uzun baktım. İnsanın içi açılıyor. Kınalı uslu bir kız çocuğu. Burgazada, Sait Faik unsuruyla ve yanmış ormanlık alanıyla, kelleşmiş bir entelektüel. Heybeliada da aralarında ağabey konumunda.
Ama ben Büyükadalıyım ve her ne olursa olsun, buraya torpil geçerim. Geçen aylarda Heybeliadalı dostum Doğan (Dodo) Olguner 'le bunun tartışmasını yaptık. Büyükada Nişantaşı, Heybeliada varoştur dedi, masadaki herkes bu benzetmeye bayıldı. Eh, inkar etmek güç. Büyükada zincir mağazaları ve gösterişli yalılarıyla hakikaten Adalar 'ın Nişantaşı şubesi gibi. Ama ben bundan şikayetçi değilim. Kim istemez, elinin altında büyük bir market olmasın Adada evvelden beri Carrefour ve BİM var. Kimse bu marketlerin varlığına karşı çıkmaz. Ama Migros açılınca durum değişti, Büyükada 'nın havası kaçtı. Migros 'u bile var demeye başladılar. Neden
Aynı tartışmanın benzeri zincir kahveciler için de yapılıyor. Büyükada 'da Starbucks olur mu Kahve Dünyası buraya yakıştı mı diyorlar. Neden yakışmasın Burada da yaz-kış oturan var ve takdir edersiniz ki onların da canı bizim gibi latte filan isteyebiliyor zaman zaman. Ben her türlü yeniliğe açığım. Yeter ki adamızın doğası bozulmasın. Bu konuda da Adalar Belediyesi 'ni tebrik etmek gerekiyor. Hafta sonu İstanbul 'dan gelip çerçöp bırakıp giden piknikçilere rağmen yılmıyorlar, sıkı çalışıyorlar. Mesire yerlerinde adım başı çöp konteynırı var, sahiller temiz, sokaklarda izmarit bile yok.
Site yakışmadı
Geçen sefer Büyükada 'ya gittiğimde, Adalar Müzesi 'ni gezmiş ve buraya ulaşımın ne kadar meşakkatli olduğunu yazmıştım. Bu kez beni üzen başka bir şey oldu. İnanlar İnşaat, Büyükada 'nın meydanına üç tane yan yana bina dikti. Belki doğayla uyumlu olur, yakışır diye daha önce yazmadım... Yanılmışım. İnşaatı çarçabuk bitirmişler. Üçer kattan üç tane beton yapı, Büyükada 'nın çehresini büyük ölçüde değiştirmiş. Diğer adalara uzaktan bakınca ormanları, müstakil evleri, bahçeleri görüyorsunuz, içiniz açılıyor. Ama Büyükada 'ya yanaşırken odak noktanız ister istemez bu üç binalık siteye kayıyor. İsmi Terrace Lido. Evlerin metrekaresi 4 bin TL... Sahipleri kim olacak, göreceğiz.
GÜNÜBiRLiK NOTLAR
* DONDURMA: Meydanda karşılıklı duran 5-6 tane dondurmacı var. Aralarından en iyisi Mia Amore. Özel çikolatalı külahta iki top dondurma 5 TL.
* PASTANE: Yine meydandaki iki pastane Dolci ve Bahar arasında, Dolci bir adım önde. Eve dönerken buradan koca bir kutu kurabiye aldım. İnsan doyamıyor. Kilosu 20 TL.
* BİSİKLET: Favorim, Bisikletçi Selami. Saati 4 lira, tüm gün sürmek istiyorsanız 10 lira. En iyi sürüş rotası, tüm adayı dolaştıran Büyük Tur Yolu. Yorulurum, o kadar yol gidemem diyorsanız Küçük Tur Yolu da var ama büyüğü gibi zevkli değil. Bir de dikkatli olmakta fayda var. Arkanızdan ışık hızıyla bir fayton gelip atla üzerinizden geçebilir. Faytoncular bisikletlilere saygılı değil. şehirdeki otomobil-motosiklet ilişkisi gibi...
* çAY-KAHVE: İstanbul kalabalığı genelde Mado 'ya gidiyor ama asıl keyif çayı Büyükada Belediye Gazinosu 'nda içilir. Sabah saatlerinde yaşını başını almış Adalılar burada oturup Cumhuriyet gazetesi okuyor.
* KAçIş: Mesire yerleri arasında en popüleri Dilburnu olduğu için, Büyük Tur Yolu üzerindeki Eskibağ Mesire Yeri 'ni pek kimse bilmez. Halbuki Eskibağ 'da öyle bir koy var ki, ufukta hiçbir şey görünmüyor. Sadece deniz, orman ve siz. Ben buraya gittiğimde kendimi Ege 'de hissediyorum.
* OTEL: Maalesef konaklamak için harika bir otel ' önerim yok. Bugüne kadar Ada 'daki üç butik otelde konakladım ve üçünden de memnun ayrılmadım. Fiyatları da çok uçuk. Oda+kahvaltı günlüğü 200 liradan kapı açıyorlar. Yani en iyisi, günübirlik gelip dönmek.
* RAKI-BALIK: Ayırım yapamayacağım. Lido, Façyo, Ali Baba... Hepsinde fiyat-kalite dengesi aşağı yukarı aynı. Kişibaşı 50-60 liraya sofra kurdurabilirsiniz. Eylül palamut mevsimi ve adada en iyisi var!
Bu ay yayımlanan en iyi 3 kitap
Yaz mevsimini her açıdan çok seviyorum, bir açı ' hariç! Okunacak sağlam bir şey bulunamıyor pek... Mevsimin rehavetine uygun yayık ayran ' modunda yazılmış kitapların sonbahar itibarıyla sonu geldi. Sezon açıldı. Bu ay yayımlanan en iyi 3 kitabı seçmek de kolay olmadı!
1- Saf ve Düşünceli Romancı, Orhan Pamuk: Bu hafta okuyup bitirdim, roman okuma ' işine başka bakar oldum. Kimler roman okur, neden bu ihtiyacı duyarız diye merak edenlere, Pamuk 'un mis gibi kaleminden... İletişim Yayınları, 13 TL
2- Varolmayanlar, Doğu Yücel: Seveni de çok, sevmeyeni de. Doğu Yücel böyle bir adam. Ben seven taraftayım; hem yazı dilini, hem hikayelerini... Varolmayanlar ', fantastik bir öykü. Yazdıkları gerçek olan bir hikayeciyi anlatıyor. Okuma keyfini arttıran metinlerden... Doğan Egmont, 24 TL
3- Var Mısın Yok Musun, Guido Sgardoli: 15-18 yaş arası gençlerin okuyabileceği nitelikli kitap yoktu. Yeni açılan ON8 Kitap Yayınevi, bu eksikliği dibine kadar kapatıyor. şimdilik birbirinden hoş üç kitap yayımladılar. Bunlardan, Var Mısın Yok Musun ' bir yol ve dostluk hikayesi anlatıyor. ON8 Kitap, 18 TL
Milliyet/Gülüm Dağlı