TOKİ Sarıyerin kentsel dönüşümüne çözüm olabilir!
Sarıyer Mahalle Dernekleri Platformu ile Pınar ve Derbent Mahallelerinin sakinlerinden mesaj yağıyor. Konu, 50-60 yıldır oturdukları mahallelerin 'kentsel dönüşüm' için seçilmiş olması
Kentsel dönüşüme 'mahalli halka dönmesi' koşulu ile karşı olmadığımı belirteyim. Buna rağmen; gelen mesajlardaki çaresizliğe, uzlaşı eksikliğine, çözümsüzlüğe kulaklarımı tıkayamadım!
Konu ile ilgili bana yazan yetkilinin mektubuna kısaca göz atalım; "Hali hazırda, Maliye Bakanlığı tarafından burada yaşayan vatandaşlara ecr-i misil (başkasının mülkünün üzerinde oturmanın getirdiği kira bedeli) cezaları yollanmakta. Bu bedelleri ödeyemeyenler için buralarda yaşamını devam ettirmek giderek zorlaşıyor. Diğer bir sorun ise, mahallelerdeki dönüşüm işlemi gerçekleşecek olursa, projeden ev almak isteyenlerin ödemesi gereken para miktarının 300-400 bin liralara ulaşması."
Sarıyer Mahalle Derneği kısaca diyor ki; "Evet, oturanların tapusu yok. Ama 50 senedir burada oturuyorlar. Artık buralı olmuşlar. Uygun bir ödeme tablosu yapılsa tapu sahibi olabilmek için belki bir şansları olur. Mevcut durumda ne ödeme şansları mevcut, ne de gidecek başka bir yerleri!"
Sanmayın ki Sarıyer, tek örnek.
Benzer sesler; özel okulların imarda konut arsası olarak kayıtlı arsaları satın alıp niteliğini 'özel okul yapılabilir'e dönüştürmek için binbir takla attığı Ömerli Nişantepe ve Boğaz manzarası nedeniyle herkesin göz diktiği Beykoz semtinden de duyuluyor.
Yurtdışındaki sosyal konut projelerinin (bizdeki adı ile kentsel dönüşüm) amacı, o sosyal çevrede yaşayan insanlara daha iyi yaşam ve imar şartları sağlamaktır. En bilinen örnek ise Amerika-New York'taki 'Harlem Projesi'dir. 1990-2006 yıllan arasında ele alınan bir kalkındırma projesi ile devletten 300 milyon dolar ve o bölgede yaşayan halktan da 250 milyon dolarlık vergi alınmış, paranın tamamının bölgeye harcanması ile gelir düzeyi yok denecek kadar düşük halk; emniyetli ve imarlı yaşam alanlarına kavuşturulmuştur. Projede okullar, oyun alanları, parklar ve kütüphaneler de planlanarak sadece 'baş sokulacak apartman daireleri' değil, bir 'yaşam habitatı' oluşturulması planlanmıştır.
Bizde 'kentsel dönüşüm' deyince akla TOKİ geliyor. Özellikle İstanbul gibi büyük bir metropolde gayrimenkul projeleri çok kolay 'rant' aracına dönüşebiliyor!
Buna mahal vermeden, İstanbul'un senelerdir bilinen, hatta her seçimde oy artışı için göz yumulan 'gecekondu' problemini, Mahalle Halkı-Maliye-TOKİ arasında 'en büyük ortak paydalı' bir çözüme ulaştırmak amaçlanmalı.
İnci Tulpar/Posta