Turizmde bu senenin ikinci çeyreğinde 9 milyar elde ettik!

Turizm gelirlerinde ilk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,4'lük artış vardı. Buna göre ikinci çeyrekteki artış önemli bir toparlanmaya karşılık geliyor. Bu toparlanmanın da önemli bir bölümünün haziran ayında gerçekleştiği dikkati çekiyor. Turizm gelirlerinde haziran ayında yaşanan yıllık artışın çift haneyi bulduğu ve yüzde 10,5 olduğu görülüyor. Bu arada 2014'ün ilk yansında geçen yılın aynı dönemine göre yaşanan artış ise yüzde 6,3 olarak hesaplanıyor. 

İLK ÇEYREKTE YÜZDE 3,4 OLAN GELİR ARTIŞI İKİNCİ ÇEYREKTE YÜZDE 7,9'A ÇIKTI. 

Turizm gelirlerindeki bu toparlanmanın bir bölümü yabancı ziyaretçi sayısındaki artıştan kaynaklanıyor. Turizm Bakanlığının  verilerine göre, ilk çeyrekte yüzde 3,2 olan yabancı ziyaretçi sayısındaki yıllık artış ikinci çeyrekte yüzde 5,3'e çıkmıştı. Geçen yıl ilk çeyrekte kişi başına 747 dolar harcama yapan yabancı Ziyaretçilerin bu yıl aynı dönemde 12 dolar daha fazla harcaması da turizmdeki toparlanmaya katkıda bulundu. Geçen yılın tamamındaki turizm geliri 32,3 milyar dolar olmuştu. Yılın ilk yarısındaki performans sürerse bu yıl turizm gelirimiz 34 milyar doları aşacak. 

Tüketicinin ekonomiye pek güveni yok Merkez Bankası ile TÜlK'in birlikte hazırladıkları Tüketici Güven Endeksi'nin (TGE) değeri, temmuz ayında 73,9 olarak gerçekleşti. Bu değer haziran ayında da buna çok yakın ve 73,7 düzeyindeydi. Bu endekste 100'tin üzerindeki değerler iyimser duruma, 100'iin altındaki değerler ise kötümser duruma işaret ediyor. Buna göre temmuz ayındaki sınırlı iyileşmeye karşılık tüketicinin hala çok kötümser olduğu anlaşılıyor. Türkiye'de tüketici müzmin bir kötümserlik içinde ve TGE'de 100'ün üzerindeki değerlere zaten pek rastlanmıyor. Bu nedenle daha çok TGE'nin geçmişteki kriz ve durgunluk dönemlerindeki seyrine göre yorum yapılıyor. 

ÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİNİN DEĞERİ TEMMUZ AYINDA 73,9 OLDU. 

Tüketici güveni temmuzda çok değişmedi (Tüketici Güven Endeksi) Kaynak: TCMB ve TÜİK sonra başlayan siyasi belirsizlik tüketici güvenini hızla aşağıya çekmiş ve şubat ayında ekonomide durgunluğun yaşandığı 2012'deki seviyesine kadar indirmişti. Daha sonra özellikle yerel seçim sonrasında tüketici güveninde bir toparlanma yaşandı ama bu kısa sürdü. Tüketici güveni halen ekonomide göreceli bir toparlanmanın yaşandığı geçen yıl bu sıralardaki seviyesinin altında bulunuyor. Ekonomiye güven duymayan tüketici harcamalarında cimri davranıyor. Faizlerde mayıs ayından bu yana yaşanan düşüş iç talepte 17 Aralık süreciyle başlayan zayıflamayı frenledi gibi. Ancak iç talepte tam bir toparlanma olması için tüketicinin geleceğe güveninin de artması gerekiyor. ,

Türkiye ihracatçılar Meclisi'nin (TİM) ihracatçı birliklerinin kayıtlarına dayanan verilerine göre, temmuz ayında 12,5 milyar dolarlık ihracat yaptık. Yine TİM'in verilerine göre geçen yılın temmuz ayındaki ihracat ise 12,6 milyar dolardı. Buna göre temmuz ayında ihracatta yıllık bazda yüzde 0,7 oranında gerileme yaşandı. TÎM'in öncü gösterge niteliğindeki verileri aşağı yukarı altın hariç ihracata karşılık geliyor. Dolayısıyla, TÜÎK gümrük istatistiklerine dayanan verileri yayınladığında, temmuz ayında altın hariç ihracatta düşüşle karşılaşacağız gibi görünüyor. Muhtemelen toplam ihracatta da düşüş çıkacak. Bu ise bu yılın başından beri görülen ilk düşüş olacak. 

Bu düşüş "bayram etkisi"nden kaynaklandığı için çok fazla endişeye gerek yok. Geçen yıl ağustos ayına denk gelen Ramazan Bayramı bu yıl temmuz ayına kaydı. Bayram tatili süresince işletmeler işleri asgari seviyeye indirdiği ve gümrüklere mal sevkiyatını azalttığı için ihracat normalde olması gerekenin altına düştü. Bu fark bayram sonrasında kapatılacağı için ağustos ayında da bayram etkisinden kaynaklanan fazladan bir ihracat aıtışı göreceğiz. Ancak bayram etkisinden arındırsak da ihracatta performans çok iyi değil. TİM'in önceki aylara ilişkin verileri de bu durumu gösteriyor. İhracattaki yıllık artış yılbaşından beri genelde tek haneli seyrediyor. Resesyondan çıkan Avrupa'ya ihracat artarken özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki pazar kayıpları ihracatta performansı aşağı çekiyor. 

Kazalardan etkilenme olayı artıyor

Geçtiğimiz Ramazan Bayramı tatilinde yine 100'tin üzerinde vatandaşımız trafik kazalarında hayatını kaybetti, yüzlerce kişi de yaralandı. Artık bu bir klasik halini aldı. Ne kadar önlem alınırsa alınsın, yüzbinlerce aracın yollara döküldüğü bayram tatillerinde trafik kazalarının önüne geçilemiyor. Trafik kazaları bayram tatilleri dışında da Türkiye'nin önemli sorunlarından birini oluşturuyor.Geçen yıl 1 milyon 207 bin trafik kazası yaşandı. Bu kazalarda 3 bin 685 kişi hayatını kaybetti. Geçen yılki trafik kazalarında 274 bin 829 kişi de yaralandı. 

Son altı yıla bakıldığında trafik kazalarında ölenlerin sayısının giderek azaldığı, buna karşılık yaralananların sayısının arttığı dikkati çekiyor. 2008 yılında trafik kazalarında ölenlerin sayısı 4 bin 236, yaralananların sayısı ise 184 bin 468 kişiydi. 2013 yılına gelindiğinde ölenlerin sayısı yüzde 13 düşüş gösterirkenyaralananların sayısı ise yüzde 49 yükseldi. 

 2013'TE NÜFUSUN YÜZDE 3,6'SI TRAFİK KAZALARİNDA YARALANDI. 

Trafik kazalarında yaralananların nüfusa oranı son üç yılda yüzde 3'ün üzerinde gerçekleşti. Geçen yıl yüzde 3,6'ya kadar çıkan bu oranın yükselmesi trafik kazalarından etkilenme sıklığının giderek arttığını gösteriyor. Bu da, trafik kurallarına uyma alışkanlığını güçlendiremezsek, bu kazalardan birinin mağduru olma ihtimalimizin giderek yükseldiği anlamına geliyor. 

Ekonomist