23 / 12 / 2024

Türk müteahhitlerin sorunları çözüm bekliyor

Türk müteahhitlerin sorunları çözüm bekliyor

 Güriş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Erdoğan, Türk müteahhitlik sektörünün sorunlarını anlattı



Güriş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Erdoğan, yurt dışında hizmet veren müteahhitlerin teminat mektubu
sorunu nedeniyle bunu istemeyen ülkelere yönelmek zorunda kaldıklarını belirterek, "Yani daha riskli mayın tarlalarına gidişler başladı. Afrika, Afganistan gibi riskli bölgelere gidiliyor. Bunlar (yanlış) falan demiyorum,
şartların getirdiği durumlar bunlar" dedi.

A.A muhabirinin, müteahhitlik sektörünün sorunlarına ilişkin sorularını yanıtlayan Ziraat Bankasının eski genel müdürlerinden olan Güriş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Erdoğan, Türk müteahhitlik sektörünün sorunlarını, müteahhitliğin tanımı olmaması, teminat mektubu sıkıntısı ve işçilik maliyetlerinin yüksekliği olmak üzere 3 ana başlık altında sıraladı.

İlk olarak Türkiye'de müteahhitliğin tarifinin net olmadığını anlatan Erdoğan, "İspanya'da şu anda 6 tane taahhüt grubu var. Bizde ise sırf Müteahhitler Birliğine kayıtlı 150 dolayında müteahhit var" diye konuştu. Özellikle alt yapı yatırımlarının yoğunlaştığı 80'li yıllarda çok sayıda taahhüt şirketinin ortaya çıktığını hatırlatan Erdoğan, genellikle bunların karlı işler olduğunu, dolayısıyla taahhüt firmalarının bir anda büyüdüğünü ve kazandıklarını değişik sektörlere yatırdığını anlattı.

-"SEKTÖR, 1980'LERDE LALE DEVRİNİ YAŞADI"-
Sektörün 1980'lerde böyle bir "lale devri" geçirdiğini anlatan Niyazi Erdoğan, 1990'lara gelindiğinde ise devletin fonlama sıkıntısı çekmesi ve önceliklerin değişmesi nedeniyle iç piyasanın daraldığını söyledi. Bu dönemde Türk müteahhitlerin ülkedeki etkinlikler azalırken yurt dışına açılmaya başladıklarını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hatta çok riskli bölgelere gittiler, Orta Asya, Arabistan ve Libya gibi. O deneyimlerden bazı şeyler de çıktı ortaya. Türkiye'de işini yürüten müteahhitler, uluslararası deneyimsizliklerinden çok paralar kaybetti. Türkiye
zaman da kaybetti. Hatta bazı alacaklar devlet sorunu haline geldi. O kalıntılar halen duruyor."

DIŞARIDA KENDİ ARASINDA REKABET: STRATEJİK HATA
Bunun yanında Türkiye'de önemli kabiliyete sahip, saygın firmaların ortaya çıktığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Sonuç olarak performans ve finansal yapılarıyla değerli firmalar kazandık ama sektöre bu kadar firma girince yurt içi ve dışında birbirimizi boğmaya başladık. Yani iş alma yarışı başlayınca oluşan fiyatlar çok düşmeye başladı. İlk giden firmalar çok kazandı. 3-5 ortaklı firmalar sonradan ayrıldı, her biri bir firma kurdu ve birbiri ile rekabete başladılar. Yani stratejik hatalar yaptılar."

TEMİNAT MEKTUBU SORUNU ÇÖZÜLEMİYOR
Bu kötü deneyimlerden kalan ve halen atlatılamayan bir sıkıntının ise teminat mektubu sorunu olduğunu vurgulayan Erdoğan, yabancı ülkelerin genellikle, Türk bankalarının teminat mektubunu kabul etmediğini kaydetti. Türk firmalarının ilk yurt dışına açılmalarından itibaren bazı teminat mektuplarının ödenmemesi nedeniyle dışarıdaki işverenlerde bir güvensizlik oluştuğunun altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Onlar da yoğurdu üfleyerek yiyor. Dolayısıyla zaten bu krizlerden sonra verilen teminata belli oranda risk primi oranı uygulandığı için sermaye oranlarını tutturma sıkıntıları ortaya çıktı. Dolayısıyla Türk firmalar her projeye mektup verememe durumundalar."

TÜRK FİRMALARI NEDEN RİSKLİ BÖLGELERDE?
Büyük firmalar yurt dışında firmalar kurarak yabancı bankalardan aldıkları teminat mektupları ile işlerini gördüğünü anlatan Niyazi Erdoğan, "Ama kaç tanesi sahip bu imkana, sayıları 10'u geçmez. Peki diğerleri ne oldu? Bunların iş yapma zorunluğu var, sabit giderleri var. O zaman bu şartları istemeyen ülkelere yani daha riskli mayın tarlalarına gidişler başladı. Afrika, Afganistan gibi riskli bölgelere gidilmeye başlandı. Bunlar (yanlış) felan
demiyorum, şartların getirdiği durumlar bunlar" diye konuştu.

Türkiye'den yurt dışına götürdükleri bir işçinin maliyetinin bin 500-2 bin dolar olduğunu, oysa yerel işçi kullandıklarında bu maliyetin 150-200 dolara indiğini anlatan Güriş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı, dolayısıyla Türk firmaların çoğu zaman kilit personel dışında yerel işçi çalıştırdıklarını anlattı.

Yine de Türk insanının çalışması için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini söyleyen Erdoğan, "Primler ve giydirilmiş ücretler indirilmedikçe bu çözülmez. Yıllardır bu sorun devam ediyor" diye konuştu.

-BİRLEŞMELERİN ÖNÜNDEKİ ENGEL: "KÜÇÜK OLSUN BENİM OLSUN"-
Sektördeki birleşmelere ilişkin bir soru üzerine de Erdoğan, Türk firmaların yapısında "Küçük olsun benim olsun" anlayışı bulunduğunu, bunun da birleşmenin önündeki en büyük engel olduğunu kaydetti. Erdoğan, "Sektörde birleşmeleri masanın iki tarafında bulunmuş insan olarak çok mümkün görmüyorum. Keşke olsa, arzum birleşmede... Her firma eskiden şahıs firmasıydı, şu anda profesyonel kaynaklardan yararlanma ve kurumsallaşma aşamasına geldi" dedi.

GÜRİŞ İNŞAAT
Güriş İnşaat'ın halen Bursa Çevre yolunu yaptığını, Karadeniz'de yol yapımı çalışmaları bulunduğunu anlatan Erdoğan, firmanın, su arıtma, altyapı, baraj ve santral işlerinde çok ciddi birikimi bulunduğunu vurguladı. Grup olarak enerji sektörüne de girdiklerini ve biri rüzgar diğeri jeotermal olmak üzere iki enerji santralı işlettiklerini anlatan Erdoğan, "80 megavata yakın kapasitemiz var. İskenderun'da bir rüzgar, Doğu Karadeniz'de de
bir hidroelektrik santralı projesi üzerinde çalışıyoruz" dedi.

Firma olarak 7 bine yakın doğrudan istihdam sağladıklarını, taşeronlarla bu sayının 10 bini bulduğunu açıklayan Erdoğan, "Devam eden işlerimizin toplamı 2 milyar dolar civarında, en büyük işlerimiz Libya'da " diye konuştu.

Şirketin bilanço büyüklüğünün ise 3 milyar dolara yakın olduğunu ifade eden Erdoğan, "Seçerek, bilerek projelere giriyoruz, karar süreçlerimizde biraz tutucuyuz. Riskli bölgeler girmiyoruz" dedi.

"HER ÇALININ ARDINDA TÜRK GİRİŞİMCİ VAR"
Hiçbir krizin kalıcı olmadığını hatırlatan Erdoğan, "Ama bu ne kadar tahrip eder, o önemli. Onu onarmak için güç para ve emek harcıyorsunuz. Keşke baştan düşünülse. Biz yıkıldıktan sonra devletin kapısına gidiyoruz. Devlet
kredileri verirken siyasi mülahazalardan uzak kredi mantığı içinde vermesi gerekir" dedi.

"Büyümek zorundayız ama bunu güvenilirliğimiz yitirmeden yapmalıyız" diyen Erdoğan, "Güriş, bugüne kadar bir tek işini bırakmamış, zarar etmiş ama zamanında teslim etmiştir. Kriz döneminde bile yabancılardan para bulabilmişsek bize güveniyorlar" şeklinde konuştu.

Türkiye'de "çok saygın, aklı başında, dünya çapında" firmalar bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, "Sibirya'da, Sahalin Adası'nda, Avrupa'da her yerde Türk firmaları var. Ciddi uluslararası iş yapma birikimi oluştu, bu çok
önemli. Bankalarla aynı masada oturacak, binlerce sayfa sendikasyon için teklif hazırlayabilecek birikim var" diye konuştu.

Uluslararası firma olmanın farklı bir şey olduğunu kaydeden Erdoğan, "Türk firmaları bu arenada takır takır savaşıyorlar. Türklerde müthiş bir girişimci ruhu var. Her çalının arkasında kızılderili gibi bir Türk girişimcisi
var" dedi.
AA


Geri Dön