Türkiye, 20 yıl vadeli borcu kimden alacak?

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kocatopçu'nun açıklamasını "danışıklı bir açıklama" olarak nitelendiren Çetingüleç, bu açıklamanın Hazine'nin konuyla ilgili hazırlıklara başladığının göstergesi olduğunu belirtti. Hazine açısından kısa vadeli borçlanmanın bileşik faiz yükü oluşturduğunu ve hareket alanını daralttığını ifade eden Çetingüleç gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi uzun vadeli 20-30 yıl vadeli borçlanmanın avantajlarının fazla olduğunu kaydetti.

2001 krizini hatırlattı

Türkiye'nin bu kadar uzun vadeli  borç bulma ihtimalini sorgulayan Çetingüleç, Türkiye'nin dış borç bulma konusunda riski en yüksek ülkelerden biri olduğunu hatırlatarak, bazı durumlarda yüksek risk primi ödeme nazı olunsa bile kredi bulunamadığını ifade etti. Türkiye için bu durumda tek seçeneğin iç piyasadan borçlanmak olduğunu vurgulayan Çetingüleç, uzun vadeli tahvillerin iç piyasaya sunulacağını tek alıcının da bankalar olacağını ifade etti. 2001 krizine atıfta bulunan Çetingüleç, o dönemde bazı bankaların ellerinde biriken devlet tahvillerini geri satmakta zorlandıkları için gecelik faizlerin 7 binlere kadar çıkaran büyük bir ekonomik kriz yaşandığını hatırlattı.

20 yıllık tahville borçlanma testi

Çetingüleç, konuştuğu ekonomi dünyası aktörlerinin bankaların 20 yıllık tahvil almaya zorlanmalarının bankacılık sektörünün aktif kalitesini olumsuz etkileyeceğini, mevcut koşulların 20 yıllık tahvil almaya uygun olmadığını vurguladıklarını belirtti. Hükümetin 20 yıllık tahvil ile kendini test etmeye hazırlandığını ifade eden Çetingüleç, eski bir Hazine yöneticisinden aldığı bilgileri de paylaştı. Türkiye'nin en son 3 yıl vadeli borçlandığı hatırlatılırken, 20 yllık borçlanmadan bahsediliyorsa Merkez Bankası'nın bir fon tahminini olduğunu kaydeden eski yönetici, "bu borç içerden alınacaksa 20 yıl boyunca parasını kullanmayacağını söyleyen birilerinin olması gerekiyor" ifadesini kullandı. Çetingüleç ise seçim öncesinde Türkiye'ye uzun vadeli borç vereceğini dışarıda veya içerde büyük fonlar bulunmuş olabileceğini aksi halde Türkiye'nin kredibilitesi açısından son derece olumsuz bir tablonun ortaya çıkacağını aktardı.