Genel

Türkiye'de alışveriş merkezleri nereden? Nereye geldi?

Multi Turkmall Yönetim Kurulu Başkanı Hans Otto Nagel, Türkiye'nin en meşhur perakende camiasıyla artık Doğu'ya açılmaları gerektiğini belirterek, 'İsterseniz hep beraber Çin'de yatırım yapalım. Türk perakende sektörünü Çin'e götürelim. Sizler bu kudrete,

Perakende Günleri kapsamında "Benzersizlik, Kalite ve Eğlence" konulu bir konuşma yapan Nagel, Türkiye'nin bugüne kadar perakendede hep çok başarılı olduğunu ifade ederek, Kapalıçarşı, Türkiye'ye has bakkallar, günümüzün çağdaş alışveriş merkezleri ve perakende ortamının her zaman için benzersiz kalite ve eğlence imkanlarına sahip olduğunu söyledi.

Nagel, Türkiye'de bu işin ilk kez 1993 yılında başladığını, Türkiye'ye getirdiği ilk yeniliğin Bauhaus olduğunu hatırlatarak, o dönemlerde finansman imkanlarının kısıtlı, yatırım ölçeğinin ise çok büyük olduğunu anlattı.

Nagel, perakende sektöründe müşteriye sunulan yeniliklerin çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Siz müşteriye ne istiyorsa onu vermeyeceksiniz.

Müşterilerinize, tüketicilere, beklentilerini aşacak bir şeyler sunacaksınız. Siz, tüketicilere, müşterilere sadece istediklerini verirseniz yeni bir şey getirmemiş olursunuz. Önemli olan müşteriye, tüketiciye, daha da ötesini sunabilmektir, istediklerini, arzu ettiklerini, hayallerini sunabilmektir. Bunu yaparsanız perakendeyi çekebilir ve başarılı sonuçlar elde edebilirsiniz" diye konuştu.

Alışveriş merkezlerini kamu alanlarına dönüştürmek istediklerini, gelecekte muhakkak doğayı da bu mekanların içine çekmek durumunda olduklarını ifade eden Nagel, amacın "eğlence mi alışveriş mi olduğu" tanımlamaların yapılması durumunda kalınacağını, bu tanımları yapmanın artık zorlaştığını belirtti.

Nagel, 1998 yılında alışveriş merkezleri doldurulamazken, bu süreçten itibaren Türkiye'nin, çok önemli bir dönemden geçtiğini ve 2001 yılı itibarıyla önemli bir döneme girdiğini ifade ederek, "Bence krizler de ders verici olmuştur. Acılı olmuştur, bizleri de etkilemiştir. Daha mütevazi davranmak, biraz daha geleceği öngörmek zorunda kaldık. Birçok dersler edindik bu krizlerden" dedi.

Türkiye'de perakende sektörünün bu dönemden "yüzünün akıyla" çıktığını belirten Nagel, perakendenin kalitesi-niteliği açısından değerlendirildiğinde, sektörün yaptığı işi çok iyi bildiğini, Avrupa'ya artık açılmaya başladığını, Rusya ve Doğu Avrupa ülkelerine girdiğini, bunların çok önemli gelişmeler olduğunu anlattı.

-"TÜRKİYE, PERAKENDEDE BİR NUMARALI ÜLKE OLMA YOLUNDA"-

Hans Otto Nagel, "Türkiye'de perakende sektörü öyle bir kıyas noktasına ulaştı ki, 10 sene evvel biz bunu düşünemezdik. Türkiye'de perakende sektörünün ve Türk perakendecilerinin bu kadar çıtayı yükselteceğini asla tahayyül edemezdik. Türkiye'de Türk perakendesi en iyi yeri hak ediyor, bizim verebileceğimiz en iyi yeri... Sonuçta yatırımcı biziz, gayrimenkul yatırımını biz yapıyoruz ve Türkiye'de perakendecilerin, perakende sektörünün en iyi yerleri hak ettiğini düşünüyorum" diye konuştu.

Yaşanan krizlerin kendilerine olayların başka yüzünü gösterdiğini, başka bir açıdan bakmalarını sağladığını, 2004 yılında da Almanya'dan bir yatırım fonunun pazara girdiğini ve Türkiye'de gelişmeleri değiştirdiğini ifade eden Nagel, konuşmasını şöyle sürdürdü: "10 yılın performans seviyesi o kadar başarılı oldu ki siz kendi

ülkenize ve bizlere, beklenilen her şeyi sundunuz. Onun için perakende sektörü olarak, beklenilmeyeni hak ediyorsunuz. Bizler, size beklenilmeyeni, tahayyül edilmeyeni sunmakla mükellefiz. Çünkü sizin bunu yapabileceğinize bizzat tanık olduk. Dolayısıyla biz, bu yarışın öncüsü olmaya devam edeceğiz. Benzersizlik, kalite ve eğlence yarışında en ön saflarda yer almaya devam edeceğiz."

Nagel, Türkiye'nin, perakende açısından "bir numaralı ülke" olma yolunda bulunduğunu vurgulayarak, "Son gelişmelerle de hep beraber bunu görmekteyiz. Yeni açılan alışveriş merkezleri de bunun en önemli göstergesi. Ancak nereye gittiğimizi de unutmayalım" dedi.

-"SİZLERLE BERABER SEYAHAT ETMEYİ ÇOK İSTERİM"-

Türkiye'nin çok kıvanç duyması gereken İpek Yolu adını verdikleri bir mirası bulunduğunu dile getiren Nagel, şunları kaydetti: "Ben şimdiden bu yoldayım. Sizlerle beraber seyahat etmeyi çok isterim. Türkiye'nin en meşhur perakende camiası ile beraber artık Doğu'ya açılmamız gerektiğini düşünüyoruz, Batı'ya değil. İsterseniz, hep beraber Çin'de yatırım yapalım. Türk perakende sektörünü Çin'e

götürelim. Çünkü en önemli gelişmeler, geleceğin en büyük pazarı, en başarılı pazarı orası olacaktır. Türkiye 10 sene evvel neredeyse, Çin de hali hazırda orada. Aynı gelişmeleri hissediyorum, biliyorum orada da yaşayacağız. sizler bu kudrete, bu güce sahipsiniz, oralara açılabilirsiniz."

"İpek Yolunun diğer tarafında neler hazırladığımızı hep beraber bir seyredelim" diyerek hazırladığı Çin fotoğraflarının gösterilmemesi üzerine Nagel, konuşmasını "Şanghay'da görüşürüz" şeklinde tamamladı.

Bu arada, konuşmasından önce Nagel'in 30. çalışma yılı şerefine iş arkadaşları tarafından hazırlanan film gösterildi.

-GÖKHAN HOTAMIŞLIGİL-

Harvard Üniversitesinden Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil de, "Değişen Bilim ve Dünya Düzeni" başlıklı konuşmasında, genetik kodun çözülmesiyle insanın yaşam haritasının karşısına çıkmaya başladığını belirterek, bilimde alınan yolun artık resmin tamamını görmeye yetecek seviyede olduğunu söyledi.

Yeni bilimin, bütün bilimlerin iç içe geçtiği durumda olduğunu belirten Hotamışlıgil, bilimin hayal edilmesi güç olanaklar sağladığını, artık 2000 yılında doğan bir kız çocuğunun 100 yaşını görme olasılığının yüzde 50'nin üzerinde bulunduğunu kaydetti.

Hotamışlıgil, dünyada yaşayan 6,2 milyar insanın sadece 1 milyarının sağlıklı bir yaşam sürdürdüğünü ifade ederek, insanların geleceğini tehdit eden hastalıklardan birinin diyabet olduğunu da vurguladı.