26 / 12 / 2024

Türkiye’deki binaların 2023'e kadar yenilenmesi gerekiyor!

Türkiye’deki binaların 2023'e kadar yenilenmesi gerekiyor!

3. Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu’nda uzmanlar, “Yaşanabilir Şehirler” için “Akıllı ve Enerjide Verimli Şehirlerin” önemine dikkat çekti. Mengüç: “Türkiye’de 6,5 milyon bina var. Bu binaların 2023 yılına kadar yenilenmesi gerekiyor.” dedi.



İki gün süren sempozyumda; yerel ve merkezi yönetim, özel sektör, uluslararası kurum ve kuruluş, üniversite, sivil toplum kuruluşlarından 40’ı aşkın uzman, “Daha Akıllı ve Enerjide Verimli Şehirlere Doğru” teması altında “Yaşanabilir Şehirler” ile ilgili önemli bilgileri katılımcılarla paylaştı. 


İlk günü panel ve oturumlarla geçen Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu'nda, kent içi ulaşımda enerji verimliliği ve iklim değişikliği, kentleri yaşanabilir kılan sürdürülebilir ulaşım çözümleri, yol güvenliği, akıllı şehirlerde inovatif ulaşım çözümleri, şehirlere finansal destekler ile bina verimliliği ve toplu taşıma odaklı gelişim masaya yatırıldı. Etkinliğin ikinci gününde ise, sürdürülebilir kentsel hareket planları, bina verimliliği ve kentsel tasarım çözümlerinin ele alındığı üç farklı odak grup toplantısı düzenlendi.


Moderatörlüğünü Marmara Belediyeler Birliği Çevre Merkezi Yöneticisi Ahmet Cihat Kahraman’ın yaptığı “Sürdürülebilir Kentsel Gelişim: Dönüşüm ve Verimlilik” konulu oturumda, WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Danışma Kurulu Üyesi ve Özyeğin Üniversitesi Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi Direktörü Prof. Dr. Pınar Mengüç, WRI Bina Verimliliği Yöneticisi Jennifer Layke ve EMBARQ Mexico Şehir Networkü Koordinatörü Gisela Mendez katılımcılar ile bilgi, deneyim ve çözüm önerilerini paylaştı.


Mengüç: “Türkiye’de 6,5 milyon bina var. Bu binaların 2023 yılına kadar yenilenmesi gerekiyor”

Konuşmasında sürdürülebilir şehirlerin ortaya çıkmasında üniversitelerin rolüne değinen WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Danışma Kurulu Üyesi ve Özyeğin Üniversitesi Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi Direktörü Prof. Dr. Pınar Mengüç, “Üniversiteler özellikle enerji açısından sürdürülebilir şehirlere önemli katılar yapmaktadır. Bir iklim değişikliği yaşıyoruz. Binaların iklim değişikliğine etkisi oldukça önemli seviyelerdedir. Örneğin sıcaklık artıkça klima kullanımı artıyor. Bu sorunların üstesinden gelmek için üniversitelerden yüksek teknolojik çözümler getirecek radikal fikirler çıkmalıdır. Üniversitede açılan araştırma merkezleri bu açıdan oldukça önemli role sahip. Bu merkezler farkındalığı ve eğitimi artırabilir. Bu sayede bilim yapabiliriz. Yeni teknolojiler üretebiliriz. Bu merkezlerde nano teknolojiden sürdürülebilir finansa kadar birçok proje üretiliyor. Ancak üniversitelerde üretilen fikir ve çözümlerin topluma ulaştırılması aşamasında sorunlar yaşanabiliyor. Bu çözümlerin topluma ulaştırılması açısından STK’lar oldukça önem kazanıyor. WRI gibi STK’lar ile çalışarak bu sorunun üstesinden gelmeye çalışıyoruz.” dedi.


“Çözümlerin topluma ulaştırılması için birleştirici bir düşünceye sahip olmamız gerekiyor” diyen Mengüç, “Psikoloji ile mühendislik ya da mimarlık ile finans bir arada çalışmalı. Örneğin, insanlara bir çözüm götüreceğimiz zaman nasıl düşündüklerini, düşünce yapılarını bilmemiz lazım. Radikal olup bildiklerimizi unutarak elde edeceğimiz yeni bilgiler ile çözümler üretmeliyiz. Türkiye’de 6,5 milyon bina var. Bu binaların 2023 yılına kadar yenilenmesi gerekiyor. Bu da ancak yüksek teknoloji sayesinde kolay ve ucuz bir şekilde yapılabilir. Birçok üniversite, STK, bakanlıklar ortak akılla hareket etmeli. Burada amaç bu işin sonunda amaç mümkün olduğunda fazla enerji tasarrufu yapabilmek.” şeklinde konuştu. 


Layke: “Her yıl 4,3 milyon kişi, konut kaynaklı kirlilikten hayatını kaybediyor”

Sürdürülebilir şehirler için binalarda dönüşüm konusu üzerinde duran WRI Bina Verimliliği Yöneticisi Jennifer Layke ise “Birçok kişi binaların statik birer yapı olduğunu düşünüyor. Ancak aslında binalar bizimle çalışıyor, bize rahat bir hayat imkânı sunuyor. Şehirlerdeki alanların yüzde 50’sini binalar oluşturuyor.” diyerek “Peki, bu binalar bize uygun ortamı sunuyor mu?” sorunu yöneltti.


Önemli olanın bu sorunun yanıtı olduğunu dile getiren Layke, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Binalarımız, enerji tüketiminden kaynaklanan sera gazı salınımının 3’te birini oluşturuyor. Şehirler büyüdükçe, yeni binalar inşa ediliyor. Sonuç olarak daha fazla enerji tüketiyorsunuz, bu da daha fazla sera emisyonu anlamına geliyor. Bina inşaatlarımızı bu şekilde sürdürmemiz durumunda 2050 yılına kadar bu emisyon iki katına çıkabilir. Binalarda bizim için uygun ortamlar yaratacak şekilde bir değişime gitmeliyiz. Yaşanabilir şehirler için binalar ile ilgili çözümler geliştirmek gerekiyor. Bunun da yolu, bina verimliliği için aksiyon ve politikalar üretmekten, binalarda yenileme için hedefler koymaktan, standartlar belirlenmekten geçiyor. Enerjide verimlik projeleri hayata geçirilmeli. Bu şekilde binalar verimli hale getirilirken temiz enerji de bölgesel bazda sağlanmalıdır. Enerji verimliliği çevremizi koruyabilir, sağlık durumumuzu iyileştirebilir. Dünyada her yıl 4,3 milyon kişi konut kaynaklı kirliliğe bağlı olarak hayatını kaybediyor.”


Mendez: “Yaşanabilir şehirler kurarak 17 trilyon dolar tasarruf elde edebiliriz”


Yeni bir iklim ekonomisi ile karşı karşıya oldukları uyarısında bulunan EMBARQ Mexico Şehir Networkü Koordinatörü Gisela Mendez, “Bunun için şehirler, arazi kullanımı ve enerji konularında değişiklikler yapmamız gerekiyor. İklim değişikliği ile mücadele için bu üç temel unsuru dikkate almalıyız. Yaşanabilir şehirler kurarak 2050 yılına kadar 17 trilyon dolar tasarruf yapabiliriz. Bu amaçla toplu taşıma ve araçlara olan talebin yönetilmesi, verimli binalar, vatandaş katılımı, kamuya açık yerlerin yönetimi gibi bir çok alanda entegre çözümler üretiyoruz.” dedi.


Açılış konuşmalarını İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, WRI Ross Sürdürülebilir Şehirler Merkezi Global Direktörü Ani Dasgupta, WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Yönetim Kurulu Başkanı A. Canan Ediboğlu ve WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Direktörü Arzu Tekir’in yaptığı sempozyumda diğer konuşmacılar ve paralel oturum üyeleri arasında OECD International Transport Forum Yöneticisi Philippe Crist, C40 Bölgeler Direktörü Simon Hansen, İETT Genel Müdürü Mümin Kahveci, WRI Bina Verimliliği Yöneticisi Jennifer Layke, WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Danışma Kurulu Üyesi ve Özyeğin Üniversitesi Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi Direktörü Prof. Dr. Pınar Mengüç, İl Bankası Genel Müdür Yardımcısı ve İstanbul Ekonomi Danışmanlık Yönetici Ortağı Sinan Ülgen gibi önemli isimler de yer aldı.



Geri Dön