Ucuz konut üretmenin formülü enerji tasarrufundan geçer!
Adnan Polat, ucuz konut üretmenin formülünü açıkladı. Polat, “Enerjide yerli kaynak üretimi artarsa, yılda 15 milyar dolarlık tasarruf yapılabilir. Bu kaynak da dar gelirliye konut yapımında kullanılabilir” dedi
Gayrimenkul, seramik sanayisi, turizm ve enerji sektöründe faaliyet gösteren Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat'la kentsel dönüşüm sürecini, yeni yatırımlarını ve enerji piyasasını konuştuk.
Piyalepaşa İstanbul projesinin temelini attınız. Nasıl gidiyor çalışmalar?
İnşaat faaliyetlerimiz devam ediyor. Arazinin uç kısmında bir miktar kalan mülkiyetlerle ilgili de çalışıyoruz.
Ne kadarlık bir alan?
Burası 92 dönüm arazi. Bu alan içerisinde 3-4 bin metrekarelik bir kısım kaldı. Bir metrekarelik arsanın 150'den fazla ortağı var. Artık bakanlık marifetiyle onlar çözülecek. Onun için gerekli prosedürleri tamamladık. Bir de yine aynı alanın üstünde yapılmış gecekondular var. Burada insanların çıkarılıp sokağa atılmalarından yana değiliz.
Ne yapmayı planlıyorsunuz?
Merkezden biraz uzakta aynı büyüklükte ev alacak şekilde kendilerine teklifte bulunuyoruz. Çoğu bunu kabul ediyor. Aralarında problem yaratan bir kesim de var. Şu ana kadar da burada binlerce insanla anlaşma yaptık. Projeyi bitirdikten sonra herkesin arkamızdan iyi şeyler söylemesini istiyoruz.
Çok uzun süredir bu projeye kafa yorduğunuzu biliyorum, hatta "15 yılımı yedi" dediniz çok sefer. Nedir en büyük sıkıntı?
Yasa yapıcılar bu kanunu çıkarırken öngörebildikleri her şeyi düşünmüşler. Ancak uygulamaya gelince insanın aklına hayaline gelmeyecek şeylerle karşılaşıyorsunuz. 20 santimetrekarelik bir hisse için 24 kişiyle pazarlığa oturuyoruz. Yani yasa burada hem kötü niyetli yatırımcıdan hak sahiplerini korumalı hem de kötü niyetli hak sahibi diye geçinenlerden de yatırımcıyı korumalı. Sayın Cumhurbaşkanımızla da bu konuları konuştuk. Tabii ki bir deneme süreci yaşanmalı. Kanun ve yönetmeliklerin yeniden düzenlenip ideal hale getirilmesi lazım. Onlar da hemfikirler bu konuda. Nitekim bakanlık bununla ilgili bir çalışma yapıyor.
Var mı sizin öneriniz?
Benim önerim şu; biz damdan düşen kişileriz. Özel sektörden birilerini de bu çalışma grubuna alın. Piyalepaşa'da biz her safhayı ilk defa yaşıyoruz. Burada bakanlık da ilk defa yaşıyor. Çözümü de beraber buluyoruz. Dolayısıyla bizim bu tecrübelerimiz bakanlığın menfaatine olur. İkincisi ilçe belediyeleri. Uygulamaları onlarla yapıyoruz. Onlardan da muhakkak ki temsilciler olması lazım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin de temsilcisi olması lazım. İdeal yasa tasarısının bir çalışma grubuyla ortaya çıkması lazım.
ENERJİDE YERLİ KAYNAK ÜRETİMİ ŞART
Enerji piyasasında durum ne?
Türkiye'de yerli kaynaklara yönelmenin şart olduğunu düşünüyorum. Yerli kaynak derken de ağırlıklı olarak güneş, rüzgar hidro jeotermal, çöp veya kömür. Bunlarla biz kendi üretimimizi karşılayabiliriz. Bence sonsuz enerji kaynağı güneş ve rüzgar olacak. Türkiye gündüz güneşten enerjisini alacak. Stoklayacak gece de kullanacak veya rüzgârdan alacak stoklayacak. Çünkü rüzgarın bir istikrarsızlığı var. Esip esmeme gibi ama stokladığınız vakit bunu kullanabilme imkânı var. İlk elektrikli araçlar çıktığı vakit otomobiller 120 -150 km gidiyordu şimdi 700- 800 km gitmeye başladılar. O daha da gelişecek çok kısa sürede şarj olup çok uzun süre kullanabileceğimiz bir elektrik stoklaması geliyor dünyaya. Bu tabii dünyayı değiştirecek. Yani ne bileyim jeneratör endüstrisi ortadan kalkacak mesela. Bunun gibi otomotiv sanayisi değişecek buna bağlı sanayinin hepsi değişecek. Türkiye'nin buna ağırlık vermesi lazım.
Yerli kaynakla ne kadarlık tasarruf öngörüyorsunuz?
Yerli kaynaklarımıza döndüğümüzde Türkiye yılda 15 milyar dolar minimum her yıl doğalgaza ödediği paradan tasarruf edebilir. O para da kentsel dönüşüme harcanabilir. Dar gelirliye yeni evler yaparak onları daha çağdaş bir ortamda yaşatma imkânı bulunabilir. Enerji Bakanlığı da bu konuda ciddi çalışmalar yapıyor. Yeni kanunlar yönetmelikler çıksın ki, yatırımlar tekrar hız kazansın.
Kentsel Dönüşüm Yasası değişirse aktif rol almayı düşünür müsünüz?
Okmeydanı, Hacıhüsrev gibi yerlerde mesela... Olabilir tabii ki. Ama bu modelle 6 bin haneyle oturup müzakere etmeye ömrümüz yetmez. Burada devletin gücünün devreye girmesi lazım. Biz müzakerelerde şunu yapıyoruz: Devletin kurmuş olduğu bir fiyat baremi var. Örneğin, 100 metrekarelik bir gecekondunun değeri 100 bin lira. Belli bir iskonto yapıyor. Varsayalım ki yüzde 40 iskonto yaptı. 'Bunun enkaz bedeli 60 bin lira' diyor: 'Siz 60 bin TL'yi ödeyin bunlar buradan çıkmak zorundalar.' Biz öyle yapmıyoruz. Yüzde 300-400 fazla teklif ederek, 250-300 bin lira veriyoruz. İşgalli bölümlerden ise bir kâr beklentimiz yok. Buna rağmen de bir kesim inanılmaz rakamlar istiyor. O zaman da bir anlaşma oluşamıyor.
Sabah/Seda Tabak