20 / 11 / 2024

Ulvi Özcan: Nitelikli arsa üretmenin zamanı gelmedi mi?

Ulvi Özcan: Nitelikli arsa üretmenin zamanı gelmedi mi?

Turyap Çengelköy Temsilciliğinden Ulvi Özcan, nitelikli arsa üretimi ile ilgili makale yazdı




Ülkemizin  temel sorunlarını sıralayacak olursak; çarpık kentleşme, köyden kente göç, gecekondu sorunu gibi konular şüphesiz ki gündemin ilk sıralarında yer alacaktır. 

Geçtiğimiz Eylül ayında Silivri, Çatalca, İkitelli ve Sarıyer'de mevsim normallerinin çok üzerinde yağan yağışlar sonucunda oluşan seller ve bu sellerin meydana getirdiği maddi manevi kayıplar tahmini rakamlarla 250-300 milyon dolar olarak ifade edildi. Ancak daha garip olan durum; Türkiye'nin ekonomik, sosyal, kültürel açıdan en gelişmiş kenti İstanbul'un havalimanına giden ana arteri İkitelli Basın Expres Yolu'nda insanların meydana gelen sel nedeniyle saatlerce yollarda mahsur kalmaları, maddi kayıplara uğramaları ve maalesef ki 30 insanımızın boğularak ölmesiyle sonuçlanan bir trajedinin yaşanmasıydı. 

Yetkililer, yaşanan üzüntülü  durum sonrasında yolun Ayamama Deresi'nin yatağına kurulmasının ve sel suyunun yatağından rahat bir şekilde denize ulaşamamasının felakete neden olduğunu, yaraların en kısa zamanda sarılacağını ifade ettiler. Ancak merak ediyorum aynı yetkililer belki de toplamı milyarlarca doları ifade eden bu binalar, bu çarpık şehirleşme oluşurken neredeydiler? Bu planlarda, bu inşaat ruhsatlarında büyük bir çoğunlukla kendi imzaları yok muydu? Bugün varsayalım ki bu binalar yıkıldı, yıkılan binaların bedelleri hepimizin malı, milli servetimiz değil mi? 

Bundan 10 yıl önce yaşadığımız ve onbinlerce insanımızın canına, milyarlarca dolarlık milli servetimizin kaybına neden olan depremle ilgili de benzer durumlar söz konusu değil miydi? Yanılmıyorsam 1984 yılında TBMM'de bir inşaat mühendisi parlamenterimiz ülkemizin deprem kuşağında bir ülke olduğunu ve belediyelerce inşaat ruhsatı verilirken parsel bazında zemin etüdünün istenmesinin ilgili mevzuata eklenmesi gerektiği tezini ileri sürmüş, zamanın Bayındırlık ve İskan Bakanı ve ilgili Komisyon Başkanı da bu önergenin reddini savunmuş ve önerge oy çokluğu ile reddedilmiştir.

Bu olaydan yaklaşık 5-6 yıl sonra yaşadığımız deprem ve sonuçları hepimizin malumudur... 

Aradan geçen bunca zaman sonra da çok şeyin değişmediğini görmek insanı gerçekten üzüyor.   

Ülkemizde kamunun elinde bulunan arsa ve arazilerin tasarrufu ve geliştirilmesi ile ilgili geniş tasarruf yetkisi Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'ndeyken, bu kurumun lağvedilmesi sonucu yetkiler de Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na devredilmiştir. Bu kurumumuz da kendisi bir müteahhit firma gibi çalışarak piyasadaki müteahhit firmalar ile rakip gibi inşaatlar yapmakta veya 3-5 tane müteahhit firmaya yaptırmaktadır. 

Oysa bu kurumumuz bu şekilde çalışacağına, bir orkestra şefi gibi davranarak  Maliye Hazinesi'nin, Vakıf  İdaresi'nin, başka kamu idarelerinin ellerindeki gayrimenkulleri maksimum verimlilik hesapları ile, modern şehircilik kriterlerinin gereğine uygun, ilgili meslek odalarının ve üniversitelerin de görüş ve desteğini alarak geliştiremez mi? İnanıyorum ki bu kurumumuzun organizatörlüğünde kamunun tasarrufundaki arazi-arsa stoku nitelikli hale getirilse ciddi bir arsa üretimi olur ve ülke bütçe açığının kapatılmasına fayda sağlar kanısındayım. 

Tabii bunu söylerken kanundan aldığı  yetkiler referansı ile Bölge Planlarını, Nazım Planlarını  ve Uygulama Planlarını yapma yetkisinin belediyelerden alınarak TOKİ'ye devredilmesini kastetmiyorum.  TOKİ  elindeki nitelikli personel ve arsa-arazi stoku ile geliştirme işlemini ilgili mevzuatlar çerçevesinde hazırlamalı, belediyelerin ilgili teknik birimlerine sunmalı ve nihayetinde belediye meclislerinin onayından geçerek yürürlüğe girmesi için çaba harcamalıdır.  

Eğer ki nitelikli arsa üretimini becerebilirsek ciddi bir gayrimenkul envanterinin oluşması, şehirdeki arsa payları metrekare birim fiyatlarının düşmesi, dolayısı ile konut fiyatlarının düşmesi kaçınılmaz olacağı gibi, ciddi bir afet önleme planı da yapılmış olacaktır.  

Başımıza daha büyük felaketler gelmeden, bilimin fenin ışığında, çağdaş batı ülkelerindeki örnek şehircilik uygulamaları dikkatle araştırılmalıdır. Siyasi polemiklerden uzak kent planlamaları yapabildiğimiz takdirde gelecek nesillerimize güzel bir ülke, güzel kentler bırakmamız mümkün olabilecektir. 

Emlak Danışmanı

Ulvi Özcan


Geri Dön