22 / 11 / 2024
fuzul

Unilever'in Sürdürülebilir Yaşam Planı ile 10 milyon TL tasarruf sağlandı!

Unilever'in Sürdürülebilir Yaşam Planı ile 10 milyon TL tasarruf sağlandı!

Unilever'in 'Sürdürülebilir Yaşam Planı' ile 10 milyon TL tasarruf sağlandı. Unilever 2008 ile 2012 yılları arasında, üretimden kaynaklanan sera gazı salımını yaklaşık üçte bir oranında azalttı ve üretim atıklarını yarıya indirdi





Unilever'in sürdürülebilirlikyakalaşımı, geleceğe dair olumlu sonuçlar veriyor. Luigi'nin yorumları şöyle: 


“Unilever 2008 ile 2012 yılları arasında, üretimden kaynaklanan sera gazı salımını yaklaşık üçte bir oranında azalttı ve üretim atıklarını yarıya indirdi. Unilever’in tüm dünyadaki üretim tesislerinin yüzde 75’inden fazlası katı atık alanlarına sıfır tehlikesiz atık göndermeyi başardı ve 2015 yılına kadar bunu tüm fabrikalarımızda gerçekleştirmeyi hedefl iyoruz. 


Sabunun yaygın kullanımı ve doğru el yıkama alışkanlıkları ile ilgili yapılan iletişim çalışmaları sayesinde; ishalin yol açtığı hastalık ve kayıpların azaltılması, güvenli içme suyu sağlanması gibi kampanyalarla 224 milyon kişiye ulaşıldı. 


Tarımsal hammaddelerin yüzde 100’ünü sürdürülebilir şekilde tedarik etme hedefinde yolu neredeyse yarıladık. Unilever, özellikle palm yağı, şeker, kakao, sebzeler ve ayçiçeği yağında sağlanan ilerlemelerle birlikte, tarımsal hammaddelerinin yüzde 48’ini sürdürülebilir kaynaklardan tedarik ediyor. 


Global olarak amacımız; 2020 yılına kadar, tüm dünyadaki lojistik ağımızın CO2 salımını, üretim hacminin artmasına karşın 2010 seviyesinde ya da daha düşük olmasını sağlamak. Bu da CO2 verimliliğinde yüzde 40 oranında bir artışı ifade ediyor. Bu hedefe, kamyonların kat ettiği yolu azaltarak, daha düşük salınımlı araçlar kullanarak, demiryolu ya da denizyolu gibi alternatif ulaşım biçimlerini devreye sokarak ve depolarımızdaki enerji verimliliğini artırarak ulaşacağız. 


Tüketicileri daha az su ve enerji kullanmaya teşvik etmek gibi davranış değişikliğine ihtiyaç duyulan alanlarda hala büyük zorluklar var. Bu tür davranış değişikliklerini teşvik etmesi için yenilikçi ürünler geliştiriyoruz. Örneğin; ön yıkama ihtiyacını ortadan kaldıran ve düşük sıcaklıklarda da etkili olan OMO Sıvı deterjanlar, bir evin günlük enerji tasarrufunu yüzde 20 oranında azaltabiliyor. Bir yıl boyunca Konsantre OMO kullanıldığında, yaklaşık 400 bin çam ağacının temizlediği kadar karbon etkinliğinin sağlandığını belirtebiliriz." 


Türkiye’de sıfır atık hedefimize şimdiden ulaştık 


Pier Luigi, “Sadece Türkiye’de, sürdürülebilir iş modelimizin bir sonucu olarak 2010-2012 yılları arasında tedarik zincirindeki faaliyetlerimiz sayesinde 10 milyon TL tasarruf sağladık” diyor. “Sürdürülebilir büyümenin, kabul edilebilir tek büyüme modeli olduğuna inanıyoruz. Türkiye’de ileriyi görebilen şirketlerin bu durumun bilincindeler" yorumunu yapan Luigi, “Unilever olarak Türkiye’deki üretim tesislerimizin 2015 yılına kadar katı atık alanlarına sıfır atık gönderme hedefine şimdiden ulaştık. Aslında bu hedefe 2013 yılında ulaşmıştık. Su geri kazanım projeleri ile, Gebze ve Algida fabrikalarında sadece bir yıl içinde üretim tonu başına yüzde 14 su tasarrufu sağladık” diyor.


Türk çayının geleceği tehdit altında


“Markalarımız, Türkiye’de sürdürülebilirlik gündemini belirliyor” diyen Pier Luigi, şu bilgileri veriyor: “Bunun en iyi örneklerinden biri Lipton. Bugün, Türk çayının geleceği tehdit altında. Çay, Karadeniz bölgesinde yaşayan bir milyon kişinin geçim kaynağını oluşturuyor, ancak hem iklim değişikliği hem de haşere ilaçları ve gübrelerin hatalı kullanımı nedeniyle büyük bir risk altında bulunuyor. Lipton, Yağmur Ormanları Birliği (Rainforest Alliance) ile işbirliği yaparak, Türk çayının gelecek nesillere aktarılması için çalışıyor. Hep birlikte, çayın sosyal, ekonomik ve çevresel etkilerini geliştirmeye yönelik çeşitli önlemler aldık. 2015 yılına kadar Türkiye’deki fabrikalarda üretilen tüm çayın Yağmur Ormanları Birliği onayı almasını hedefl iyoruz. Türkiye’de Lipton, çayın hem üretildiği hem de tüketildiği ve Yağmur Ormanları Birliği’nin simgesi olan ‘yeşil kurbağa’ mührünü taşıyan ilk ve tek ülke. Bu da, sürdürülebilirlik açısından başka kuruluşlarla nasıl başarılı işbirlikleri yapabildiğimizin güzel bir örneği. Bu projede, küçük ölçekli çiftçilerin birbirleriyle iletişimde kalmasını sağlayan bir teknoloji geliştirilmesi için Vodafone ile işbirliği yaptık ve 2013 yılında hem Unilever hem de Vodafone bu çabaları için Ethical Corporation (Etik Kuruluş) ödülüne layık görüldü.”



Dünya


Geri Dön