Yabancı gemiler, Kanal İstanbul'a neden daha fazla ödesin?
Eski Denizcilikten Sorumlu Devlet Bakanı İbrahim Tez, Kanal İstanbul projesi hakkında "Montrö nedeniyle serbest geçiş hakkı olan yabancı gemiler neden ve nasıl daha fazla ücret ödeyecekleri kanala yönlendirilecekler?" dedi...
BirGün gazetesi yazarı Fikri Sağlar, bugünkü yazısında önceki Denizcilikten Sorumlu Devlet Bakanı İbrahim Tez'in Kanal İstanbul hakkında yazdığı mektubu aktardı...
AKP Genel Başkanı “İsteseniz de istemeseniz de yapacağım” sözü üzerine halef selef olduğumuz, önceki Denizcilikten Sorumlu Devlet Bakanı’mız İbrahim Tez’in devlet adamı ciddiyetiyle kaleme aldığı bir mektubu özetle paylaşmak istiyorum.
***
Sevgili Bakan’ım;
Kanal İstanbul projesi gibi büyük projeler çağdaş ve demokratik ülkelerde bir kişinin ısrarı ile yapılmazlar.
Böylesi projelerin ekonomik büyüklüklerinin yanında, uluslararası hukuk, küresel ticaret, savaş ve afet zamanı tedbirleri, ekolojik dengenin korunması, nüfus hareketleri gibi çok yönlü boyutları ve etkileri olur.
Kamuoyunda açık ve şeffaf bir şekilde tartışılmadan bu proje gerçekleşmemelidir... Aklın ve bilimin dayatması olan bu çağdaş ve demokratik yöntem, ne yazık ki tüm AKP uygulamalarında olduğu gibi Kanal İstanbul projesinde de uygulanmamaktadır. Çok açık bir şekilde görüldüğü gibi projenin sahibi de, yöneticisi de, ısrarcısı da, taraftarı da sadece Sayın Cumhurbaşkanı’dır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bu konudaki net görüşlerine önem verilmediği görülüyor. ÇED raporu adeta bir komedi manzumesidir!
Böylesi bir uluslararası su geçiş yolu ile ilgili Dış İşleri Bakanlığı’mızın görüşü nedir?
Halen geçerli olan Montrö Sözleşmesi ne olacaktır?
Savaş gemilerinin geçişlerini ve Trakya’nın korunmasını ilgilendiren böyle bir projede Genel Kurmay’ın, Deniz Kuvvetleri’nin bir hazırlığı var mıdır?
Korkuyla beklediğimiz olası bir İstanbul depreminde adaya dönüşecek bölgede kalacak milyonlarca insanımıza yardım götürme konusunda Kızılay’ın, AFAD’ın bir etüdü var mıdır? İstanbul Teknik Üniversitesi’nin görüşü nedir?
Deniz Ticaret Odası, Gemi Mühendisleri Odası, çevreci sivil toplum kuruluşları ne düşünmektedir? Bilinmiyor! Maalesef bugünkü devlet yönetiminde, bir kişinin dışında kimsenin hükmü yoktur…
Yine de sesi çıkan birkaç bilim ve basın insanı, az sayıda kurum ile duyarlı İstanbullular, İstanbul’un korunması, çevre felaketinin yaşanmaması, verimli yurt topraklarının ranta, betona peşkeş çekilmemesi, 1936’da genç Cumhuriyet’in elde ettiği Montrö Sözleşmesi’yle elde ettiğimiz haklarımızın tartışılarak ulusal menfaatlerimizin riske atılmaması için, çaba harcamaktadır. Montrö nedeniyle serbest geçiş hakkı olan yabancı gemiler neden ve nasıl daha fazla ücret ödeyecekleri kanala yönlendirileceklerdir?
Yabancı gemiler, dünyadaki örneklerin aksine yolu da kısaltmayan bu alternatif için neden daha fazla para ödesinler? Bu soruların mantıklı yanıtı yoktur.
O zaman, Trakya’nın verimli tarım topraklarını, göllerin ekolojisini, İstanbul’un temiz su kaynaklarını, 20 milyon insanımızın depremde hayatını, Trakya bölgemizin savaş zamanı korunmasını, sadece ve sadece yabancılara su kenarında milyonlarca dolarlık ev yapıp satmak ve yine yeniden yandaş müteahhitleri zengin etmek için mi tehlikeye atıyoruz?
Ülkemizin denizcilik ile ilgili politika ve menfaatlerinin tek bir elden yürütülmesi sağlayan 49. Hükümet’te kurulan Başbakanlığa bağlı Denizcilik Müsteşarlığı, 2011 yılında AKP hükümeti tarafından kaldırılmış ve denizcilik konuları yeniden dağınık ve küçük birimler hâlinde farklı Bakanlıklara dağıtılmıştır. Bu nedenle artık Türkiye’nin bütüncül ve kapsamlı bir denizcilik politikası yoktur. Son 17 yılda devletin her biriminde yaşanan erime ve çözülme denizcilikte de tecelli etmiştir. Bugün yabancı gemileri kanala yöneltmek için ileri sürülen tek neden boğazlardaki gemi kazalarıdır. Oysa 49. ve 50. Hükümetlerimizin döneminde İstanbul’un güvenliği için “Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğü” ve “Gemi Trafik Ayrım Şemaları” hazırlanmış ve Birleşmiş Milletler Denizcilik Örgütü İMO’dan geçirilmiştir. 1994’ten beri başarıyla uygulanan tüzük nedeniyle kazalar minimum düzeye inmiştir...
Sonuç; Türkiye için Kanal İstanbul gereksiz bir projedir.
Sevgiyle.
***
Denizcilikten sorumlu Devlet Bakanlığını ben de yaptım. Boğazlar meselesini iyi bilenlerden biriyim. Aklı olan herkesin karşı çıktığı bu proje sadece ABD’nin işine yarayacaktır. Çünkü Montrö nedeniyle savaş gemilerinin giremediği tek deniz olan Karadeniz’e ABD, Kanal İstanbul sayesinde yerleşme imkânı bulacaktır...
Kanal İstanbul'la Türkiye Montrö’yle elde ettiği hâkimiyeti kaybeder mi?
Kanal İstanbul Türkiye ve dünya için kazanç mı, kayıp mı?