Yargıtay, 2 yıl inşaat gürültüsüne 22 bin lira tazminatı çok buldu!
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bir yüklenici firmanın yaptığı inşaattan kaynaklanan gürültüden rahatsız olan kişiye 22 bin 500 liralık manevi tazminat ödenmesine hükmeden yerel mahkeme kararını bozdu
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bir yüklenici firmanın yaptığı inşaattan kaynaklanan gürültüden rahatsız olan kişiye 22 bin 500 liralık manevi tazminat ödenmesine hükmeden yerel mahkeme kararını bozdu.
Ankara Büyükşehir Belediyesinin sahibi olduğu arsa üzerinde yüklenici firmaya yaptırdığı inşaatın gece-gündüz devam etmesi nedeniyle, arsanın yakınında oturan ve gürültüden rahatsız olan kişi, şirketin gece çalışmalarının durdurulması için belediyeye müracaat etti.
Gürültünün azalmaması ve gece çalışmalarının devam etmesi üzerine, eşi ve çocuklarıyla evde uyuyamaz, birbirlerinin seslerini dahi duyamaz, kapı pencere açamaz hale geldiklerini, iş, okul ve özel hayatlarının olumsuz etkilendiğini savunan kişi, kendisi için 25 bin, eşi için 15 bin ve kızı için 10 bin lira manevi tazminat istemiyle belediye ve inşaat şirketine dava açtı.
Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi, davayı kısmen kabul ederek, her davacı için 7 bin 500 lira olmak üzere toplam 22 bin 500 liranın davalı belediye ve inşaat şirketi tarafından tahsiline hükmetti.
Mahkemenin gerekçesinde, yapılan inşaat nedeniyle yakın komşularda rahatsızlık olmasının doğal olduğu, Türk Medeni Kanunu'nun komşu hakkına ilişkin maddelerinde taşınmazın kullanma biçimi amacıyla yerel geleneklerin öngördüğü sınırlar içinde kalan davranışları komşunun hoş karşılayıp katlanacağı, bu sınırı aşan davranışların ise hukuken korunamayacağının belirtildiği hatırlatıldı.
Olayda toplanan delillere göre davalıların bu sınırları aştığının açıkça anlaşıldığı ifade edilen gerekçede, davalıların, uzun süre gürültü ve kontrol yönetmeliğinde öngörülen sınırların üzerinde ses çıkaran iş makinalarıyla çalışma yaptıkları anlatıldı.
Gerekçede, "Davacının oturduğu evdeki huzur ve sükun bozulmuş, sinir sistemindeki dengeleri sarsılmış, bunun sonucu davacıların kişilik değerleri içinde yer alması gereken ruh bütünlüğü de bozulduğundan, kişilik haklarına zarar verildiği kabul edilmiştir. Davalı belediye, kendilerinin işveren, diğer davacının yüklenici olduğunu belirterek, sorumlu olmadıklarını savunmuşsa da yüklenicinin haksız fiilinden işveren de sorumlu olduğundan bu savunmaya itibar edilmemiştir" denildi.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, tazminat miktarını fazla bularak, daha az manevi tazminat takdir edilmek üzere yerel mahkemenin kararını bozdu.
Daire kararında, tazminat miktarının, elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olması gerektiğini belirtti.
Yerel mahkeme, "Bir kimseye '2 sene gürültüye tahammül et' demek hak ve adalet duygusunu zedeler" gerekçesiyle ilk kararında direndi.
Direnme kararının da temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun gündemine geldi. Kurul, direnme kararını oy çokluğuyla bozdu.
AA