Yeşil çatı uygulamalarını destekliyoruz!
Bitkilendirilmiş çatıların çevre duyarlılığı konusunda iyi bir örnek oluşturduğunu söyleyen ÇATIDER Başkanı M. Nazım Yavuz, “Yeşil çatı uygulamalarını destekliyoruz” dedi.
Çatı Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ÇATIDER) Başkanı M. Nazım Yavuz dünyada ve Türkiye’de sayıları artmaya başlayan ‘bitkilendirilmiş çatı’ uygulamalarının, çevre duyarlılığı konusunda çok iyi bir örnek oluşturduğunu belirterek, “Bitkilendirilmiş çatılar, yeşil inşaat uygulamalarının en önemli unsurları arasında yer alıyor. İNdergi’nin haberine göre, ÇATIDER olarak, Türkiye’de yeşil çatı uygulamalarının artmasını destekliyoruz” diyor. Çatıder üyelerinin bu konuda çok başarılı örnekleri hayata geçirdiğine dikkat çeken Yavuz, şunları söyledi: “Bugün Türkiye’de yaklaşık 600 bin metrekare yeşil çatı uygulaması var ve bu miktar hızla artıyor. Bitkilendirilmiş çatı uygulamaları, küresel ısınma ve enerji kaynaklarının hızla tükenmesine karşı örnek bir çözüm oluşturuyor. Oksijen üretimini artırırken, ısı adalarının ve yağış suyu taşkınlarının azalmasını sağlıyor. Ayrıca enerji tasarrufu, yalıtım ömrünü uzatma ve ses yalıtımı gibi faydaları da var. Yeşil çatı uygulamalarının artmasıyla, doğal ortam koşullarına sahip kentler oluşacak” Avrupa’da birçok şehirde yeni ve renovasyon yapılan yapılarda yeşil çatı yapımının teşvik edildiğini anlatan Nazım Yavuz, “Özellikle Hollanda’da 500 metrekare üzerinde renovasyon yapılan yapılarda yeşil çatı yapımı özendiriliyor. ÇATIDER olarak yeşil çatı uygulamalarında kamuoyunu bilgilendirmek, gerektiğinde danışman olarak bu konuda uzman olan üyelerimize yönlendirmek ve yeşil çatıların yayılmasını sağlamayı görev olarak görüyoruz” diye konuşuyor.
Bitkilendirilmiş çatı olarak bilinen en eski yapının MÖ.500, bazı kaynaklara göre MÖ.800 yılında yapılmış olan Babil’in Asma Bahçeleri olduğunu hatırlatan Yavuz, Roma İmparatorluğu döneminde bitkilendirilmiş çatılar ve sundurmaların kişinin statüsünü gösteren bir değer olarak algılandığını dile getiriyor. 20. yüzyılın başlarında özellikle yüksek binaların çatılarının teras çatı olarak planlandığını ve bu alanların değerlendirilmesi amacı ile bitkilendirilmiş çatıların ön plana çıktığını anlatan Yavuz, şöyle devam ediyor:"“Bugün Almanya ve Hollanda’da bitkilendirilmiş çatı yapımı yerel yönetimlerce desteklenmektedir. Yeşil çatı pazarı, ülkemizde hızla büyüyen bir ivmeye sahip. 2005 yılında 10 bin metrekarelerde olan yeşil çatı uygulamaları, 2013 yılına gelindiğinde 300 bin metrekareye ulaştı. 2014 yılında ise 500 bin metrekareye yakın yeşil çatı uygulaması yapıldı. Geçtiğimiz yıl pazarın büyüklüğü 8 milyon Euro’ya ulaştı. 2015 yılında yeşil çatı pazarının 10 milyon euroluk bir satış hacmine ulaşacağı tahmin ediliyor.”
Türkiye’de yaklaşık 7 milyon yalıtımsız çatı bulunduğunu hatırlatan ÇATIDER Başkanı Yavuz, standartlara uygun olmayan çatılar nedeniyle Türkiye’nin son 10 yılda yaklaşık 26 milyar TL’yi boşa harcadığını öne sürüyor. Aynı nedenle doğal kaynakların hızla tükenmesine ve çevreye zarar verilmesine yol açıldığını kaydeden Yavuz, “Bugün toplam enerjinin yüzde 35’i konutlar ve ticari binalarda tüketiliyor. 2002-2012 yılları arasında bu binaların tükettiği enerji yaklaşık yüzde 70 oranında arttı. Türkiye, enerji kaynakları için komşu ülkelere yüklü ödemeler yapıyor. Çatılarda yapılan yenileme, aktarma ve tamirat çalışmaları yıllık 5 milyon metrekare, parasal büyüklüğü ise yaklaşık 1,2 milyon dolar seviyesine ulaştı” diyor.
Yavuz, yalıtım ve tadilat için yapılan harcamanın, sağlanan enerji tasarrufu sayesinde ortalama iki ile üç yıl içinde amorti edilebildiğini söylüyor. Yalıtım uygulamasının bölgelere ve farklı ihtiyaçlara göre değişkenlik gösterdiğini ifade eden Yavuz, şunları söylüyor: “Yalıtım yapılırken yalıtım malzemesi, aksesuarlar, yan ürünler, bağlantı elemanları, emniyet tedbirleri, iskele, işçilik gibi giderler zaten yapılır. Yalıtım malzemesinin kalınlığının artırılması malzeme fiyatı dışında diğer giderleri etkilemez. Yalıtım malzemesi kalınlık farkı parasal olarak tüm giderler içinde çok küçük bir oranda kalacağı için doğru kalınlıkta yalıtım malzemesi kullanmak akıllıca olacaktır. Tüketiciler, merpen altı ürünlerden kaçınıp, sertifikalı, CE belgeli ürünleri tercih etmeli ve uygulamaları uzman kişilere yaptırmalıdır. Böylece tüketicilerin parası çöpe gitmemiş olur.”