Yılmaz Ulusoy Holding, Sümerbank binasına butik otel yapacak!
Yılmaz Ulusoy: Butik Otel hem ticaret hem sanat. Allah nasip etti, Sümerbankın binasını aldık. Oraya yapıyoruz. Bitecek yakında. 41 oda, 82 yataklı bir butik otel. Ultra lüks olacak. Mimar Han Tümertekinle çalışıyoruz...
50 yıllık ortaklıklarını bitiren Ulusoy kardeşlerden Yılmaz Ulusoy, oğlu ile birlikte turizm, denizcilik ve enerji sektörlerinde faaliyet gösteriyor. İstanbulda butik otel kurma planları yapan Ulusoy, denizcilik ve enerjide de yatırımlarını hızlandırıyor. 30 milyon dolarlık hidroelektrik santral (HES) projesi için 11 aydır çalışan Ulusoy, HESlerin doğayı katletmeden, en ince detayların hesaplanarak hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Yılmaz Ulusoy, son dönemin tartışma konusu nükleer santrale ise Enerjide belirsizlik var. Rüzgarda da suda da sorun var. Enerji konusunda yeni düzenlemeler gerekiyor. Ben nükleere kesinlikle hayır diyorum. Türkiye yapmamalı. Herkes laf yuvarlıyor. Hiç gerek yok, yaşananlar ortada diyerek net bir şekilde karşı çıktı.
Yılmaz Ulusoy Holdingin Leventteki merkezinde buluştuk Yılmaz Ulusoyla. Yabancı konukları ve oğlu Mehmet Yılmaz Ulusoy da yanındaydı. Yılmaz Ulusoy 70 yaşında. Ve yaşını hiç göstermiyor. Yediğine içtiğine çok dikkat ediyor. Kendine özen gösterdiği her halinden belli. Biz daha röportaja başlamadan bir fotoğrafçısı fotoğraflarımızı çekiyor. Fotoğraflar 15 dakika sonra basılıp önümüze konuluyor, şaşırıyorum. Yılmaz Ulusoy Holdingte adet buymuş. Çevresi çok kalabalık Yılmaz Ulusoyun asistanlar, sekreterler sürekli etrafımızda dönüyor.
Trabzon doğumlu Ulusoyun 2 kızı, bir oğlu ve 4 torunu var. Hatırlatmakta yarar var, Ulusoy kardeşler 50 yıllık ortaklıklarını bitirdiler. 2008den beri Yılmaz Ulusoy, oğlu Mehmet Yılmaz Ulusoy ile birlikte turizm, denizcilik, enerji sektörlerinde faaliyet gösteriyor.
Turizm sektörüyle başlamak istiyorum. Aileniz ve siz bu konuda çok deneyimlisiniz. Siz artık oğlunuzla birlikte kardeşlerinizden ayrı yol alıyorsunuz. Turizmde büyümeye devam edecek misiniz
1961 yılından beri turizm sektörünün içindeyiz. Yalnızca acenta sahibi ya da otel sahibi değiliz. Malum turizm 4 ayaklı bir sektör. Tur operatörlüğü, acente, ulaşım ve tesis. Hepsi var bizde. Son yıllarda hep deniz, kum, güneşin hakim olduğu tesisler yapmıştık. Ben artık buna devamı düşünmüyorum.
2 oteliniz var değil mi
1.520 yatağımız, iki tesisimiz var. Ben şunu düşünüyorum. Ülkede otel çok. Bizim bir Kemerde bir de İncekumda otelimiz var. Bir süredir İstanbulda butik otel yapma hevesindeyiz.
Ultra lüks otel yapıyoruz
Yakında bitecek değil mi
Butik Otel hem ticaret hem sanat. Allah nasip etti, Sümerbankın binasını aldık. Oraya yapıyoruz. Bitecek yakında. 41 oda, 82 yataklı bir butik otel. Ultra lüks olacak. Mimar Han Tümertekinle çalışıyoruz. Biliyorsun kendisi Ağa Han Mimarlık Ödüllü. Kendisi çok başarılı bir mimar...Karaköyden başlayıp Beyoğluna kadar 2-3 otel yapmak istiyorum.
7+1 yıldızlı bir otelolacak değil mi
Evet. Çok özen gösterdik. İstanbula yakışır, dünyada da adından söz ettirecek bir otel olacak.
Diğer otelleri nerede hayata geçirmeyi planlıyorsunuz
Tarihi yarımada içinde kalmak istiyorum. Karaköyde, Eminönünde tarih yatıyor. O tarihi doku içinde bir iki butik otel yapmak istiyorum.
Tatil beldelerinden vazgeçtiniz, neden
Deniz, kum ve güneş 12 aya yayılmadıkça başarılı olamayız. Tarih turizminden, sağlık turizmine, gemi turizmine yaymadıkça ülke olarak turizmde başarılı değiliz. Bir yere varamayız sadece deniz ve kumla. Bunu uzun zamandır görüyordum. İstanbulda da ihtiyaç fazla. Ayrıca ülkemize ne yazık ki ucuz turist geliyor. Şimdiye kadar böyle oldu.
Türkiye ucuz turizm ülkesi yorumuna bazı turizmciler sert karşılık veriyor...
Türkiyenin sınıf atlaması lazım...Türkiye turizm olayını milli dava olarak görmeli. Devletle sektör sırt sırta vermeli. Yoksa biz bu kafayla turizmle devam edemeyiz. Turizm çok hassas bir sektör. Türkiyede çok hassas bir bölgede.
Son yaşanan olaylar yani sahte içki olayları, insanların hayatlarını kaybetmesine neden oldu. Sorun bir değil... Turisti kaçırtacak her şeyi de yapıyoruz...
Katılıyorum bu söylediklerinize, kaçak ve sahte içki işini yapanlara bakın. Sportmen kimliği olan kişiler çıktı altından.
Hidroelektrik santralleri (HES) yapıyorsunuz... HESlerle ilgili tartışma büyük. Doğa katliamı yapılıyor diyenlerle, HES yapılmadan Türkiyenin enerji açığı karşılanamaz diyenler karşı karşıya... Siz Trabzon çocuğusunuz, Turizm tesisi yaparken ağaç kesmedim dediniz biraz önce... HES yatırımınız sizin başınızı ağrıtmadı mı
Enerji konusunda ataklarımız var. Türkiyenin enerji açığı var. Türkiye enerjide yüzde 93 dışarı bağımlı. Bence bu korkunç bir rakam. Bu değişmeli. Ama ne yazık ki bu konuda kafalar çok karışık. Ben de yapıyorum tesis. 11 aydır yapıyoruz. 13 ayda bitireceğiz. Bu işi iyi yapan çok az. HES konusunda çok hatalar var. Biz dersimize bu konuda çok çalıştık.
HES olmazsa olmaz mı
HESe ihtiyaç var. Ama yapacaksanız iyi yapmalısınız. Bizim insanımız İstemeyiz diyor, niye Haklı oldukları taraflar var. Bunu görmemek mümkün değil. Eğer siz turizmde yaptığınız gibi doğayı bozuyorsanız hiç yapmayın. Bir şeritte iş yapmalısınız, yapıp gidiyorlar, hafriyatı ortada bırakıyorlar, doğayı katlediyorlar. 1.700 metrede Zigana Dağında tesis yaptık, biz sıkıntı çekmedik.
Denetimlerde de büyük sıkıntı var... İzni iptal edilen firmalar bir süre sonra yeniden aynı şekilde devam ediyor...
Denetimler çok eksik. Bu konuda haklısınız. Herkes Ben bilirim diyor, ben bundan çok korkarım. Ben bu konuyu çok araştırdım. HES konusu hassas. Ben yöre insanıyla, devletle yaptığım işi hamur haline getirmeliyim. 4-5 kere durdurulan tesisi var, sonra yine yapılıyor. Enerji yatırımı böyle yapılmaz. Araştırma yapmadan lisans alıyorlar. Suya bakmıyolar. Ben 3 dikiş yaptırdım. Uluslararası mahkemelerin kabul ettiği raporlama şirketleri var, ben onlara bile güvenmedim. Çok çalıştım bu konuda. HES yapılacak dendi, herkes o işe koştu ama bilmeden koştu. 2.5 sene tetkik ettim, 11 aydır çalışıyoruz. 30 milyon dolarlık bir tesis yapıyoruz. 39 milyon kilowattlık bir üretim olacak.
Güneş enerjisine de gircek misiniz
Enerjide belirsizlik var. Rüzgarda da suda da sorun var. Enerji konusunda yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Yakında güneş enerjisi çıkacak, biz bu konuda da çalışıyoruz. Biz Konyada bir yer baktık, daha bu işin 10 yılı var.
Türkiyede nükleer enerji santrali sizce yapılmalı mı
Nükleere kesinlikle hayır diyorum. Türkiye yapmamalı. Yaşananlar ortada. Herkes laf yuvarlıyor. Hiç gerek yok.
Neredeyse turist gelsin diye üste para verilecek
Siz İstanbulda yatırım yapıyorsunuz, kongre turizmi açısından İstanbul gelecek vaadediyor diye düşünüyor musunuz
Turizm pastasının 3te biri kongre turizmi. Maalesef biz ileri adım atamadık. İleri vadede akitler söz konusu oluyor kongre turizminde. Bir iki yıllık plan yapamazsınız kongre turizminde. 2020 yılında bilmem ne kongresinin nerede yapılacağı belli. Biz Glin diyoruz, ne olursa olsun gelin. Tesisler eskiyor neredeyse gelsinler diye biz üstlerine para vereceğiz. Her şey dahil sisteminin bu yüzden kalkması lazım. Çok iyi tesisler ucuza müşteri alıyor.
İspanyada da her şey dahil sistem vardı, onlar da çok yol aldı, fakat çok çeşitlendirdiler turizmi. İspanya şimdilerde bazı bölgelerde çıktı her şey dahil sistemden...
Aslında her şey dahil sistemi İspanya dert etti dünyanın başına. 2007den beri yavaş yavaş kaldırıyorlar. Türkiyede de Bir anda kaldırdım derseniz kimse gelmez ama kademeli kalkabilir. Türkiyenin çok renkli bir çoğrafi konumu var. Türkiye cennet ama Türkiyenin planlı hareket etmesi lazım. Turizm sektöründe organize olunamıyor. Uzun vadeli plan yapılamıyor.
Çeşmeye liman yapıyoruz, gemi sayımız 9dan 14e çıkacak
Kruvaziyer turizminde de yeni adımlar var. Siz de Çeşmede liman yapıyorsunuz. Büyük gemileri Çeşmeye getirmeyi başarabilecek miyiz
Kruvaziyer turizmi genel turizm içinde yok denecek kadar az. Ben o oranı baz almıyorum. 27 milyon turist geliyor Türkiyeye. Parise 35 milyon kişi geliyor, 20 milyon kişi yalnızca Eyfel Kulesine çıkıyor. İtalyaya 70 milyon turist gidiyor, 80 milyar dolar turizm geliri var.
Liman yapıyorsunuz...
Evet, Çeşmede liman yapıyoruz. 12 milyon dolarlık bir yatırım. Çeşmeye 3 sene sonra 100 gemi getirsek Çeşmenin çehresi değişir. 3 bin kişi gelse Çeşmeye bir gemiden Çeşmede nasıl bir değişim olur. Umarım 2013te bu konu hallolacak.
Sizin uluslararsı sularda gemileriniz var. Gemicilikte büyüme planlarınız vardı... Büyük kriz oldu. 2008 krizi de çok etkiledi. Sizin planlarınız değişti mi
9 gemisi var Ulusoy Gemicilikin. Yakında 14 olacak. Biz ayrıldıktan sonra turizm, gemicilik ve enerjiye ağırlık verdik. 2 yeni gemiyi suya indirdik Çinde. Gemilerin isimlerini de eşim Serap verdi. Yakında 3üncü ve 4üncü gemiyi de indireceğiz. Eğer iyi bir fizibileteniz yoksa iyi bir organizasyonunuz yoksa başaramazsınız. Kriz de sizi bitirir. İyi, sağlam kişilerle iş yapacaksınız. İş başarmak, dost kazanmak, söz söylemek bir sanattır. Denizde kapitalimiz de tecrübemiz de var. Gemicilik her 10 senede bir düşer kalkar. Kriz vardı ve devam ediyor. Ben krizin geleceğini öngörmüştüm. Düşündüklerim de çıktı. 2008 öncesinde de söylemiştim, dünya krizin eşiğinde dedim. Denizcilikte yatırım yapacağız. Gelecek var bu sektörde...
HER SABAH 45 DAKİKA HORON TEPERİM
Yılmaz Ulusoy, günlük hayatı, hobileri ve özel hayatıyla ilgili şunları söyledi:
- Ülkem, evim ve eşim hayatta en önem verdiğim şeyler. Ülkem önemli, evimde huzur olmalı, eşimle mutlu olmalıyım. Bizim evde her pazar 12.30 ile 14.30 arasında evde toplanılır. Aile bireylerinin tümü gelir. Yılda iki kez uzun tatil yaparım, o tatilleri de eşimle yaparım.
- Her sabah 07.00de kalkıyorum. 45 dakika horon yapıyorum. O da spor. Bir ara horon tepemiyordum, 40 dakika yürüyordum. Allaha şükür şimdi horon tepiyorum.
- Evlerimiz, kızlarımın, oğlumun evleri yanyana. Sabahları bana geliyor torunlar. Bir saat torunlarla geçiriyorum. Güne mutlu başlıyorum. Torunlar büyük enerji veriyor. Ev, iş ve ülke değerlerinizi taşımalısınız. Ben zamanımın yüzde 51ini vatandaş için harcarım. Vatandaş için çalışırım. Sevmek ve vermek şu dünyadaki en önemli şey. Başını yastığa koyduğunuzda insanlık için ne yaptım diye soracaksınız.
- Ben sağlığım bozulmasın diye içki içmiyorum. Dikkat ediyorum yediklerime. Giydiklerimi de 42 yıldır eşim seçer. Sabah kalktığımda eşim ne giyeceğimi hazır etmiş olur.
Vatan/Elif Ergu