Zorunlu deprem sigortasında doğru bilinen yanlışlar neler?
30 Ekim'de İzmir'de meydana gelen deprem sonrasında deprem sigortasına olan talep arttı. Peki, zorunlu deprem sigortası neleri kapsıyor? Doğru bilinen yanlışlar neler işte detaylar...
Son bir yıl içerisinde ülkemizde meydana gelen şiddettli depremlerin sayısının artmasıyla zorunlu deprem sigortası hayati bir önem taşımaya başladı. Hürriyet Gazetesi köşe yazarlarından Noyan Doğan bugünkü köşe yazısında zorunlu deprem sigortasını kaleme aldı. İşte Doğan'ın o yazısı...
Hemen hemen her gün irili ufaklı depremler olunca zorunlu deprem sigortasına talep de arttı. Özellikle İzmir depremi sonrası sigortalanma oranı yükseldi.
Hal böyle olunca, Doğal Afet Sigortaları Kurumu’na (DASK) ve deprem sigortasına yönelik kafalarda soru işaretleri de oluşmaya başladı. Soru işaretleri beraberinde şikâyetleri de getiriyor. Okuyuculardan bu konuda çokça soru alıyorum. Zorunlu deprem sigortası ile ilgili en çok şikayet edilen iki konuyu seçtim; biri, muafiyet -ki, tüketici muafiyet konusunu bilmiyor-, diğeri ise DASK’ın ödediği tazminatın yetersiz bulunması. Elazığ, İzmir depremlerini yaşayıp da konutları zarar görenlerden bazıları, ‘Hasarımın tamamını alamadım’ diye şikayet ediyor; kimileri, ‘DASK, evimin değerini ödemiyor, neden sigorta yaptırayım’ diye yakınıyor.
KONUTUN PİYASA DEĞERİNİ ÖDEMEZ
Bu konulara açıklık getireyim, böylece okuyucuların sorularına da cevap vermiş olurum. Önce, ‘evimin değerini karşılamıyor’ konusuna değineyim. Doğrudur, DASK, konutun piyasa değerinin tamamını karşılamaz, konutun yeniden inşa bedelini öder, arsa bedeli sigortaya dahil değildir. Konutun piyasa değerini artıran da arsa bedelidir. Örneğin, İstanbul’da arsa bedelleri yüksektir. Konutunuzun değerinin 500 bin lira olduğunu düşünüyorsanız, bunun 200-300 bin lirası arsa bedelidir ve bu sigortaya konu değildir. Rakamlara takılmayın, örnek olsun diye veriyorum. Depremde eviniz yıkılırsa DASK, evinizi, yeniden inşa edecek tutarı size; arsa halen sizindir, apartmansa da arsadaki hisseniz durur ve deprem konutunuzun arsasına zarar vermez, deprem nedeniyle arsa değeri de değişmez.
Aynı örnekle devam edeyim. Konutunuzun piyasa değeri size göre 500 bin liraysa ve sigorta yaptırdığınızda, misal DASK 150 bin lira teminat vermişse, depremde konutunuz yıkılırsa; DASK, evinizi yeniden inşa edecek tutar olan 150 bin lirayı öder, arsanın değeri değişmeyeceğinden inşaat bittiğinde yeniden konutunuzun değeri 500 bin lira olur. Yeri gelmişken hatırlatayım; DASK’ın, bu yıl verdiği en yüksek teminat tutarı 268 bin liraya çıktı. Eğer konutunuzun değerinin bunun üzerinde olduğuna inanıyorsanız, ‘benim evim lükstür, şöyle malzeme kullanıldı, içi böyle yapıldı’ diyorsanız; sigorta şirketlerinden, 268 bin liranın üzeri için konut sigortası yaptırabilirsiniz, bir mani yok.
Gelelim bir diğer eleştiriye, ‘hasarımın tamamını alamadım’ eleştirisine... Hemen hemen her sigortada olduğu gibi zorunlu deprem sigortasında da muafiyet uygulaması vardır. Nedir muafiyet? Hasarın belli miktarını sigortalının kendisinin üstlenmesidir. Zorunlu deprem sigortasında muafiyet tutarı, sigorta bedelinin yüzde 2’sidir. Yani DASK, yüzde 2 muafiyetin üzerini öder, altında kalan hasar tutarını ödemez.
Örneğin, zorunlu deprem sigortası yaptırdınız ve konutunuzun -bölgesine, metrekaresine göre- teminat tutarı 100 bin lira çıktı. Bunun yüzde 2’si olan, 2 bin lirası muafiyete giriyor. Konutunuzun illa yıkılması gerekmiyor, depremde ufak tefek hasar oluşursa ve yapılan tespit sonucunda hasar tutarı bin 500 liraysa; muafiyetin altında kaldığı için DASK bunu ödemez. Peki, niye muafiyet var? Bazı okuyucular bunu da soruyor. Muafiyet sayesinde zorunlu deprem sigortasının primleri bu kadar uygun; muafiyet olmasa bugün sigortanın fiyatı en az 1,5-2 katı yüksek olur.