2. Uluslararası İslami Mimari Mirası Konferansı'nda neler konuşuldu?
"Mamur Çevre ve Gelecek", temasıyla yapılan 2. Uluslararası İslami Mimari Mirası Konferansı (ISL@H 2019), iki gün boyunca İslami mimari alanında çalışan uzmanları konuk etti.
"Mamur Çevre ve Gelecek", temasıyla gerçekleştirilen 2. Uluslararası İslami Mimari Mirası Konferansı (ISL@H 2019), iki gün boyunca İslami mimari alanında çalışan uzmanları ağırladı.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) ve Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi (IIUM) iş birliğiyle FSMVÜ Topkapı Yerleşkesi'nde yapılan konferansta, kültür mirasının önemli bir bölümünü oluşturan mimari miras varlıklarının korunması, yönetimi ve geleceğe aktarımı konusunda yürütülen çalışmalar ile sürdürülebilir kentsel gelişim konusunda farklı yaklaşımlar konuşuldu.
Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre, etkinliğin son oturumundaki "Saraybosna'daki avlulu evlerin canlandırılması ve yeniden düşünülmesi" başlıklı konferansta konuşan FSMVÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekan Yardımcısı Doktor Öğretim Üyesi Onur Şimşek, avlunun bireyler ve aileler için bireysel konuttaki önemiyle ilgili açıklamalar yaptı.
Saraybosna'da Osmanlı kültürünün hakim olduğu 400 sene boyunca avlu kültürünün geliştiğini belirten Şimşek, bu kültürün Avusturya Macar İmparatorluğu ve komünist dönemde kaybolmaya başladığını ve tekrar canlandırılarak hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Şimşek, avlunun bireysel konutlardaki önemine değinerek,, "Avlu, aynı zamanda ufak da olsa mahalle ölçeğinde bir toplum olarak insanların bir arada yaşamasını sağlayan, komşuluğu canlandıran bir öge olarak, bir mahallenin meydanı gibi düşünülebilir." diye konuştu.
İbni Haldun'un "Mukaddime" isimli eserinde şehirleşme olgusuna da değindiğini de söyleyen Şimşek, "Orada kendilerini korumak için oluşturdukları sınırlardan Kendi kendine bir sosyal çevre oluşturan aslında bir taraftan mahalle ölçeğine de benzeyen bir olgudan bahsediliyor." değerlendirmesini yaptı.
Arap ülkelerinde, Saraybosna'da ve Türkiye'de avlulu evler arasında kültürün ve iklimin getirdiği farkların bulunduğunu belirten Şimşek, şöyle konuştu:
"Onları birleştiren bir şey İslam kültürü çerçevesinde mahremiyetin önemi. Bütün bu farklı kültürler, avlu etrafında birleşiyor. Saraybosna'ya baktığımızda daha çok Osmanlı evlerine benzeyen evi çevreleyen bahçeler şeklinde avlular karşımıza çıkıyor. Sadece her tarafı kapalı evin tam merkezinde olan değil, bahçenin içinde olan evler de var. Ayrıca evin etrafında şekillenen bahçelere de avlu denebiliyor."
Onur Şimşek, ayrıca çalışmasında yer verdiği mahalle ölçeğinde 40-50 haneden oluşan, herkesin birbirini tanıdığı, sosyal boyutu da olan bir tasarımı da katılımcılarla paylaştı.
Türkiye, Malezya, Endonezya, İtalya, Bosna Hersek, Kosova, Ürdün ve Cezayir'den katılımcıların da katıldığı etkinlik, son oturumlarla sona erdi.
İki gün devam eden ISL@H 2019'un katılımcıları, yarın tarihi yarımada gezisi ile Boğaz turuna katılacak.