23 / 12 / 2024

2011, on yılın en hızlı birleşme-satın alma senesi oldu

2011, on yılın en hızlı birleşme-satın alma senesi oldu

Krizde şirketini batıranla çıkaran masaya oturmaya başlayınca 2011, on yılın en hızlı birleşme-satın alma senesi oldu. Beklenti, rüzgarın sürmesi



Ekonomik krizde batanlar ve çıkanlar buluşuyor. Krizden karlarını katmerleyerek çıkanlar bataklıktan kurtulma çaresi arayanların kapısında bitiyor. Reuters'ın yaptığı araştırmaya göre 2011 yılı birleşme-satın almalar açısından son 10 yılın en hızlı başlangıç yapılan senesi. 2 şžubat tarihine kadar yapılan hesaplamaya göre 309 milyar dolarlık anlaşma imzalandı. Bu rakam 2000 yılından bu yana görülen en yüksek 'el sıkışma' tutarına işaret ediyor. Uzmanlar 'Bu rüzgar yıl boyu sürer' diyor. Türkiye'de ise beklenti 2011 yılında birleşme satın alma anlaşmalarının 25 milyar dolarlık bir tutara ulaşması.

10 yılın zirve başlangıcı

Son iki yılda köşesine çekilip fırsat kollayan ve elinde nakit tutan şirketler krizde batan gemilerin mallarını topluyor. şžimdiden 309 milyar dolara ulaşan anlaşma tutarı bu yıl satın almaların ekonomi gündeminin tepelerinde gezineceğinin işareti. Bu rakam bir önceki yılın aynı dönemine göre ise yüzde 69 artışa işaret ediyor. Diğer yandan ise dünya 10 yıldır görmediği bir tablo ile karşı karşıya. 2000 yılının hemen başında dünya çapında 554.2 milyar dolar değerinde birleşme ve satın alma anlaşması imzalanmıştı. 2000'de imzalanan anlaşmaların yüzde 70'ini telekomünikasyon, medya ve sağlık anlaşmaları oluştururken bu yıl finans, imalat ve enerji sektörleri liderliği oluşturuyor. Adı geçen sektörler son bir yıllık toplamın yüzde 60'ını oluşturuyor.

şžirket bazında ise liderlik AIG'nin 58,9 milyar dolar değerindeki imtiyazlı hisselerinde. AIG'ye danışmanlık yapan şirketler çiti, Morgan Stanley, Bank of America Merrill Lynch, Evercore ve Rothschild.

Ucuza kapatma cazibesi

Geçen hafta da AMB'nin 16.8 milyar dolara aldığı ProLogis, Citigroup'un 3.5 milyar dolara aldığı EMİ birleşme satın alma gündeminin son maddeleriydi.

ABD'li şirketlerin kasalarında 1 trilyon doların üzerinde nakit bulunduğu rivayet ediliyor.

Uzmanlar bu paranın 'ucuza kapatma' potansiyeli sürdükçe satın almalara doğru kayabileceğinin altını çiziyor. Bununla birlikte ekonomi analistleri, ABD ve Avrupa ülkelerinde ekonominin beklentilerin altında büyümesinin, şirketlerin güçlerini birleştirip, maliyetlerini azaltarak, değerlerini arttırma yolunu seçebileceğini belirtiyor.
Radikal/Ziya ÖZIşžIK


Geri Dön