19 / 11 / 2024

2017'ye kadar 18 şehir hastanesi hizmete girecek!

2017'ye kadar 18 şehir hastanesi hizmete girecek!

Kamu-özel sektör ortaklığı ile yapılan şehir hastanelerinin sayısı artıyor. 18 hastane için ihale süreci biterken, 30 bin yataklık şehir hastanelerinin 2017 sonunda devreye girmesi bekleniyor. 10 bin yatak kapasiteli hastane projesi de planlanıyor.




Kamu-özel sektör ortaklığı ile yapılan şehir hastanelerinin sayısı artıyor. 18 hastane için ihale süreci biterken, 30 bin yataklık şehir hastanelerinin 2017 sonunda devreye girmesi bekleniyor. 10 bin yatak kapasiteli hastane projesi de planlanıyor.


Sağlık sektöründe önemli bir dönüşüm başlatan “Kamu Özel İşbirliği -PPP” (Public Private Partnership) projesine ilgi artıyor. Kamu-özel ortaklığıyla kurulacak şehir hastanelerini, yükleniciler önce inşa edecek sonra da işlemesinden yükümlü olacak. İnşattan sonra ise Sağlık Bakanlığı hastanede kiracı olacak ve yapıyı inşa eden şirket kamudan kira bedeli alacak. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Müezzinoğlu, geçtiğimiz ay Sağlık Bakanı olarak yaptığı son toplantıda kamu-özel sektör işbirliği ile yapılan 30 bin yatak kapasiteli şehir hastanesinde çalışmaların sürdüğünü, 10 bin yataklık hastanenin de planlandığını açıklamıştı. Özel sektörün 25 yıl işlettikten sonra kamuya teslim edeceği bu modele, Rönesans İnşaat, YDA Grup, Türkerler Holding, Akfen, Astaldi ve Dia Holding gibi çok sayıda firma ilgi gösteriyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülke genelinde ihalesi tamamlanan 18, sözleşme aşamasında 5 hastane projesi bulunuyor.


4.7 MİLYAR EURO YATIRIM

RÖNESANS Holding grup şirketlerinden Rönesans Sağlık Yatırım (RSY), 2020 yılına kadar yaklaşık 4.7 milyar Euro yatırım plandığını söyleyen RSY Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Yanıkömeroğlu “Bu kapsamda toplam 3.2 milyon metrekarelik proje inşa edecek olan RSY, toplamda 9 bin 500 yatak kapasitesi ile Türkiye’de PPP sağlık yatırım sektöründe lider konumunda. RSY’nin portföyünde İstanbul-İkitelli, Adana, Bursa, Elazığ ve Yozgat olmak üzere 5 adet hastane kompleksi bulunuyor. Altıncı proje olarak ise Samsun, İstanbul, Afyon, Diyarbakır, Malatya, Erzurum ve Van’da inşa edilecek olan fizik tedavi ve rehabilitasyon, psikiyatri ve yüksek güvenlikli adli psikiyatri hastaneleri yer alıyor” dedi. PPP modeli ile yapılmakta olan hastane projelerinin, Türkiye’nin sağlık alanında yaptığı en büyük atılım olduğunu söyleyen Yanıkömeroğlu, yurtdışından uzun vadeli yatırımcıları da projelere ortak ederek ülkeye yabancı kaynak gelmesini sağladıklarını söyledi. 


4 ŞEHİR HASTANESİ YAPIYOR

YDA Group 4 şehir hastanesiyle hem yatırımcı hem de yapımcı firma olarak rol alıyor. Sağlık Bakanlığı’nın ihale ettiği 1583 yataklı Kayseri Entegre Sağlık Kampüsü’nü 2011’de kazanarak, bu alanda öncü olduklarını belirten YDA Grup Başkanı Hüseyin Arslan, “Kayseri’nin yanı sıra halihazırda 838 yataklı Konya Şehir Hastanesi’nin ve 558 yataklı Manisa Şehir Hastanesi’nin inşaatları hızla devam etmekte olup, 1700 yataklı Şanlıurfa Şehir Hastanesi projemizin de ön hazırlık ve şantiye mobilizasyon çalışmaları devam ediyor” dedi. Şehir hastaneleri projelerine toplamda yaklaşık 1.5 milyar Euro’luk yatırım yaptıklarını belirten Arslan, “Kamunun tecrübesiyle özel sektörün finansman kabiliyeti ve dinamizmini buluşturan bu model sayesinde ülkemiz çok daha nitelikli sağlık altyapısına kavuşacak” dedi. 


AKFEN’DEN 3 HASTANE

Akfen İnşaat, Isparta Şehir Hastanesi, Eskişehir Şehir Hastanesi ve Tekirdağ Şehir Hastanesi projelerinin yatırımlarını üstlendi. 3 projenin toplam yatak kapasitesinin 2 bin 313 olduğunu söyleyen Akfen İnşaat ve Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Selim Akın, “Isparta Şehir Hastanesi’nin inşaatı devam ediyor ve bu sonbahar projemizin inşaatını tamamlayarak bakanlığa devretmeyi planlıyoruz. Eskişehir Şehir Hastanesi’nin inşaatını 2017 sonunda tamamlamayı planlıyoruz. Tekirdağ Şehir Hastanesi projesine de bu yıl içinde başlayacağız” dedi. Şehir hastaneleri projelerinin, Türkiye’de sağlık sektörünün altyapısının iyileştirilmesi bakımından hayati önem taşıdığını söyleyen Akın, “Bu projeler tamamlandığında ülkemizdeki sağlık hizmetleri daha modern koşullarda sağlanacak. Çünkü bütün projelerin teknolojik altyapısı ve donanımı oldukça yüksek olacak” diye konuştu.


YATIRIMA DEVAM 

TÜRKERLER Holding, kamu-özel sektör işbirliği ile  Ankara  Etlik Entegre Sağlık Kampüsü, Kocaeli Entegre Sağlık Kampüsü ve  İzmir  Bayraklı Entegre Sağlık Kampüsü projelerinin yatırımını sürdürüyor. Ankara Etlik projesi yatırımını İtalyan Astaldi Grubu, İzmir ve Kocaeli projelerimizin yatırımını ise Gama Holding ile ortak olarak hayata geçirdiklerini belirten Türkerler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Türker,” Sağlık Bakanlığı’ nın Kamu Özel İşbirliği Modeli ile yapacağı yeni şehir hastaneleri ihaleleriyle ilgileniyoruz. En son Denizli ihalesinin birinci turunda Doğuş Grubu ile en iyi teklifi veren firmayız. Grup olarak bu alandaki yatırımlarımızı büyütmeyi hedefliyoruz” dedi.


FİNANSMAN UYARISI

SON yıllarda tüm büyük projelerin finansmanında kullanılan kamu-özel ortaklığına ilişkin olarak geçtiğimiz aylarda Kalkınma Bakanlığı’ndan dikkat çekici bir uyarı geldi. Kalkınma Bakanlığı, Türkiye’de kamu özel ortaklığıyla yapılan projelerde uzun vadeli fon sıkıntısı yaşanabileceğini belirti ve kamunun bu nedenle oluşacak yükümlülüklerinin iyi analiz edilmesini istedi. Türk Tabipler Birliği de PPP modelinin riskli olduğu görüşünde. Birlik yetkilileri tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kalkınma Bakanlığı tarafından açıklanan raporda da şirketlerin sabit yatırım için 9.5 milyar dolar ödeyeceği, devletin de buna karşılık uzun dönemde 27 milyar dolar ödeme yapacağı belirtildi. Buradaki maliyet yüksekliği ve geri ödemedeki orantısızlık açık. Ancak sağlık hizmetinin kendisi yani bu alanın doğası, işleyişi PPP uygulamasına elverişli değil. Hastalıkları hastaneye gelir getiren ve getirmeyen olarak ayırmaya başladığınızda, hastane yataklarının doluluk oranı üzerinden hastalara bakmaya başladığınızda sağlık hizmetinin doğası bozuluyor.”


Projeler Yatırım Tutarı (milyon dolar)


1- Kayseri Entegre Sağlık Kampüsü 403.9

2- Etlik Entegre Sağlık Kampüsü 1.105

3- Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü 1.086

4- İkitelli Entegre Sağlık Kampüsü 1.232

5- Elazığ Entegre Sağlık Kampüsü 308.7

6- Yozgat Sağlık Yerleşkesi Projesi 155.5

7- Manisa Eğitim Araştırma Hastanesi 182.7

8-  Adana  Entegre Sağlık Kampüsü Projesi 680.4

9- Mersin Entegre Sağlık Kampüsü Projesi 339.9

10- Gaziantep Entegre Sağlık Kampüsü Projesi 840.1

11- Ulusal Halk Sağlığı Kurumu ile Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 776.9

12- FTR, Psikiyatri ve YGAP Hastaneleri Projesi 658.0

13- Isparta Sağlık Yerleşkesi Projesi 263.9

14- İzmir Bayraklı Entegre Sağlık Kampüsü 758.3

15- Kocaeli Entegre Sağlık Kampüsü Projesi 504.7

16- Konya Karatay Entegre Sağlık Kampüsü 255.0

17- Bursa Entegre Sağlık Kampüsü 315.9


Hürriyet


Bu haber Bizim Gazete'de şöyle yer aldı:


18 hastane için ihale süreci bitti, beş hastane projesi ise sözleşme aşamasında bulunuyor. 30 bin yataklık şehir hastanelerinin ise 2017 sonunda devreye girmesi bekleniyor. Kamu-özel ortaklığıyla kurulacak şehir hastanelerini, yükleniciler önce inşa edecek sonra da işlemesinden yükümlü olacak. İnşattan sonra ise Sağlık Bakanlığı hastanede kiracı olacak. Özel sektörün 25 yıl işlettikten sonra kamuya teslim edeceği bu modele, Rönesans İnşaat, YDA Grup, Türkerler Holding, Akfen, Astaldi ve Dia Holding gibi çok sayıda firma ilgi gösteriyor. 

Son yıllarda tüm büyük projelerin finansmanında kullanılan kamu-özel ortaklığına ilişkin olarak geçtiğimiz aylarda Kalkınma Bakanlığı'ndan dikkat çekici bir uyarı geldi. Kalkınma Bakanlığı, Türkiye'de kamu özel ortaklığıyla yapılan projelerde uzun vadeli fon sıkıntısı yaşanabileceğini belirti ve kamunun bu nedenle oluşacak yükümlülüklerinin iyi analiz edilmesini istedi. 

Türk Tabipler Birliği ne göre ise bu model riskli. Birlik konuyla ilgili şu açıklamaya yaptı: "Kalkınma Bakanlığı tarafından açıklanan raporda da şirketlerin sabit yatırım için 9.5 milyar dolar ödeyeceği, devletin de buna karşılık uzun dönemde 27 milyar dolar ödeme yapacağı belirtildi. 

Buradaki maliyet yüksekliği ve geri ödemedeki orantısızlık açık. Ancak sağlık hizmetinin kendisi yani bu alanın doğası, işleyişi PPP uygulamasına elverişli değil. Hastalıkları hastaneye gelir getiren ve getirmeyen olarak ayırmaya başladığınızda, hastane yataklarının doluluk oranı üzerinden hastalara bakmaya başladığınızda sağlık hizmetinin doğası bozuluyor.


Bizim Gazete


Geri Dön